Ne yapmalıyız diyen gençler çoğaldı

İslam
Prof. Dr. Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı… Bir süre önce kurdukları birlikteliğe Feta Hareketi diyen bir grup genç ziyaretimize geldiler. Çoğu üniversite mezunu, bir kısmı ak...
EMOJİLE

Prof. Dr. Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı…

Bir süre önce kurdukları birlikteliğe Feta Hareketi diyen bir grup genç ziyaretimize geldiler. Çoğu üniversite mezunu, bir kısmı akademisyenliğe adım atmış, bir kısmı iş hayatına atılmış gençler. Feta demek, zaten genç demek. Anlaşılan bu ismi Osmanlıdaki Fütüvvet  Hareketinden almışlar. Yani bir şeyler yapmak istiyoruz ama bir yerde gelip tıkanıyoruz, ne yapmamız gerektiğine karar veremiyoruz diyorlar. Aslında bu sadece onların meselesi değil, bir şeylerin yapılması gerektiğini kavramış, bir adım daha ileri gitmek isteyen ama yolunu bulamayan pek çok inançlı gencin meselesi, belki hepimizin meselesi.

Niyeti sağlam tutabilmek

Sorunun hazır paket cevabını biz de bilmiyoruz, ama şartlara ve muhataplara göre değişebilen bazı tahmin ya da tekliflerde bulunabiliriz. Aklıma gelenleri söyledim, belki başkalarına da yarar diye özetliyorum.

Her işin başı sağlam bir niyettir. Önce biz neyi niçin yapıyoruz sorusunun cevabını iyi belirlemeli ve eylemlerimizin o hedeften şaşmamasının çarelerini bulmalıyız. Her eylem çok farklı hedefler ve amaçlar için yapılıyor olabilir. İşte buna niyet diyoruz. Niyet eylemlerin ruhudur, manevi boyutudur. Resulüllah Efendimiz (sa) “Eylemler/ameller niyetlere göre değerlendirilir” buyurmuş.

Buna göre bir işe koyulurken eğer sizin niyetiniz daha müreffeh bir hayat yaşamak, gönül eğlendirmek, yalnızlığınızı gidermek ise, bunun maddi sebeplerini oluşturmanız ölçüsünde, ama sadece bunu bulursunuz. Bu niyet tamamen dünyevidir ve kooperatifinizin/birlikteliğinizin bununla manevi bir kredi alma hakkı yoktur.

Allah’ın sözü ve ahkâmı duyulsun, hayır ve güzellikler adına insanlığa yol gösterelim niyetinde iseniz, niyetinizdeki samimiyetinize/ihlasınıza göre manevi kredi alabilir ve kârınızı katlayabilirsiniz. O halde önce niyetinizi sağlam kılmanın, tashih etmenin yolunu bulmalısınız. Niyetin sağlam olması yapılanın da doğru olmasıyla anlam kazanır.

Düzenli dersler

Eğer bilgiye ve bilgilendirmeye dayalı bir hizmet yapmak istiyorsanız mutlaka düzenli derslerinizin olması gerekir. Bu en az haftada bir olmalıdır. İnsan unutan bir varlıktır, ‘insan’ kelimesinin nisyan/unutma ile alakasını kuranlar vardır. “Biz Âdem’le ahitleştik ama unuttu…“. Demek ki unutma Âdem babamızla, yani ilk insanla başladı.

İlimle alakası olanlar için Allah’ın kitabını kendi dilinden bilmek çok önemlidir. Bunun için bir alet ilmi olarak Arapça’yı bir ölçüde bilmeniz çok önemli. Zamanımızda meallerle ve takvim kâğıdında yazılan sözlerle ahkâm kesen mücahit gençlerimiz var. Bu heyecan bir yere kadar makul karşılanabilir, ama sonuçta karşımıza parçalanmışlık çıkar.

Arapça nihayet bir alettir, bu düzenli derslerinizde Kur’an-ı Kerim ve siyer ağırlıklı okumalar yapmalısınız. Bunun için önce Arapça’yı bitirmiş olmanız gerekmez. Biraz bilenleriniz tefsirlerden yararlanmak suretiyle bu dersi idare edebilir.

Siyer, yani Resulüllah’ın hayatı aynı zamanda sünnet demektir. Sünnet ise Kur’an-ı Kerim’in hatasız uygulanışı ve canlı hale getirilmesidir. O bilinmeden Kuranıkerim bilinemez, Kur’an-ı Kerim bilinmeden İslam bilinemez.

Ayda bir kez okuyacağınız bir kitabı, ya da bir konuyu tartışabilirsiniz. Yaşadığınız an itibariyle hayat bilinmeden de insan bilinmez. Allah’ın indirdiği ayetlerin iki türlü olduğunu unutmamalıyız: Münzel ayetler, kevnî ayetler. Yani Kuran ve tabiat. Allah bunların her ikisini de okuyup anlamamızı emrediyor.

İstişare ve süreklilik

Şu anda yaptığımız gibi, faaliyetlerimiz hakkında çok kişiyle konuşup başlayacağımız işe öyle başlamalıyız. Buna okuyacağımız kitapların ne olması gerektiği de dâhil. Çünkü insanoğlu bu kısa ömründe her şeyi yapamaz, her kitabı okuyamaz. O halde aklın gereği, en az zamanda en çok fayda vereni yapmalı, en gerekli olanı okumalıyız. Bu da herkesin durumuna ve konumuna göre değişir. Onun için bunu tartışmadan belirleyemeyiz.

Yeterli istişare ve tartışmalardan sonra başladığımız ders ya da işin sürekli olması muvaffak olmanın en temel özelliklerindendir. Başarının Manevi Sebepleri adlı kitapçığımızda bu özellikleri anlatmaya çalıştık.

Başlanılan hayırlı işlerin her zaman hayırla sonuçlanamamasının sebeplerinden biri de…

yazının devamını okumak içn…