İşte yeni çıkan kitaplar

Kitap
PINAR YAYINLARI Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve HZ. Peygamber’in Hayatı, Mevdudi, Çev: Ahmet Asrar, 50 TL İslâm nimeti her devirde insana ancak iki kaynaktan gelmiştir. Birincisi, Allah’ın ke...
EMOJİLE

PINAR YAYINLARI

Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve HZ. Peygamber’in Hayatı, Mevdudi, Çev: Ahmet Asrar, 50 TL

İslâm nimeti her devirde insana ancak iki kaynaktan gelmiştir. Birincisi, Allah’ın kelâmı, ikincisi Allah’ın peygamberleri (Allah`ın selâmı onların üzerine olsun) .

O peygamberler ki Allah-ü Tealâ tarafından sadece kelâmını yaymak, buyruklarını duyurmak ve açıklamakla değil, aynı zamanda bunların nasıl tatbik edildiğini ve başkalarına nasıl örnek olabileceklerini göstermek için de görevlendirmişlerdir.

 Peygamberler aynı zamanda, Kur’an’ın belirlediği amaçları varılabilmesi için, fertler ile toplumu denetlemeye, insan hayatının eksikliklerini düzeltmeye de memurdurlar.

Hem Kur’an-ı Kerim, hem Hz. Muhammed (s.a.v.) in vazifesi aynı olup, aynı amacı taşımaktadırlar. Onları gerçek anlamda kavramamız, ancak o vazife ve amacı anlama derecemize bağlıdır. Bu gerçek unutulduğu takdirde, Kur’an-ı Kerim yalnız sözler yığını ve siret-i mübarek de sadece bir hayat hikâyesi ve olaylar zincirinden ibaret kalır.

Siz, sözlük, kitap, belge, ilmî çalışma ve araştırmalar ile bir yığın tefsir kitapları yazabilirsiniz. Tarihi araştırmadaki ustalığınızla da Hazreti Peygamberin şahsiyeti ve asr-ı saadet ile ilgili belki de en doğru ve en geniş bilgileri toplayabilirsiniz.

Fakat, dinin ruhuna ve özüne varamazsınız. Çünkü bu iş yalnız sözler ve olaylarla bitmiyor, asıl varılmak istenen o amaç ve hedeftir ki, uğruna Kur`an-ı Kerim indirilmiş ve Muhammed Mustafa (s.a.v.) örnek olarak bize gönderilmiştir.

Bu amaç ne kadar iyi anlaşılırsa, Kur`an ve siyer de o kadar iyi anlaşılacak ve ne kadar yanlış anlaşılırsa, ikisi hakkındaki bilgimiz de o derece yanlış ve eksik olacaktır. Mevdudi

Minval Yayınları

Ruhun Şifası, Dr. Arif Arslan, 25 TL

“Bütün istek ve ihtiyaçlarımız için yalnız ve ancak O’na dua etmek çözüm olabilir. İhtiyaç ve isteklerimizi elde etme, dert ve tasalarımızdan kurtulma konusunda bize sadece O yardım edebilir.

O’na dua ederek ve O’ndan yardım isteyerek aşamayacağımız sıkıntı, üstesinden gelemeyeceğimiz üzüntü, gam ve keder, dert ve tasa yoktur.

İster maddi, ister manevi hiçbir dert ve tasa O’nun izni olmadan bize gelip musallat olamaz, bize ulaşamaz. Bildiğimiz veya bilmediğimiz bütün bela ve musibetler, sadece O’nun emri ve izniyle gelir ve yine sadece O’nun müsaadesiyle gider…”

Dr. Arif ARSLAN

1981 yılında İzmir Yüksek İslam Enstitüsünü (Dokuz Eylül İlahiyat Fakültesi) bitirdi. 1983 yılında Ovacık’ta (Tunceli) öğretmenlik görevine başladı. 2001-2004 yılları arasında eğitim psikolojisi üzerine yüksek lisans; 2004-2009 yılları arasında da genel psikoloji üzerine doktora yaptı. Zaman, Akşam ve Güneş gazetelerinde süreli olarak günlük yazılar yazdı.

