Şiş batırma keramet midir?

İslam
Prof.Dr.Faruk Beşer  Yenişafak gazetesindeki yazısı..  Allah insanı ‘mükerrem’, yani pek çok ikrama mazhar, değerli yarattığını kendisi söyler (İsra 17/70). İşte keramet kelimesi...
EMOJİLE

Prof.Dr.Faruk Beşer  Yenişafak gazetesindeki yazısı.. 

Allah insanı ‘mükerrem’, yani pek çok ikrama mazhar, değerli yarattığını kendisi söyler (İsra 17/70). İşte keramet kelimesi bu ‘mükerrem kılınmış’ olmadan gelir. Kelimedeki ‘tef’îl’ kipinden bunu insanın kerametlerle dopdolu olarak yaratılmış olması diye de anlayabilirsiniz. Hatta burada sözü edilen sadece mümin değildir, hangi inanca sahip olursa olsun insandır. O halde insan, insan olarak zaten Allah’ın ikramlarının muhatabıdır. O bunların değerini bilir veli olur, bilmez deli olur ayrı mesele.

İşte keramet tekrim ve ikram kelimesiyle aynı kökten olarak Allah’ın kullarına yaptığı ikramdır. Dar anlamda ve terim olarak ise velilerden sadır olan, mucizeye benzer olağanüstü hallere, yani bu özel ikrama keramet denir. Mucizeden farkı şudur: Mucize bir peygamberin gerçek peygamber olduğunu ispat etmesi için genellikle inanmayanların ondan istedikleri bir harikuladeliktir. Bu sebeple peygamberin onu saklaması değil, göstermesi esastır, o bir meydan okumadır, böylece onunla karşısındakini susturmuş olur.Keramet ise şahsa özel bir ikramdır, bir ispat aracı değildir, onun için gizlenmesi ve söylenmemesi esastır.

Hatta keramet ‘hayzu’r-rical’, yani âdet görme gibi kabul edilir. Bir kadının, ben âdetliyim diye açıklaması ayıp karşılandığı gibi, keramete mazhar olanın da onu söylemesi ayıp sayılır. İmam Rabbanî’ye göre keramet tıpkı bir iş yüklenen çocuğun onu yapmakta bıkkınlık göstermesi üzerine ona verilen incik boncuk türü oyuncaklar kabilindendir. Ta ki, bunun teşvikiyle işini yapmayı sürdürsün. O halde keramet velinin muhatapları için değil, daha çok kendisi için bir değer ifade eder. Oysa mucize daha çok peygamberin muhatapları içindir.

Hiç keramet göstermeyen, ama Kitap ve Sünnet çizgisinde istikamet üzere yürüyen veliler, gösterenlerden daha büyük sayılırlar. Hatta bir velinin büyüklüğü gösterdiği, ya da bağlıları tarafından üretilip ona mal edilen kerametlerle ters orantılıdır diyebiliriz. Bir velinin büyüklüğü hep gösterdiği kerametlerle anlatılıyorsa orada bir sakatlığın bulunduğu kesine yakın bir durumdur. Kaldı ki, veli kimdir, bunu da bir yazımızda ele almak istiyoruz.

İnsan kerametlerle, yani harika programlarla dolu olduğu için böyle olağanüstü olayları gösterme sadece müminden sadır olacak bir şey değildir. Himmeti, içindeki bu ilahi programları öğrenip kullanma olan herkes başkalarının yapamayacağı harikuladelikler yapabilir; ateşi ağzına alabilir, suda yürüyebilir, kendisini çengellere takıp havada sallayabilir. Bunu Budistlerin yaptığını gördüğüm için söylüyorum.

ABD’de bulunduğum yıllarda İngilizce öğrenme adına Benny Hinn adlı bir Hıristiyan din adamının vaazlarını uzun zaman dinlemiştim. Dünyanın her tarafında yüzbinler önünde gösterdiği kerametlere, ona göre mucizelere televizyondan şahit olmuştum. İnternete girerseniz siz de görürsünüz. Gerçi pek çok Hıristiyan din adamı dahi onun yaptıklarının bir göz boyama ve aldatma olduğunu ilan ettiler ama bunların en azından bir kısmının, insandaki işte o keramet programlarını maharetle kullanıp olağanüstülükler gösterme kabilinden olması da mümkündür.

Ne var ki, bunları başarabilmesi onun Allah katında değerli bir kul, bir veli olduğunu göstermediği gibi, bizde de orasına burasına şiş batırıp, kızgın palayı yalayanların bu yaptıkları veli olduklarını göstermez, yaptıkları gerçek anlamda bir keramet de değildir. Hatta belki istidraçtır. Bilindiği gibi keramet olarak görülen olağanüstü durumların mümin olmayanlardan sadır olanına istidrac denir. Yanı bu görüntü onun isyanının, sonuç olarak da cezasının derece derece yükseldiğini gösterir.

yazının devamını okumak için…