Enerji Katili Ofisler

İş Dünyası
Klasik bir iş günü saat üç civarı. Tüm enerjiniz çekilmiş durumda. Bilgisayar karşısında göz kapaklarınız gittikçe ağırlaşıyor… Ne yaparsınız? Yanıtınız hemen kahve makinesine yönelirim ya da şe...
EMOJİLE

Klasik bir iş günü saat üç civarı. Tüm enerjiniz çekilmiş durumda. Bilgisayar karşısında göz kapaklarınız gittikçe ağırlaşıyor… Ne yaparsınız? Yanıtınız hemen kahve makinesine yönelirim ya da şekerli bir şeyler yerim ise kendinize gereksiz abur cubur takviyesi yapmadan önce tekrar düşünmenizi öneririz… Çünkü gün sonuna doğru azalan enerjinizi artırmak yalnızca enerji verici ya da sizi uyanık tutan yiyeceklere bağlı değil. Ekonomi dergisi Forbes’un yayımladığı makaleye göre ofiste enerjimizi verimli kullanmak için sizi nelerin bu duruma soktuğunu bilip bazı alışkanlarınızı değiştirmeniz yeterli…

Birçok işi aynı anda yapmaya çalışmak: Hem telefonla konuşup hem de iş maillerine cevap verebiliyor musunuz? Eğer bu soruya verdiği yanıt evet ise “SuperCompetent: The Six Keys to Perform at Your Productive Best” kitabının yazarı Laura Stack’a göre büyük bir yanılgı içindesiniz. “İşleri belli bir sıraya sokmamak, göze küçük yahut önemsiz gözüken işleri aynı anda yapmaya çalışmak gün sonunda kişide ciddi bir yorgunluk, mutsuzluk ve sıkıntı yaratır” diyen Stack, bu durumdan kurtulmak için kişinin kendinden beklenenleri sırayla yapması gerektiğini belirtiyor. Stack’a göre kişi aynı miktarda çalışmış olsa bile bu sayede kendini daha düzenli ve enerjik hissedebiliyor.

Oturma stili: Neden ofisteki sandalyemizde saatlerce oturunca uzun bir yürüyüşte yorulmadığımız kadar yoruluyoruz? Yazar Laura Stack’ e göre bunun nedenini ofislerin doğamıza aykırı yerler olması. “İnsanların avcı ve toplayıcı yanları vardır. Dolayısıyla hareket halinde olmaları gerekir. Tüm gün ekran karşısında hareketsiz oturmak doğamıza aykırı bu nedenle oturarak daha çok enerji harcıyoruz ve kendimiz yorgun hissediyoruz” diyor. Stack çalışanlara kendini enerjik hissetmesi için merdivenleri kullanmaları ya da ofis içinde saat başı dolaşmalarını öneriyor.

Can sıkıntısı: İşinden tatmin olmayan kişilerin mesai saatleri içinde uyuya kaldıklarına değinen “The Emotional Energy Factor: The Secrets High Energy People Use to Fight Fatigue” adlı kitabın yazarı Mira Kirshenbaum’a göre yapılan işten tatmin olmak kişinin enerji seviyesiyle bire bir alakalı. Kişi işini yahut çalışma ortamını sevmiyorsa duygusal enerjisi de ciddi oranda azalıyor. Bu durum kişide kronik yorgunluk dahi yapabiliyor.

Gürültü: Ofisteki ortam da kişinin enerji seviyesini önemli ölçüde etkiliyor. Klavye sesi, fısıldaşmalar ve telefon konuşmalarının kan basıncı üzerinde etkisi olduğunu belirten uzmanlar, bu seslerin yaratacağı yorgunluğun önüne geçmek için gürültü önleyici kulaklıklar veya müzik dinlemeyi tavsiye ediyor.

Sorunlu mesai arkadaşları: Sürekli ağlayan genç meslektaş ya da sorunlu evliliği olan yönetici gibi faktörler de çalışanların enerji seviyesini direkt olarak etkiliyor. Başkaların sorun ve yakınmaları kişinin işe konsantre olamamasına neden olurken, ciddi bir verim kaybı da yaratıyor. Uzmanlar tarafından, ‘enerji vampiri’ olarak adlandırılan bu gruptan uzak durmak ve onlardan gelecek mesajlara kendini kapatmaya çalışmaksa ne yazık ki yapılabilecek tek şey. Zaten sorunlu çalışanlara yardım etmek sizin değil şirketinizin sorumluluğunda…

Konforsuz araçlar: Kullanılan sandalye, ışık ve havalandırma da çalışanın enerji seviyesini bire bir etkiliyor. Siz koşullara alıştığınızı düşünseniz de vücudunuz asla kötü koşullara uyum sağlayamaz diyen Laura Stack, “Vücudunuz çeşitli sağlık problemleri ve kronik yorgunluk gibi ipuçlarıyla şartların iyileştirilmesi konusunda sizi uyaracaktır” diyor.