Ayna Dergisi, Sızıntı, Zafer, Kırk İkindi, Cuma ve Nokta dergilerinde yazıları, röportajları yayımlandı. Yazarın, özellikle metafizik konular ve Esmâü’l -Hüsnâ’nın keşfiyle dua üzerine yaptığı çalışmaların yanı sıra çeşitli yayınevlerince yayımlanmış ders kitapları, araştırma, telif ve şiir olmak üzere altmışa yakın çalışması vardır.

ENSAR YAYINLARI

Çocuğunuzu Namaz Kılmaya Alıştırma Yolları, Dr. Ayşe Dolmacı, 7 TL

Dini vecibelerini mümkün mertebe yerine getirmeye çalışan ebeveynler, bu konuda çocuklarını da eğitmek, onlara Allah’a karşı sorumluluklarımızı yerine getirme alışkanlığı kazandırmak isterler. “Aile İçi Din Eğitimi Serisi”, onlara bu konuda yardımcı olabilmeyi hedeflemektedir.

Çocuğu namaza alıştırmak, ona din eğitimi vermenin bir parçasıdır. Çocuğa namaz alışkanlığı kazandırmak aynı zamanda bu eğitimin en önemli basamağını teşkil eder. Namaz alışkanlığını çocuğumuza kazandırmak için, 7 ile 10 yaş aralığı üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Onlara Allah’a ibadet etmeyi sevdirmeli, karşılaştığımız her türlü zorlukta O’na yönelmeyi öğretmeliyiz. Bunun için de çocukların, anne babalarının her söylediğini yerine getirme isteği duydukları zaman dilimini bir ganimet olarak görmeli, bu altın yaşlarda din eğitimi verme fırsatını kaçırmamaya çalışmalıyız.

Eserin birinci bölümünde, din eğitimi sırasında ebeveynlerin özellikle dikkat etmesi gereken genel prensipleri ele aldım. İkinci bölümde çocukluğun ilk yıllarından başlayıp yedi yaşına kadar devam eden “küçük çocukluk” evresini konu edindim ve bu dönemi ilgilendiren önerileri burada toplamaya çalıştım.

Üçüncü bölüm yedi yaş ile ergenlik arası dönemin ele alındığı bölümdür. Dördüncü bölümde, ergenlik sonrasında namaz konusunda konuşulabilecek konulara “genel bakış” başlığı altında yer verdim. Beşinci bölüm konu ile ilgili bazı hadislere ayrılmıştır.

Çocuğunuza Oruç Tutmayı Kolaylaştırma Yolları, Dr. Ayşe Dolmacı, 8,50 TL

Dini vecibelerini mümkün mertebe yerine getirmeye çalışan ebeveynler, bu konuda çocuklarını da eğitmek, onlara Allah’a karşı sorumluluklarımızı yerine getirme alışkanlığı kazandırmak isterler. “Aile İçi Din Eğitimi Serisi”, onlara bu konuda yardımcı olabilmeyi hedeflemektedir.

Oruç ibadetini çocuklarımıza kolaylaştırmayı hedefleyerek, onların kişiliklerinin düzgün bir şekilde oluşturulmasına büyük katkıda bulunmuş oluruz. Çocuklar bu ibadet sayesinde doğruyu söyleyen, dürüst bir fert olmayı daha çok benimserler, bunu içselleştirirler. İradeleri güçlenir, zorluklar karşısında dirençli olurlar.

Başkalarının hallerinden anlama melekeleri gelişir. Allah’a yakın olmanın hazzını deneyimlemiş olurlar. Şükretmeyi öğrenirler. Nimetin kıymetini bilirler. Sağlık kazanırlar. Çocuklarımıza oruç tutmayı kolaylaştırmanın yolu, öncelikle onlara güzel örnekler sunmaktan geçer. Daha sonra onları oruca teşvik etmeli, bu konudaki gayretlerinden dolayı onları takdir etmeli, oruç tutmak hakkında onlara bazı bilgiler vererek konunun önemini iyice vurgulamalıyız.

