Gardırop Hala Muallakta!

Kitap
Booker’ın uzun listesine kalan dört ilk roman yazarından biri de Stephen Kelman. Kelman’ın romanı Pigeon English, Damilola Taylor cinayetine ve romanın ardında yatan fikre esin veren yoksu...
EMOJİLE

Booker’ın uzun listesine kalan dört ilk roman yazarından biri de Stephen Kelman. Kelman’ın romanı Pigeon English, Damilola Taylor cinayetine ve romanın ardında yatan fikre esin veren yoksullar konutunda geçen çocukluğuna eğiliyor.

Man Booker Ödülü’nün uzun listesindeki tüm ilk roman yazarları arasında Stephen Kelman, belki de edebiyat kamuoyunca en iyi bilinen yazar. Kelman, geçen yıl Pigeon English’in taslağının 12 yayıncı arasında teklif savaşlarına yol açınca manşetlere taşınmıştı.

Bu arada BBC televizyonunun da romanı oyunlaştırması planlar arasında yer alıyor.

Roman, annesi ve kız kardeşiyle Gana’dan Londra’ya yeni gelen 11 yaşındaki Harrison Opoku’nun hikâyesini anlatıyor.

Harrison’ın yaşadığı yerde bir çocuk bıçaklanarak öldürülür ve polis görgü tanıklarının yalnızca sessiz kalmaları için çalışınca Harri, kendiliğinden bir cinayet soruşturması başlatmaya karar verir. Kendisi Luton’da sosyal konutlarda büyüyen Kelman, 2000 yılında Peckham’da bıçaklanarak öldürülen Damilola Taylor’un gerçekte yaşanmış hikâyesinden ilham almış.

“Bu hikâyeden kişisel olarak çok etkilendiğimi anımsıyorum” diyen Kelman, “Büyük bir mağlubiyet duygusu, keder ve kızgınlık hissettim, Damilola’nın durumuna değil yalnızca, ondan sonra olan her şeye karşı” diye açıklıyor romanının temelinde yatan duyguyu.

İlk olarak hikâye anlatmak için yeterli olduğundan emin olamamasına karşın Kelman, 2005’te ciddiyetle yazmayı sürdürmüş. Birkaç reddedilen senaryo ve bir çekmecenin arkasında, şimdilerde toz tutmuş bir de roman yazmış.

“Yaptığım ilk krep olarak görüyorum,” diye bakıyor mizahla Kelman: “O noktada, vazgeçmek fikrini evirip çeviriyordum, fakat sonra Pigeon English fikri ortaya çıktı. Böylesine çeşitliliğin olduğu bir çevrede büyümenin büyük ayrıcalığını hissettim. Okulda başı derde giren ve hapse giren insanlar tanıdım. O evde, hayatın arka planında var olan resim, içime sızan bir şeydi ve kitap için ondan faydalanabildim. Göçmen hikâyesi Pigeon English’in bir parçası, fakat temel taşı değil.”

Harrison karakterinin yoktan var olduğunu söylüyor Kelman, “Kulağıma fısıldamaya başladı, gitmedi de ve onun ilk düşüncelerini kağıda döktüm, çok otantik geldi. Bu, bana devam etme güveni verdi.

Stephen Kelman, romanında konuşan güvercini göçmenlik ve entegrasyon metaforu olarak var ediyor. “Güvercin her yerde bulunur,” diye açıklıyor Kelman, “Bazı insanlar onları musibet ve haşarat olarak görüyor, diğerleri de günlük hayatın müşfik bir parçası. Güvercin’in sesi bazı daha karmaşık fikirlerin anlaşılmasında gerekli bir arabulucu da oldu…”
 
Bırak o çekici Kelman

1976 yılında Luton’da dünyaya gelen Kelman ilk okulda büyümüş de küçülmüş bir okuyucu olduğunu anlatıyor: “Derslerden çıkarıldığımı ve okul müdiresi istediği için okuma yapmaya götürüldüğümü anımsıyorum. Bana kitaplar verirdi, ve altı yedi yaşındayken 15- 16 yaşındakilere kitap okurdum.

Kelman, Booker’ın uzun listesine kaldığı haberini ise taşındığı yeni evinde bir gardropp monte ederken almış. “Ajansımdan telefon geldi ve ‘Çekici bırak ve otur’ dedi. Heyecanlı bağırışılar vardı ve sonra ‘şok hali’ne girdim. Gardırop hâlâ muallakta.”

Gardırobun yanı sıra, Kelman’ın ikinci romanı da yazım aşamasında. Daha yeni ilk taslağını bitirmiş: “Pigeon English’ten bütünüyle farklı. Boş zamanlarında dünya rekorları kıran Hindistanlı bir gazeteci dostum hakkında.”

“Çok şanslıyım ki tam zamanlı yazabilecek bir konumda bulunuyorum. Çok küçük yaşımdan beri hayalini kurduğum bir şey bu” diye özetliyor Booker’ın ilk roman yazarı adaylarından Stephen Kelman, yazmayla arasındaki ilişkiyi. [BBC/Taraf]