Futbola damgasını vuran adam

Kitap
İhsan Öksüz, Kupaların Efendisi adlı, “Gerçek Futbol Efsanesi” üst başlığıyla yayımlanan Ahmet Suat Özyazıcı kitabında bir futbol adamının portresini ortaya koyuyor. Hocanın kazandığı başa...
EMOJİLE

İhsan Öksüz, Kupaların Efendisi adlı, “Gerçek Futbol Efsanesi” üst başlığıyla yayımlanan Ahmet Suat Özyazıcı kitabında bir futbol adamının portresini ortaya koyuyor. Hocanın kazandığı başarıların yanında inançlı bir insan oluşu ve alçakgönüllü kişiliği öne çıkıyor kitapta.

Ahmet Suat Özyazıcı, Türk futbol tarihine damgasını vurmuş isimlerden biri. Böyle bir işi başarma olasılığının neredeyse sıfır olarak görüldüğü bir ortamda tam dört kez şampiyonluk kazanmış Trabzonspor’la.

Üç büyüklerin tekelindeki şampiyonluğu ilk kez İstanbul dışına taşıyıp sonrasında süren başarılarla Bordo Mavili takımı dördüncü büyük haline getiren adam o. Özyazıcı bu başarıları kabaca 1975’ten sonraki 8 yıllık zaman dilimine sığdırmış. Öncesindeki futbolculuğu ve sonrasında süregiden teknik adamlığı da ayrıca anlatılmaya değer bir önem taşıyor. Gelgelelim memleketimizde buna benzer durumlarla ilgili ‘kitapsızlık’ onun yaptıklarının da gazete sütunlarında kalmasına yol açtı. Nihayet İhsan Öksüz arkadaşımız bu ayıbımızı ortadan kaldıracak çabayı ortaya koydu.

ALÇAKGÖNÜLLÜ BİR FUTBOL ADAMI

Kupaların Efendisi adlı, “Gerçek Futbol Efsanesi” üst başlığıyla yayımlanan Ahmet Suat Özyazıcı kitabında hocanın kazandığı başarıların yanında inançlı bir adam oluşu ve alçakgönüllü kişiliği ağırlıklı noktalar olarak öne çıkıyor.

    Trabzon’daki İdmanocağı-İdmangücü çekişmesi nedeniyle Bordo Mavili kulübün kurulması epeyce gecikir. 1967’de güçlükle başarılan bu işin ardından 1. lig yolculuğu da epeyce sancılı olur. 1973-74 sezonunda bugünkü adıyla Süper Lig’e çıkan takımın 1975-76’da şampiyon olup bunu kısa sürede tam 6 kez tekrarlayabilmesi gerçekten müthiş bir olaydır. Bunun başaktörü de Özyazıcı’dır.

    Futbolculuğu döneminde Fenerbahçe dâhil pek çok büyük kulüpten teklif alan fakat Trabzon’dan ve ailesinden ayrılmak istemeyen Özyazıcı, bunu ancak teknik adamlığı döneminde yapar; Bursaspor, Sarıyer gibi kulüplerde görev alır. Ancak bunlar pek uzun süreli olmaz, Trabzon’a döner. Teknik adamlığı döneminde 4 şampiyonluğun yanı sıra 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası kazanır.

    Onun şampiyonluk rekorunu Fatih Terim’in bu sezon kazandığı 5. zaferle geçebildiğini düşünürsek Özyazıcı’nın yaptıklarının önemi biraz daha belirginleşir. İhsan Öksüz arkadaşımız 2002’de Güneş Doğudan Yükselir adlı kitabıyla Şenol hocanın başarısını taçlandırmıştı. Şu sıralarda da Trabzon’un bir başka efsanesi Özkan Sümer’le ilgili bir kitap üzerinde çalıştığını biliyoruz. Onun bu değerbilir çabasını kutluyoruz.

    Kitabın kimi sorunları yok değil. Hem biçim hem içerik olarak biraz daha derli toplu bir iş çıkarılabilirdi. Özyazıcı’nın Trabzonspor’un başında çıktığı maçların bir dökümünü vermek gibi işler bugünkü internet olanakları sayesinde pek zor sayılmaz. Sadece anlatımlara dayalı birtakım değerlendirmeler yetersiz kalabiliyor. Ayrıca Özyazıcı’yı anlatanlar, kaçınılmaz olarak hemen hep aynı şeyleri söylemişler. Bu tekrarlardan korunmanın bir yolu bulunmalıydı. Bunlar hem kitabı yoruyor hem de okumayı zorlaştırıyor.