Eserin birinci bölümünde, din eğitimi sırasında ebeveynlerin özellikle dikkat etmesi gereken genel prensipleri ele aldım. İkinci bölümde yemek yemenin sağlığımıza olan etkilerini incelemeye çalıştım.

Oruç tutmak, yemek yemek veya yememekle yakından alakalı bir konu olduğu için, meseleye önce buradan başlamak istedim. Bu arada çocuklarımıza sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak ve sağlığın önemini vurgulamak hususları üzerinde durdum.

Üçüncü bölümde oruç uygulamasına atılabilecek ilk adımların neler olabileceğini göstermeye çalıştım. Dördüncü bölüm, orucun önemi hususuna ve oruç tutmayı kolaylaştıran uygulamalara ayrılmıştır. Beşinci bölümde konu ile ilgili bazı hadisler bulunmaktadır.

ÖTÜKEN Neşriyat

Kadercilik, Mustafa Macit, 12 TL

Kadercilik, insan hayatının doğaüstü bir güç ya da güçler tarafından önceden belirlendiği ve bu belirlenmişliğe uygun bir tarzda yaşandığı düşüncesine dayanır.

İlk bakışta ilahi dinler kaynaklı gözükse de bu düşüncenin ilah kavramının olmadığı kültürlerde de yer edindiği gerçeği, onun, insanlığa, toplumsallığa dair bir yönünün olduğunu gösteriyor. Kaderciliği toplumsallığın bir ürünü ve sosyal psikolojik açıdan incelemeye değer olması anlamında sosyal psikolojik bir problem olarak ele alan Mustafa Macit, kaderciliği, kader inancının toplumsallaşmış bir uzanımı ve bir paradigma olarak varsayıp çözümlemiştir.

Bu varsayımın koordinatları içerisinde çalışmasının asıl ilgi alanını konunun teolojik, metafizik ya da felsefi boyutlarından çok toplumsal boyutları üzerinde yoğunlaştırmış ve kaderci paradigmanın sosyal psikolojik, sosyo-kültürel arka planını ve bunların gündelik hayata yansımalarını göstermeye çalışmıştır.

Yeditepe Yayınevi

Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, Erhan Afyoncu, 50 TL

Sorularla Osmanlı Tarihi’nin anlatıldığı bu kitapta merak ettiğiniz birçok sorunun cevabını bulacaksınız: 

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Orhan Gazi, Rumeli’ye geçiş, Birinci Murad, Ankara Savaşı, Fetret Devri, Çelebi Mehmed, 2. Murad, Fatih Sultan Mehmed, Cem Sultan, 2. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Genç Osman, Dördüncü Murad, Sultan İbrahim, Lale Devri, İkinci Mahmud, Köprülüler, Piri Reis, Barbaros Hayreddin Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kadızâdeliler, Osmanlı Tarihinde İsyanlar, Celali İsyanları, Kıbrıs Seferi, İnebahtı Savaşı, İkinci Viyana Kuşatması, Viyana Bozgun Yılları, Karlofça Antlaşması, Prut Savaşı, Kırım Savaşı, 93 Harbi, Osmanlı-Rus Savaşları, Osmanlı-Avusturya Savaşları, Osmanlı-İran Savaşları,  Nizâm-ı Cedid,

Tanzimat, Islahat Fermanı,  Meşrutiyet, İlk Türk Matbaası, Gayrimüslimler, Şark Meselesi, Kapitülasyonlar, Osmanlı Döneminde Hac, Yeniçeriler, Osmanlılar ve Türklük, Avrupa’da Türk Korkusu, Türkmen Aşiretleri, Harem,

Kardeş Katli…

İz Yayıncılık

Gidenler Gidenler, Cemal Şakar, 7 TL

Mehmet Narlı’nın anlatımıyla Gidenler Gidenler: “Cemal Şakar’ın öyküleri daha çok ‘an’ın içindeki yalnızlığı, sorgulamayı, anlam arayışını aktarsalar da, karamsar değildirler ve okurları boşluğa açılan bir kapının önünde bırakmazlar.

Modern insanı anlatırlar ama bu modern insanlar, korkuların ölüme çalan yüzünde duran kişiler değildirler.

