Müslümanın düğünü nasıl olmalı?

İslam
Düğünler, yeni bir yuva kurmanın sevinç ve mutluluğun akraba ve komşularla paylaşıldığı bir mecradır. Mutlu bir jayatın başlangıcı olarak gördüğümüz düğünler, dinimizin koymuş olduğu sınırlara ne kada...
EMOJİLE

Düğünler, yeni bir yuva kurmanın sevinç ve mutluluğun akraba ve komşularla paylaşıldığı bir mecradır. Mutlu bir jayatın başlangıcı olarak gördüğümüz düğünler, dinimizin koymuş olduğu sınırlara ne kadar riayet etmektedir? Faruk Beşer bugünkü yazısında Müslüman düğünlerinin nasıl olması gerektiğini anlatıyor.

Faruk Beşer’in bugünkü yazısı…

Kültür en kestirme tarifi ile öğrenilen bilgilerin hayat tarzı haline gelmesidir. Oyunda eğlencede, selamlaşmada, yemede, içmede, giymede, ev düzeninde, toplum düzeninde ve benzer alanlarda kendini gösterir.

Bu alanlarda hayat tarzı haline gelen kültür, sonra ekonomiye, üretime, siyasete, hukuka, hatta uluslararası ilişkilere şekil verir. Bunlara üst kurumlar dersek, bu kurumların üzerine oturacağı kültür tabanı yoksa bunlar müslümanca olamazlar.

Önce bilgi, sonra bu bilginin yaşanıp kültür haline gelmesi, daha sonra da bunun üzerine kurulacak üst kurumlar. İşte mütekâmil bir toplum böyle oluşur. Bu hayat tarzı, farklı kavimleri birleştiren sanatını, mimarisini ve insan tipini oluşturduğunda medeniyete dönüşür.

Düğün kültürün en belirgin dışa vurmasıdır. Kendine özgü bir düğünü olmayan kültür eksiktir.

Kültür tabanında oluşacak boşlukları başka kültürlerin ögeleri doldurur. Bu etkileme çoğalırsa tabanın rengi değişir ve İslam kültürü diye bir şey kalmaz. Bu sebeple müslüman bir aile kurulurken düğünün de müslümanca olması çok önemlidir.

Şu andaki düğünlerimize baktığımızda, işte müslümanın düğünü böyle olur diyebileceğimiz düğünler henüz göremiyoruz.

Düğünlerimiz ya her türlü haramın boy gösterdiği karma eğlenceler, ya da cihat ve mevlit konuşmalarının yapıldığı sıkıcı merasimler halinde icra ediliyor.

Oysa düğünde aslolan eğlencedir. Eğlence aslında değerler israfıdır. Çünkü boşuna zaman ve enerji tüketimidir. Ama hiçbir zaman toplumun bütün fertleri bunu böyle kabul etme seviyesinde olamazlar. Her toplumda, hayatının her anını güzel şeylerle dolduramayan, oyuna ve eğlenceye ihtiyaç duyan insanlar vardır. Allah Rasulü’nün toplumu dahi böyleydi. Orada da bazı kadınlar, gençler, genç kızlar oyun ve eğlence arıyorlardı. Bu sebeple Allah Rasulü (sa) oyunun her türlüsünü yasaklamadı. Haram içermeyen oyunlara müsaade etti. Böylece gençler de, argo tabirle, kurtlarını döktüler ve o toplumun bir parçası olduklarını hissettiler, yabancılaşma yaşamadılar.

Şimdilerde ise müslümanların kendi çocukları bile kendi düğünlerinde bulunmaktan hoşlanmıyorlar. Mahallede aynı anda iki farklı düğün olsa, eğlenceli olanına gidiyorlar.

O halde bilinçli müslümanlar kendi kültürlerinin görüngüsü olan bir düğün şekli mutlaka oluşturmalıdırlar.

Bunun için gözlemlerime dayanarak söyleyebileceğim şeyler şunlardır:

1.Aile gibi ömür boyu sürecek bir beraberliğin merasimi olan düğünde İslam’ın yasakladığı hiçbir şeyin bulunmaması, söylemeye bile gerek olmayan bir şarttır. İçki, kadınlı erkekli danslar, tesettüre uymayan giyimler, dekolte çılgınlığı ve tahrik edici kokularla cinselliğe ve nefse hitap eden giyim kuşam ve yasaklar içeren karma konuşlanmalar bu haramların önemli olanlarıdır. Mukaddes bir kurum olan ailenin temeline böyle çürük taşlar konmamalıdır. Düğün ve nikâh, eşlerin birbir cinselliğinden yararlanabilmeleri için Allah’tan bir izin alma merasimidir. Allah’tan izin isterken O’nun yasakladığı şeylerle yapılamaz.

2.Düğünlerde ve bütünüyle evlenme merasiminde asla israfa kaçılmamalıdır. Başlık parası, ağırlıklar, benim kızım şu kadar altından aşağıya gitmez şunlar şunlar olmadan kızımızı vermeyiz gibi cahiliye adetleri akıllı insanların işi değildir. Nihayet Anadolu’nun bazı yörelerinde söylendiği gibi kız satılmamakta, aksine evlendirilmektedir. Eşleri ömür boyu altından kalkamayacakları bir borçla dünya evine koymanın anlamı yoktur. Bu onları zindana atmak gibi bir şey olur. En akıllı kız babası ya da kız annesi; evladım bu insanla sen yaşayacaksın, imkânın ne kadar elveriyorsa o kadarını al, kalan ihtiyaçlarınızı inşallah sonra tamamlarsınız, diyebilen anne babadır. Düğünlerde de israf anlamına gelen harcamalar asla yapılmamalıdır. İnsanlara şirin görünmek için gösterişe kaçmak, Allah’ı kırıp insanları memnun etmek anlamına gelir.

Yeni Şafak