Fazla Mesai Düşük Maaş!

İş Dünyası
DİSK‘e bağlı Sosyal-İş Sendikası, 1 Mayıs‘ın doğuş nedeni olan ”8 saatlik iş günü” mücadelesi ekseninde, Türkiye’de fiili çalışma sürelerinin uzaması, nedenleri ve sonuçl...
EMOJİLE

DİSK‘e bağlı Sosyal-İş Sendikası, 1 Mayıs‘ın doğuş nedeni olan ”8 saatlik iş günü” mücadelesi ekseninde, Türkiye’de fiili çalışma sürelerinin uzaması, nedenleri ve sonuçlarını içeren bir rapor hazırladı.

Raporda, Türkiye’de emekçilerin fiili çalışma sürelerinin son 20 yıldır arttığına dikkat çekilerek, iş kanunlarında haftalık çalışma süresinin 45 saat olarak tanımlandığı, bir yılda yapılacak fazla çalışmaların toplam süresinin ise 270 saat ile sınırlandırıldığı belirtildi. Fazla çalışmaların üst sınırı olan 270 saatin haftada ortalama 5,2 saate karşılık geldiğine yer verilen raporda, dolayısıyla işçilerin bir yıl içinde haftalık ortalama çalışma süresinin en fazla 50,2 saat olabildiğine işaret edildi. Raporda, kamu personelinin haftalık çalışma süresinin ise 40 saat olduğu kaydedildi.

"ARTIŞ ÜCRETLERE YANSIMIYOR"

Raporda, Türkiye’de fiili çalışma sürelerinde yaşanan artışın belli başlı nedenleri şöyle sıralandı:
”Özelleştirmeler, kamunun işçi istihdamındaki payının gerilemesi, taşeronlaştırma uygulamaları, özel sektör teşvik edilirken özel sektördeki hukuka aykırı çalışma düzenlemelerine göz yumulması, çalışma yaşamının fiilen kuralsızlaştırılması, esnek çalışma ve istihdamın hızla yaygınlaşması, işsizlik ve yoksullukta yaşanan artış, gerçek ücretlerin gerilemesi, özel sektörde çalışan her üç işçiden birinin hala kayıt dışı olması, sendikalaşma oranının son 20 yılda yüzde 22,2’den yüzde 5,8’e kadar düşmesi, iş denetim ve teftiş sisteminin yeterli, etkili ve caydırıcı olmaması”

Çalışma sürelerindeki artışın emekçilerin gelirine yansımadığı, çalışma sürelerinin artmasının işverenlere yaradığı belirtilen raporda, 2006’da brüt asgari ücret 531 lira iken emekçilerin yüzde 50’sinin aylık brüt ücretinin 698 liranın altında olmasının, Türkiye’de ücretlerin düşük olma nedenlerinin en açık göstergelerinden biri olduğuna yer verildi.

Genellikle fazla mesailerin ücretlendirilmediğine ya da fazla mesai ücretinin yüzde 50 zamlı ödenmesi gerekirken standart saatlik ücret üzerinden ödeme yapıldığına işaret edilen raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

”Çalışma sürelerindeki artış, emekçilere daha fazla sömürü ve yaşamaya ayrılan daha az zaman olarak geri dönmektedir. Çoğu zaman emekçiler, gönüllü olarak değil zorunlu olarak yasal üst sınırın üzerinde çalışmak durumunda kalmaktadır.

Her iki durumda da kazançlı çıkanlar işverenler olmaktadır. Fazla mesai ücreti ödemeyen, işçiler ne kadar süre çalışırsa çalışsın aynı ücreti ödeyen işverenler, yasal sınırı aşan çalışmaları bedavaya getirmektedir. Örneğin işçilerini haftada 60 saat çalıştıran ancak işçilerine sadece asgari ücret ödeyen bir işveren, bir işçiyi haftada 15 saat ücretsiz çalıştırmakta, çalıştırdığı her üç işçi başına haftada 45 saat ücretsiz çalışma elde etmektedir. 45 saat ise İş Kanunu‘na göre haftalık çalışma süresine eşit olduğu için, bu işveren üç işçisine dört işçinin yapacağı işi yaptırmakta ve her üç işçide bir işçi ‘kara’ geçmektedir. Böylece işveren işçilerini yasaya uygun çalıştırması durumunda çalıştırmak zorunda kalacağı dördüncü işçiye ödeyeceği ücret, sigorta primi ve benzeri harcamalardan, üç işçiyi dört işçilik çalıştırarak tasarruf etmektedir.”

"HÜKÜMET DE DURUMUN FARKINDA"

Haftalık fazla çalışma sürelerinin toplamda 80 milyon 30 bin saate karşılık geldiği vurgulanan raporda, şu görüşlere yer verildi:

 ”Eğer yasal üst sınırın üzerinde kalan fazla çalışmalar yaptırılmasa ve bunun yerine tam zamanlı (haftada 45 saat çalışan) işçi istihdam edilse 1 milyon 778 bin 444 işçi daha istihdam edilebilirdi. 2009’da işsiz sayısı 3 milyon 471 bin, işsizlik oranı ise yüzde 14’tü. Eğer istihdam edilen işçiler haftada en fazla 50 saat çalıştırılsaydı, yasal üst sınırın üzerinde kalan fazla çalışmalar yaptırılmasaydı ve bunun yerine işçi istihdam edilseydi, 1 milyon 778 bin 444 kişi daha istihdam edilmiş olacaktı, işsiz sayısı 1 milyon 692 bin 556 kişiye düşecekti ve işsizlik oranı yüzde 14’den yüzde 6,4’e gerileyecekti.”