Zaman zaman öykü özneleri kendi üzerlerine kapanırlarsa da, öykünün sonuna doğru bir ses, sanki okura şöyle seslenir: ‘İçini karartma, beraberce düşünmüş olduk ve bu düşünüş birbirimizi tanımamız içindir.’”

Yol Düşleri, Cemal Şakar, 6 TL

“Cemal Şakar’ın öykülerinde anlatım tekniği olarak fantastik yapı, rüya ve sesler dolayısıyla belirir.

Yol Düşleri’nde, şehre alışmak zorunda kalan bireyin öyküsünü anlatan “Sır”, otel odasında kalan gencin, garip bir sesin peşine düşmesini anlatır.

Nitekim aynı birey, “Ses” öyküsünde, rüya ve geçmişe dönüş fantastiğiyle aradığı sesle buluşur.

Sesin sahibi, ölümün eşiğinde bulunan ve hikmetler söyleyen birisidir.

Ancak bu yapı tasavvufi, metafizik, sezgisel bir geçiştir ve rüya hâline denk gelişi, fantastiğin bizim tanımladığımız kararsızlıkla yerleştirilecek biçiminin dışındadır…” diyor, Ertan Örgen.

İslami Hareketin Öncüleri-4, Hayreddin Karaman, 25 TL

Amerika kıtasının keşfi, yeni deniz yolları, Rönesans, Fransız İhtilali, sanayileşme, sömürge ülkeler…

Derken baş döndürücü bir hızla gelişen ve değişen dünyada ayakta kalmak, sesini duyurmak, varlığını kabul ettirmek, insanları ikna etmek tüm dinî sistemler için sorun olmuştur.

Özellikle 19. yüzyıl ile birlikte iletişimin kolaylaşması, ülkeler ve toplumlar arasındaki etkileşimin artması, İslâm’ın, aslına uygun olarak yeniden yorumlanması ihtiyacı içinde olduğu düşüncesini taşıyan önemli simaların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Bu isimler kimi zaman şiddetli bir şekilde eleştirilmiş, kimi zaman göklere çıkarılmış, kimi zaman ise geniş kesimlerin üzerlerinde konsensüs sağlamasını temin etmişlerdir.

19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, neredeyse günümüze kadar yaşamış şahsiyetler ve İslâm dünyasına etkileri, derli toplu bir eserde ele alınmayı gerektiriyordu.

Prof. Dr. Hayreddin Karaman’ın daha önce üç cildini yayınladığımız bu uzun soluklu çalışmasının üçüncü kitabı, Babanzâde Ahmed Naim, Mustafa Sabri Efendi, Mehmed Akif Ersoy, Ahmed Ziya Efendi, Zeynel Abidin Efendi, Hüseyin Kâzım Kadri  hakkında özet ve özlü bilgiler içermektedir…

Mutezile Gelen-ek-i / 1, Recep Alpyağıl, 50 TL

Bu eser, din felsefesi üzerine yapılmakta olan bir dizi derleme çalışmanın bir parçası olarak ortaya çıktı.

Ancak, Mutezile’nin ele alındığı bu metnin diğerleri arasındaki yeri oldukça ayrıcalıklı.

Bunun en temel nedeni, Mutezile’nin, İslam düşüncesinin hazırlayıcı ve kurucu bir okulu olmasıdır.

Bugünden bakıldığında, düşünce tarihiyle meşgul olanların Mutezilî mirasın basitçe aşıldığını zannetmeleri oldukça naif bir yorumdur. Mutezile gelen-eki, tarihsel süreç içindeki yok sayma, sindirme, dışarıda bırakma politikalarına rağmen, varlığını bugün de hâlen oldukça bariz bir biçimde hissettirmektedir.

İçinde yer aldığımız zaman diliminde, Mutezile’nin doğuşundaki tarihsel bağlama yakın teolojik ve felsefi sorunlarla karşı karşıyayız.

