İş yerinde depresyonla mücadele

İş Dünyası
Depresyon her türlü ortamda varlığını gösterebilen güçlü bir rahatsızlık ve iş yerinde olmak kişiyi kötü hissetmekten alıkoymuyor, hatta sıklıkla semptomların artmasına neden oluyor. İngiltere’de...
EMOJİLE

Depresyon her türlü ortamda varlığını gösterebilen güçlü bir rahatsızlık ve iş yerinde olmak kişiyi kötü hissetmekten alıkoymuyor, hatta sıklıkla semptomların artmasına neden oluyor. İngiltere’de yapılan söz konusu araştırma psikolojik rahatsızlıkların neredeyse her 10 kişiden birinin işten ayrılmasına neden olduğunu, bu nedenle izin alan kişilerin sayısının hızla arttığını gösteriyor. İş yerinde depresyon ve benzeri bir sorunla mücadele etmek son derece zor. Yaşanan stresle doğru orantılı olarak sorunu yaşama şiddeti artabiliyor. Uzmanlar bu nedenle mutlaka geliyorum diyen depresyonun sinyallerini önceden fark etmek ve sorun daha da büyümeden önlem almak gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlara göre aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaç tanesini birlikte yaşıyor olmak çok kritik. Bu durumda alınacak en doğru aksiyon bir uzmandan yardım istemek ve hayat tarzında belli başlı değişiklikler yapmak.

– Devam eden düşük mod, uyuşukluk hissi veya üzüntü

– Düşük özgüven

– Umutsuzluk hissi

– Kalitesiz uyku

– İntihar düşüncesi

– İştah kaybı

– Konsantrasyon bozukluğu

– Arkadaşlarla daha az görüşme

– Hayattan keyif almama

Profesyonel desteğe dikkat çeken uzmanlar, psikoterapi, davranışsal terapi, danışmanlık gibi kişiye özel farklı destek çeşitlerinin önemine değiniyor.

Basit önlemler

Uzmanlar bu tür profesyonel yöntemlerin haricinde basit ama çok önemli bazı önlem ve davranış biçimlerinden de bahsediyor. Bu tür basit noktalara dikkat etmek kişinin ruh sağlığını kesinlikle olumlu anlamda etkiliyor, yerleşen davranışlar sürdürülebilir ve dengeli bir ruh halinin varlığını garantiliyor. Bu basit önlemler şu şekilde:

– Arkadaş ya da akraba gibi sevilen bir kişiyle sağlıklı ve düzenli bağlantı kurmak. Sürekli bağlantı kurulan bir kişinin varlığı en kötü zamanlarda bile kişinin modunu yükseltiyor.

– İşi asla benliğin önünde konumlandırmamak. Özellikle kötü hissedilen dönemlerde sadece ama sadece kişinin isteklerine, pozitif olana odaklanması.

– Sağlam ama ufak adımlar atmak. Kişinin hayali neyse ona stres ve panik değil, ufak, sağlam ve dengeli adımlarla ilerlemesi. Sadece depresyon döneminde değil, hiçbir zaman işte başarıyı takıntı haline getirmemek.

– Kabullenmek gerektiğinde sadece kabullenmek. Uzmanlara göre bazen değiştirmesi mümkün olmayan kişisel çatışmaları, bazı kişisel özellikleri, ofis huzursuzluklarını kabul etmek ve zarar görmeden devam etmek gerekiyor.

– Kişinin ara ara kendisine neyin önemli olduğunu hatırlatması da çok önemli. Nasıl hissettiği mi, yoksa işteki geçici sorunlar mı?

– Bu tür bazı davranış biçimlerinin depresyonun tekrar etmesini önleyebilecek bir güce sahip olduğunu unutmamak gerekiyor.

Yöneticime depresyonda olduğumu söylemeli miyim?

Araştırmaya göre çalışanların bir kısmı yöneticilerine depresyonda olduklarını söylemenin  onlara iyi geldiğini belirtse de bir kısmı bunun tam aksini düşünüyor. Bu durumu yöneticiyle paylaşmak elbette tamamen çalışanın isteğine bağlı. Paylaşımda bulunmak isteyenler için aşağıdaki noktalara dikkat çekiliyor:

– Yöneticiden uygun bir zaman ve mekanda baş başa bir toplantı istemek

– Yaşanan olumsuz duyguların işi nasıl etkilediğinden bahsetmek, kendisine destek olabilecek davranış biçimlerini belirtmek

– Önerilere açık olmak, bir rutin oluşturarak paylaşımı sürdürmek

Uzmanlar, tüm bunlara rağmen yöneticisinden destek almadığı gibi onun mobbing’ine maruz kalan, depresyona neden olan ya da artıran faktörlerle birebir başa çıkmak zorunda kişilerin mutlaka haklarını bilmesi ve araması gerektiğini vurguluyor. Kişinin hukuki haklarını iyi anlamış olması ve bu tür durumlarda yasaların çalışanın yanında olduğunu bilmesi çok önemli. Aksiyon almaktan korkmamak gerekiyor.- Çiğdem Çalık- kariyer.net