    Hocanın bir gönül adamı oluşu, esprili kişiliği, futbola getirdiği farklı bakış açışı ve değişik uygulamalar daha iyi bir iç düzenlemeyle aktarılabilirdi. İhsan Öksüz kardeşimizin sonraki baskılarda bu tür değerlendirmeleri dikkate alacağını umuyoruz. Tabii bir yandan da Özkan Sümer kitabını beklediğimizi söylemeden geçmeyelim.

Küfre kurban edilmiş bir kitap

Okumayı öğrendiğimden bu yana bir kitap delisi olduğumu söyleyebilirim. Kabaca yarım asrı aşan bir süredir kitaplarla haşır neşir sayılırım, ilk kez küfür yüzünden ziyan edilmiş bir kitapla karşılaşıyorum. Bunun sporla ilgili bir çalışma oluşu üzüntümü ve şaşkınlığımı bir kat daha artırıyor. David Peace’nin Lanet Takım adlı kitabının alt başlığı: “Bir Takım, Bir Teknik Direktör, 44 Gün…” Kitabın kapağında roman olduğu yazılmış ama sahiden öyle mi, pek içinden çıkamadım. İçindeki postmodern birtakım numaraları görebilecek kadar edebiyatın içindeyim ama yine de bir şey anlayamadım. Kitabı çeviren Kıvanç Koçak kardeşimiz spor dünyasında bu işi en iyi yapabilecek isimlerden biri. Kuşkusuz ki yazarın metnine sadık kalmış ama neredeyse keşke öyle yapmasaydı demek zorunda kalabiliyorsunuz. Kitap İngiliz futbolunun efsane isimlerinden Brian H. Clough’un (1935-2004) sözkonusu 44 gün çevresinde aşağı-yukarı bütün futbol hayatını anlatmaya çalışıyor. Bilenler onu menajerliğiyle tanır ama futbolculuğu da hiç yabana atılacak gibi değil. Hatta Middlesborough formasıyla 213 maçta attığı 197 gol göz kamaştırıcı. Sunderland’daki 61 maçta attığı 54 gol de öyle… Bu denli parlak golcülük başarısına karşın milli takımda sadece iki kez yer alabilmiş olması da onun dramının başladığı noktalardan biri… Geçirdiği bir sakatlık yüzünden futbolu erken bırakması da öyle… Erken başlamak zorunda kaldığı teknik adamlığında da sıra dışı işler yapıyor. Derby County’nin başında önemli işler gerçekleştiriyor, hele Nottingham Forest ile iki kez Şampiyon Kulüpler Kupası kazanışı olağanüstü bir iş.

    Kitapta bunlardan çok aradaki 44 günlük bir Leeds United serüveni ağırlıklı biçimde konu ediliyor. Fakat her şey o kadar çok küfürle anlatılıyor ki, buna inanabilmek mümkün değil. Kahramanımızın ağzından -okurlarım bağışlasın- adeta lağım akıyor. 10 kelimelik bir cümlede küfür denilemeyecek sadece 2-3 sözcüğün yer aldığını görmek mümkün. 394 sayfalık kitabın içinden bu iğrenç küfürler ayıklansa 250 sayfalık iyi bir kitap ortaya çıkabilirdi. Böylesi bir ayıklamaya kimsenin hakkının olmadığını elbette ki biliyorum. Yine de o iğrenç ve anlamsız küfürler bunu söyletebiliyor.

    David Peace tanıdığım bir yazar değil. Arka kapakta çağdaş İngiliz edebiyatının başarılı bir temsilcisi olarak anlatılıyor. Kuşkusuz ki öyledir. Ancak Miller ve Bukowski kitaplarını solda sıfır bırakacak kadar çok küfür elbette kitabı okunmaz hale getiriyor. Üstelik bunların kitaba kattığı hiçbir şey de yok. Kısacası, Lanet Takım anlamsız küfürlere kurban edilmiş bir kitap! Yazık olmuş…

KUPALARIN EFENDİSİ, İHSAN ÖKSÜZ, KIYI DERGİSİ YAYINLARI, 294 SAYFA

AHMET ÇAKIR
Zaman Kitap