Bunlara karşı Mutezilî gelen-ekten devşirilecek çok şey var. 2 ciltlik seçkinin birincisi, Mutezilî mirası olabildiğince çok yönlü bir şekilde takdim etmekte; konular, epistemolojiden ontolojiye değin, temel metinler ve onların çağdaş yorumları eşliğinde işlenmekte…

Hamza, Ömer Faruk Dönmez, 15,5 TL

Hamza, modernizmin tam ortasında yaşayan bir müslüman gencin trajikomik hikâyesi.

Herkesin az çok bildiği siyasi, felsefi ve tarihi olaylar, kitapta, alıştığımız bağlamından koparılıp, şaşırtıcı bir üslup ve masalsı bir anlatımla yeniden kurgulanıyor.

Yazar; mizahı ve edebiyatı açıkça ‘kullanarak’ aslında çağ ve İslam hakkında derin bir tefekküre çağırıyor okuyucuyu.

Mesajdan da sanattan da vazgeçmiyor.

“Mesele”sini anlatmak için; kurmacanın, bilinç akışının ve ironinin imkânlarından sonuna kadar faydalanıyor.

LİTERA YAYINCILIK

Ta’rîfât (Tasavvuf Islahatları), Seyyid Şerİf Cürcânİ 21 TL

Seyyid Şerîf Cürcânî’nin en meşhûr eserlerinden biri olan Ta‘rîfât, müellifin kendi zamânında aklî ve naklî ilimlerde kullanılan ıstılahların târiflerini ihtivâ eder.

Asırlardan beri ilim tâliplerinin başucu eserlerinden biri olan bu kitapta, ondan fazla ilme âid iki binden fazla ıstılāhın târîfi vardır.

Kaynaklık husûsiyetini muhâfaza ettiğine inandığımız için yayınlamış olduğumuz elinizdeki bu eser, Ta‘rîfât’taki ıstılahlardan sâdece tasavvufa âid olan iki yüz elli civârındaki açıklamanın tercümesidir.

Istılah lügatleri arasında mühim bir mevkii olduğunu düşündüğümüz Ta‘rîfât’ın, bu Türkçe neşrinin, tasavvuf lügatleri edebiyâtına da ciddî bir katkısı olacağını ümîd etmekteyiz.

Türkçe’nin Kayıp Kelimeleri, Ahmet Dinç, 25 TL

Elinizdeki kitap, çoğunluğu mevcut sözlüklerde bulunmayan, ilk kez kayıt altına alınan yaklaşık 11 bin sözcük ve kavram içermektedir.

Bir gazetecinin 20 yıllık meslek yaşamı boyunca Anadolu’nun hemen her köşesinden topladığı bu sözcükler, hem giderek halk nezdinde ve hem de Türkçe’yle ilgilenen kurum ve kuruluşlar nezdinde gerçekten ‘yitik’tir.

Bu bir sözlük çalışması değildir; bir kültür ve medeniyetin yüzyıllarca ses/söz yükünü sırtlamış, son onyıllarda ilgisizliğe ve teknolojik istilaya yenik düşmüş Türkçe kelimeleri kurtarma çabasıdır. 

Bugüne kadar yapılmış tüm dil çalışmalarının ve sözlüklerin, Türkiye topraklarında kullanılan sözcüklerin hepsini içerdiğini düşünüyorsanız, eserimiz yanıldığınızın kanıtı olacak. Aslında bu çalışma, bir yanıyla üzücü, diğer yanıyla sevindirici iki gerçeği ortaya çıkardı.

Üzücü olan; dilimizle ilgili kurumların ve bu alanda çalışma yapan akademisyen ve araştırmacıların, Anadolu’da konuşulan Türkçe’de var olan bütün sözcükleri belirleyememiş, kayıt altına alamamış olmasıdır.

Görünen o ki, bunu yapmaktan da çok uzaktırlar. Sevindirici sonuç ise şu: Türkçe, sonu gelmez, dibi görünmez bir hazine gibi, kimsenin net olarak belirleyemeyeceği sayıda çok sözcük/kavram barındırmaktadır. Biz bu çalışmada, Türkçe adlı ummandan belki sadece bir avuç su aldık; onu sunuyoruz.

