Çevirinin Gözdesi Tanpınar

Kitap
Ali Koca’nın haberi İki yılda bir yapılan ‘Çevirmenleri ve Yayıncılarıyla Türk Edebiyatı Sempozyumu’, üçüncü kez Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Türk Kültür, Sanat ve...
EMOJİLE

Ali Koca’nın haberi

İki yılda bir yapılan ‘Çevirmenleri ve Yayıncılarıyla Türk Edebiyatı Sempozyumu’, üçüncü kez Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılımı Programı (TEDA) ve Kültür Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleşiyor.

Dün başlayan iki günlük sempozyum, Türk edebiyatının klasik ve çağdaş eserlerinin Türkçe dışındaki dillere çevirisi ve yurtdışında yayınlanmasına yönelik tecrübelerin paylaşılması amacını taşıyor. Haliyle katılımcılar da yurtdışından yabancı telif ajansları, yerli-yabancı yayıncılar ve çevirmenler bir araya gelip sorunlarını, ihtiyaçlarını, yönelimlerini dile getirdi.

İki yıl önceki ‘toplaşma’, Yaşar Kemal’in konuşmasıyla açılmış ve hayli coşkulu geçmişti. Sempozyumun bu yılki açılış oturumunda ilk sözü, son kitabı ‘Şairin Romanı’ şu sıralar ‘raflarda’ olan Murathan Mungan aldı. ‘Türk Edebiyatının Dünyada Alımlanması’ başlıklı oturum, Mungan’ın konuyla ilgili ortaya attığı romantik ve oldukça genel bir tarih perspektifinin sebeplerine yönelik ifadeleri çerçevesinde geçti. ‘Alımlanma’ kavramının içeriye ve dışarıya bakan sebepleri üzerinde duran Mungan, Doğu-Batı karşıtlığına dayanarak söyledi söyleyeceklerini. Mungan, ‘manifesto’ okur edasıyla konuşmasını yapsa da, ifadeleri meselenin derinlerine nüfuz etmekten uzak olduğu gibi Türk edebiyatının dışarıda ‘alımlanması’ noktasında bam telinden uzaktaydı. Konuşmasının ardından sempozyumdan ayrılan Mungan; ilk oturuma, boşluklarla dolu, romantik ve oldukça genel bir giriş yapmış oldu. Ardından gelen iki konuşmacı, Almanya’dan Christoph Neumann ve Rusya’dan Tevfik Melikof, önceden hazırladıkları konuşmaları bir kenara bırakıp kendilerine ayrılan süreyi Mungan’ın boşluklarını doldurmak ve bazı tashihler yapmaktan yana kullandı.

Son iki yılda yayınlanan çeviri eserlerle ilgili olan açık forum ise süre kısıtlaması ve öğle arasının ‘aniden’ gelivermesi sebebiyle beklendiği kadar verimli geçmedi. Öğleden sonraki ilk panel, yayıncıların çevirmenleri ve çeviri eserleri değerlendirdiği, günün en ilgi çekici bölümüydü belki de. Amerika, İngiltere, İspanya, Bulgaristan, Rusya, Brezilya, Almanya ve Lübnan’dan gelen yabancı yayınevi temsilcileri, Türk edebiyatından eser seçerken nelere dikkat ettiklerini paylaştı. Başta Amerika olmak üzere katılımcı tüm ülkelerde en önemli sorun yabancı eser çevirisinin yayın dünyasında yüzde 3 ya da 5’lere tekabül etmesi. Tanpınar ve Orhan Pamuk’un başı çektiği Türk edebiyatından çeviriler ise genelde aslından değil İngilizce ya da Fransızca çevirisinden yapılıyor. Türkiye’nin ve Türk edebiyatının tarihi ve edebi geleneğinin bilinmemesi ise bir başka handikap. Yayınevlerinin pazarlama birimlerinin ticari kaygıları da işin cabası. Hasılı kelam, eskiye nazaran Türk edebiyatının çevirisinde hayli mesafe alınsa da hâlâ yürünecek uzun bir yol var. Sempozyum bugün, Türk edebiyatını çevirenlerin karşılaştığı sorunlar, eleştirmenler cephesinden çevirinin durumu, TEDA’nın çalışmaları ve yeni çeviriler başlıklarının tartışılmasıyla son bulacak.

Zaman