Tin Suresi ve Anlamı

İslam
﷽ وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ ﴿1﴾ وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ ﴿2﴾ وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ ﴿3﴾ لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ ﴿4﴾ ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ ﴿5﴾ اِلَّا ال...
EMOJİLE


وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ ﴿1﴾ وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ ﴿2﴾ وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ ﴿3﴾ لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ ﴿4﴾ ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ ﴿5﴾
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ ﴿6﴾ فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدّ۪ينِۜ ﴿7﴾ اَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَحْكَمِ الْحَاكِم۪ينَ ﴿8﴾

 

Bismillâhirrahmanirrahim
﴾1-5﴿ Vet tîni vez zeytuni. Ve tûri sînîn(sînîne). Ve hâzâl beledil emîn(emîni). Lekad halaknâl insâne fî ahseni takvîm(takvîmin).
Summe radednâhu esfele sâfilîn(sâfilîne).
﴾6﴿ İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).
﴾7﴿ Fe mâ yukezzibuke ba’du bid dîn(dîni).
﴾8﴿ E leysallâhu bi ahkemil hâkimîn(hâkimîne).

 

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
﴾1-5﴿ İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
﴾6﴿ Fakat iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
﴾7﴿ Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?
﴾8﴿ Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?

 

Tîn Sûresi’nin Nüzûlü

Tîn Sûresi, Mushaftaki sıralamada doksan beşinci, iniş sırasına göre yirmi sekizinci sûredir. Bürûc sûresinden sonra, Kureyş sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

Tîn Sûresi’nin Adı/Ayet Sayısı

Sûre adını 1. âyette geçen ve “incir” anlamına gelen tîn kelimesinden almıştır. Ayrıca “Ve’t-tîn” ismiyle de anılmaktadır.

Tîn Sûresi’nin Konusu

Sûrede bazı önemli varlıklar üzerine yemin edilerek insanın yüksek değeri vurgulanmış, kötü ahlâkın bu değeri düşürdüğü ifade edilmiştir. İman edip iyi işler yapanlar övülmüş, hesap ve cezayı yalan sayanlar kınanmış, hüküm verenlerin en üstününün Allah olduğu bildirilmiştir.