Borçlandırılmış İnsanın İmali ( Neoliberal Durum Üzerine Deneme), Maurizio Lazzarato, Çev: Murat Erşen, 15 TL

Gerek özel gerek kamusal, borç bugün ekonomiden ve politikadan “sorumlu olanların” ana meşguliyeti gibi görünüyor.

Bununla birlikte, Borçlandırılmış İnsanın İmali’nde, Maurizio Lazzarato, borcun, kapitalist ekonomi için bir tehdit olmak şöyle dursun, neoliberal projenin tam merkezinde yer aldığını gösteriyor.

Marx’ın değeri pek bilinmemiş bir metninin yanı sıra, Nietzsche, Deleuze, Guattari ve yine Foucault’nun yazılarını yeniden okumak suretiyle, yazar borcun her şeyden önce politik bir inşa olduğunu ve alacaklı/borçlu ilişkisinin günümüz toplumlarının temel toplumsal bağını ve ilişkisini teşkil ettiğini ortaya koyuyor.

Borç sadece ekonomik bir dispozitife indirgenemez; o aynı zamanda yönetilenlerin zamanının ve davranışlarının belirsizliğini azaltmayı hedefleyen, bireysel ve kolektif öznelliklerin denetimine ve yönetimine ilişkin bir güvenlik tekniğidir.

Devlet’e, özel sigortalara ve daha genel olarak, şirketlere karşı hep daha fazla borçlu hale geliyoruz ve vaatlerimizi yerine getirmek için hayatlarımızın, “insani sermaye”mizin “girişimcileri” olmaya teşvik ve icbar ediliyoruz; tüm maddi, zihinsel ve duygulanımsal ufkumuz böylece yeniden biçimlendirilmiş ve alt üst edilmiş bulunuyor.

Bu imkânsız durumdan nasıl çıkabiliriz?  Borçlu insanın neoliberal koşulundan yakamızı nasıl kurtarabiliriz? Eğer Lazzarato’nun yaptığı çözümlemeleri izlersek, çıkışın sadece teknik, ekonomik ya da mali olmadığını teslim etmemiz ve kapitalizmi yapılandıran temel toplumsal bağı ve ilişkiyi, yani borç sistemini yeniden köklü biçimde masaya yatırmamız gerekir.

ÖNSÖZ YAYINCILIK

Sahife- i Aleviyye İmam Ali’nin (as) Duaları, Ersan Güngör, 32 TL

Merhum büyük âlim Şeyh Abdullah Semâhîcî (v. 1135 h.k.) tarafından telif edilen bu eser, İmam Ali (a.s.)’ın bazı münâcât, duâ, yardım nidâları, na’tları ve büyüleyici sözlerini kapsamaktadır. Kitapta yüz elli bir duâ ve münâcât bulunmaktadır.

Bu duâlar meşhur ve güvenilir kitaplarda ve Ehl-i Beyt âlimlerinin usul kitaplarında nakledilmişlerdir.

HAYY KİTAP

Alkali Vücudun Sırları, Emine Akın Çakır, 30 TL

Hastalıksız bir hayat için yaşama ve beslenme rehberi niteliği taşıyan bu kitap, hastalanmadan önceki belirtilere dikkat çekmekte, hasta olduktan sonra nasıl iyileşilebilir konularında derin tahliller ve araştırmalar sunmaktadır.

Bunu yaparken de öncelikle sağlık, hastalık ve beslenme konularında alışılmış, bilinen tanımlamaların ve kabullerin dışına çıkarak, insan vücuduna farklı ve bütüncül bir yaklaşım getirmektedir. 

Okuyacağınız bilgilerin hayatınızda taze ve güzel başlangıçlara yol açmasına, vücudunuza ve ruhunuza daha yakından bakıp onlara hayranlığınızın ve saygınızın artmasına ve dolayısıyla yaratılmışların en şereflisi olarak maddi-manevi yaşam kalitenizi artırmaya vesile olmasını temenni ediyorum. Tıpkı İslam büyüğü, mutasavvıf şair Şeyh Galib’in ifade ettiği gibi:

“Hoşça bak zâtuna kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”

(Kendine saygıyla bak, çünkü âlemin özü sensin. Sen, kâinatın göz bebeği olan insansın.)