Merhametli ol ki merhamet göresin

İslam
Prof Dr Nihat Hatipoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı… Yeniden bir temizlenme ve arınma dönemi yaşamalıyız. Tek akıl, tek vicdan, tek ses ve tek yürek olmalıyız. Merhametten vazgeçmemeliy...
EMOJİLE

Prof Dr Nihat Hatipoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…

Yeniden bir temizlenme ve arınma dönemi yaşamalıyız. Tek akıl, tek vicdan, tek ses ve tek yürek olmalıyız. Merhametten vazgeçmemeliyiz

Hz. Peygamber (s.a.v.), “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyuruyor.
İnsanın vicdanında var olan ama örselenmiş güzel ahlakı tamamlamak için. Demek ki, eksikler var. Bugün o eksikler daha da belirgin. Yeniden bir temizlenme, arınma dönemi yaşamalıyız. Yüreklerimizi, saflarımızı sıklaştırmalıyız. Birbirimizi sevmeliyiz. Tek akıl, tek vicdan, tek ses ve tek yürek olmalıyız.

İnsanlığın onurunu korumak için.

Ellerindeki kutsalları değiştirenlere, gönüllerinden “sevmek, merhamet etmek ve insan olmak” kavramlarını çıkarmış olanlara, görmeyenlere veya bu kutsalları göremeyenlere denecek fazla bir şey yok maalesef.

Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: “Resulullah (s.a.v.) ilk turfanda meyveyi gördüklerinde o yemişi yanındaki en küçük çocuğa verirdi.

(Müslim, Hacc, 85) Önce çocukları sevindirirdi.

Bir harbin sonunda vurulmuş bir çocuk gördü.

Kimin vurduğu belli değildi. Çocuk kimdi, belli değildi. O gün, bütün bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.) mübarek ellerini göğe çevirdi ve “Ya Rabbi, ben bu çocuktan dolayı sana yöneliyorum.
Muhammed’in bundan haberi yoktu. Muhammed bundan razı değildir. Muhammed bu günahtan habersizdir.”

SAVAŞTA BİLE AHLAKLI VE NAZİKTİ

Mazlumun, mağdurun, çocuğun dini ve ırkı sorgulanmaz ve sorulmaz. Onun yanında olunur, karşısında olunmaz. Kanı dökülmez, kanı dindirilir.

Gözü yaşartılmaz, gözyaşı dindirilir. Hiçbir kutsal ‘çocuk öldür’, diyemez. Medeni dünya bundan ne kadar uzakta!

Savaşmak zorunda olan ashabına -Hz. Ali’yetalimat veriyordu. “Kadın öldürmeyin, çocuk öldürmeyin, yaşlı öldürmeyin, kilise yakmayın, yeşillikleri koparmayın.” Dünya bu ilkelerden ne kadar uzakta! Dünya bu güzelliklere ne kadar da yabancı düşmüş. Bir yanda medeni olduğunu, nazik olduğunu fısıldarken öte yanda ölüm kusanlara tebessümle bakanlar.

MERHAMET ETMEYENE….

Bir adam Resulullah’a şöyle dedi: “Ya Resulullah, ben koyun kesiyorum. Ancak ona acıyorum”. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Sen koyuna merhamet edersen Allah da sana merhamet eder.” Koyuna merhamet etmek.

Sahabe bunu söyleyince Peygamberimiz yadırgamıyor, seviniyor, mutlu oluyor; “Allah da sana merhamet etsin” buyuruyor.

Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor:

“Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu. ‘Biri yolda yürürken çok susadı. Derken bir kuyu buldu.
İçine inip su içti, çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine bu köpek de benim gibi susamış deyip tekrar kuyuya indi, ayakkabısını su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeğe su verdi. Allah onun bu davranışından dolayı razı oldu ve onu bağışladı. Sahabe sordu: “Hayvanlara iyilik yapmaktan dolayı bize sevap var mı?” O cevap verdi: “Her yaş ciğer (canlı) için bir sevap vardır.” (Buhari, Şirp, 9; Müslim, Selam, 153) Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor: Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu. “Merhamet etmeyenlere (ahirette) merhamet olunmaz. Bağışlamayan kimse bağışlanmaz. Tövbe etmeyen kimseden tövbe kabul edilmez.

BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Muaz ile Bilal’in duaları
Allah’ım! Gözler uyumuş, yıldızlar kaybolmuştur. Sen ise sağsın ve her şeyi kudret elinde tutansın. Allah’ım! Cenneti arayışım ağır, ateşten kaçışım zayıftır. Allah’ım! Bana bir vaatte bulun ki, kıyamet günü senin vaadine dayanayım. Şüphe yoktur ki, sen vaadine muhalefet etmezsin.

BİR AYET
“Bir gün gelecek, Allah insanların hepsini yeniden hayata kavuşturacak ve dünyada yaptıklarını kendilerine hatırlatacaktır. Allah bunları tek tek tespit etmiş, onlar ise unutmuşlardı. Allah her şeye şahittir.” (Mücadele 58/6)

BİR SEVAP
“Kim cuma günü elinden geldiğince temizlik yapıp yağlanır, evindeki kokudan da sürünür, sonra mescide gelip iki kişinin arasını eliyle açıp rahatsız etmeden sessizce oturur, sonra Allah’ın farz kıldığı namazı da kılar ve imam konuşurken susup dikkatle onu dinlerse, mutlaka onunla gelecek cuma arasındaki günahları bağışlanır.”
BİR HADİS
“Yumuşak huylu ve yumuşak sözlü olma nimetine mazhar olan kimse, büyük bir hayra mazhar olmuş; bundan mahrum olan da büyük bir hayırdan mahrum kamış demektir.” (TirmiziBirr 67, Müsned 6/159)

yazının devamını okumak için….