Alter Egosu Şair Bir Romancı

Kitap
Booker’ın uzun listesine kalan dört ilk roman yazarından bir diğeri de Patrick McGuinness. McGuinness, ilk romanı The Last Hundred Days’te Çavuşesku Romanya’sını anlatıyor. “Ol...
EMOJİLE

Booker’ın uzun listesine kalan dört ilk roman yazarından bir diğeri de Patrick McGuinness. McGuinness, ilk romanı The Last Hundred Days’te Çavuşesku Romanya’sını anlatıyor. “Oldukça acımasız ve yoksul bir yerdi. Bunda gerçeküstü bir şeyler vardı” diyor 1980’li yıllar Romanya’sında geçirdiği yıllar için.

McGuinnes, Bükreş’ten Komünist lider Nikolay Çavuşesku’nun iktidardan indirildiği dönemde ayrılmış, fakat deneyimlerini 2011 yılının haziran ayında okuyucuyla buluşan romanı The Last Hundred Days’e aktarmış.

Hikâye, Bükreş’e gelen ve kendini, nüfusu muhalifler, parti aparatçikleri, kara borsacılar, diplomatlar ve casuslardan oluşan bir toplum tarafından çevrelenmiş olarak bulan genç bir İngiliz öğrenci tarafından aktarılıyor.

McGuinness, “Çavuşesku’nun, Bükreş’teki en güzel binaları talan ettiği ve kutu gibi ucuz, anlamsız evleri inşa ettiği dönemde oradaydım” diyor.

Oxford Üniversitesi’nde Fransız edebiyatı profesörü olan McGuinness, Booker’ın uzun listesi açıklandığında, Brittany’de ücra bir sahildeymiş ve cep telefonunun kapsama alanına girdiği bir yerde ödüle aday olduğu haberini almış: “Bir anda kısa mesajlar yağdı. Bazı arkadaşlarımın kapalı bir konusu olan anlaşılması güç romanımla ilgili özenle hazırlanmış bir oyun oynadıklarını düşündüm bir araya gelip.”
 
Aynı zamanda şair de

Tunus’ta 1968 yılında dünyaya gelen McGuinness’in iki şiir kitabı bulunuyor. Biri 2004 yılında yayımlanan The Canals of Mars, öteki ise geçen yıl piyasaya çıkan Jilted City.

“Bükreş deneyimlerim git gide daha fazla şiir halinde geliyordu” diyen McGuinness, “Kafamda, su yüzüne çıkan tüm bu görüntüler, sesler ve kokulardan oluşan bir hazine vardı. Kelimenin tam anlamıyla Noel sonrası sabahında uyandım ve roman yazmaya başladım” cümleleriyle açıklıyor roman yazmaya nasıl başladığını.

Tuhaf bir dönüşle, ‘sıkıcı’ olduğu için romandan imtina eden bir şair karakteri, ayrı bir edebî varoluştan keyif almaya başlıyor.

Liviu Campanu olarak yazan McGuinness, son kitabında bazı Romanyalı şairlerin de eserlerine yer vermiş: “İroni şu ki insanlar bunların gerçek çeviriler olduğunu düşündü. Onun kendine ait bir yaşamı var oysa.”

The Last Hundred Days, Orta Doğu’da politik isyanların ve rejim değişikliklerinin manşetleri süslediği günlerde yayımlandı.

“Booker haberlerinin bir sonucu olarak, kitabımın Libya satışlarının fırladığı düşüncesini seviyorum -asla önceden tahmin edemeyeceğin tuhaf bir güncellik” diyen yazar, İran Devrimi sırasında İran’da bir çocuk olduğunu ve böylece devrim hikâyeleriyle tuhaf bir ilişki kurmuş olabileceğini düşünüyor.

Booker’ın son listesinin açıklanmasını beklerken McGuinness, yeni projesini düşünmeye başlamış bile: “Çok daha çağdaş başka bir roman var kafamda” diyen McGuinnes, Romanyalı alter egosunun şiirlerini bir başka kitapta toplamaya başlamış: “Açıkçası benden çok daha fazla ünlü oluyor.” [BBC]