İslâm Çağrısının Ana Esasları -1

İslam
Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı.. Kur’ân-ı Kerim, En’am suresinin 151-153. âyetlerinde, kutlu doğumunu kutladığımız kutlu Peygamberin (s.) şahsında tüm insanlığa, İs...
EMOJİLE

Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı..

Kur’ân-ı Kerim, En’am suresinin 151-153. âyetlerinde, kutlu doğumunu kutladığımız kutlu Peygamberin (s.) şahsında tüm insanlığa, İslâm’a davetin 9 ana ilkesini sıralar. Peygamber Efendimiz (s), kendilerinden İslâm’ı anlatmasını isteyenlere çoğunlukla bu âyetleri okuyarak tebliğe başlardı. Madde madde görelim: 

1.“Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayın.” Bu, İslâm’ın ana ilkesi olan Tevhid (Allah’ın birliği) inancının bir gereği olup Müslüman olmanın da ilk şartıdır. İnsan şu durumlarda şirk koşmuş demektir: (a) İlâh olarak Allah’tan başka bir şey daha kabul ederse; (b) Yalnız Allah’a ait olan sıfatları bir başka şeye daha verirse; (c) Güç ve kudretinde Allah’a bir ortak daha tanırsa; (d) Hakları konusunda Allah’a bir başka ortak daha tanırsa.

a) Zatında Allah’a ortak tanıyan tüm inanç şekilleri -Hıristiyanların üçlemesi, müşrik Arapların kendi ilah, ilahe ve yöneticilerine ilâhlık vermeleri, meleklerin Allah’ın kızları olduğuna inanmaları gibi- şirktir.

b) Allah’tan başka birinin bütünüyle ve tüm kuşatıcılığıyla Allah’a ait sıfatlardan birine veya birkaçına ya da tamamına sahip olduğuna inanan şirke düşmüş olur. Sözgelimi, bir kişi şu veya bu kimsenin ‘gayb’ dahil her şeyi bildiğine veya duyduğuna ya da Allah gibi yanılmaz olduğuna inanırsa, Allah’a şirk koşmuş olur.

c) Allah’tan başka birinin, yalnızca Allah’a ait güçlerden birine veya tamamına sahip olduğuna inanmak da şirktir. Sözgelimi Allah’ın yanı sıra bir başkasının da tabiatüstü bir yolla yarar veya zarar verebileceğine, ihtiyaçları giderip yardım edebileceğine, koruyup gözetebileceğine, çağrıları işitip kaderi belirleyebileceğine, engelleyebileceğine ve insan hayatı için yasa koyabileceğine inanmak şirktir; zira bunlar ilâhlık nitelikleridir.

d) Allah’a ait hakların birini veya tamamını bir başka kişiye daha vermek şirktir. Sözgelimi, huzurunda insanın elleri bağlıayakta durması, eğilip secdeye varması, adına adakta ve sunularda bulunması ve yüceliği karşısında şükür işareti olarak kurban kesmesi Allah’ın insan üzerindeki haklarındandır. Yine, sıkıntıların giderilmesi için yalvarılmahakkına sahip olan yalnızca Allah’tır. İbadete, yüceltilmeye ve bağlanılmaya lâyık olan yalnızca Allah’tır; bir başka kişi ve şeyden daha çok sevilme hakkı da yalnızca Allah’a aittir. Tüm diğer sevgiler O’nun sevgisine feda edilmelidir. Yalnızca O’ndan korkulmalı, şartsız olarak yalnızca O’na itaat edilmeli ve doğruyu yanlıştan ayırmanın tek ölçüsü olarak yalnızca O’nun hidayeti kabul edilmeli, başkalarına ancak Allah’a itaatin sınırları içinde itaat edilmelidir. Eğer bu haklardan biri Allah’tan başkasına tanınacak olursa, bu başkasına tanrı unvanı verilsin-verilmesin, böylesi bir durum Allah’a ortak koşmaktır.

2.“Ana-babaya ihsan/iyilik edin.”İhsan ‘güzellik, iyi­lik’ anlamına gelen hüsn kelimesinden türetilmiş olup en geniş anlamda ‘iyilik et­mek, güzel davranmak’ demektir ve ‘saygı gösterme, onurlandırma, itaat etme ve kendilerine hizmet edip sevindirme vs.’yi de içerir. Ana-babahakları Kur’an’ın çeşitli yerlerinde hemen Allah’ın haklarından sonra anılır (Mesela bk. İsrâ 17/23; Lokman 31/14). Ana-babanın haklarının yalnızca Allah hakkından sonra geldiğinin ve tüm diğer insanî haklar karşısında önceliği olduğunun açık bir kanıtıdır bu.

3.“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.” Özellikle geçim kaygısıyla çocuk öldürmenin, Allah’ın hazinesinin herkesi rızıklandıracak kadar zengin olduğundan şüphelenme anlamı taşıdığına bir işaret vardır. Ayrıca burada, sadece eski tefsirlerde söz konusu edilen Câhiliye dönemindeki çocuk öldürme uygulaması kastedilmeyip özellikle “fakirlik korkusuy­la” veya “geçim kaygısıyla” şeklindeki kayıttan hareketle, anne karnındaki çocu­ğun öldürülmesinin de (kürtaj) yasaklandığı dikkate alınmalıdır.Âlimlerin büyük çoğunluğu, hamileliğin hangi safhasında olursa olsun, çocuk düşürme ve aldırmanın haram olduğu görüşündedirler.

4.“Kötülüklerin(fevâhiş) açığına da gizlisine de yaklaşmayın.”‘Fevâhiş’; ‘fuhş’ kökünden gelir ve ‘çirkin ve yüz kızartıcı, utanç verici tüm söz ve davranışları’ ifade eder. Kur’an zina, eşcinsellik, çıplaklık, üvey anne ile evlenme gibi davranışların ‘fevahiş’ten olduğunu açıklar. Ayrıca hadislerde hırsızlık, içki ve dilencilik de fuhuş’ olarak nitelendirilmiştir. Aynı şekilde, tüm diğer çirkin işler de fuhuştur.

İbn Abbas’tan nakledilen bir rivayete göre Câhiliye Arapları açıktan zina edilmesini hoş karşılamaz, ancak gizli gizli zina ederlerdi. Âyette onların bu anlayış ve tutumları reddedilmiştir. Bununla bir­likte, âyetteki “fevâhiş” lafzı çoğul olduğu ve ayrıca bununla sadece zinanın kastedildiğini gösteren belirleyici bir ifade bulunmadığı için, bu yasağı zina ile sı­nırlamak doğru değildir. Burada kötülüklerin gizlisinin de açığının da özellikle tasrih edilmesi ilgi çekicidir.

Çünkü eğer bir insan, açıktan işlemeye çekindiği bir kötülüğü gizli olarak yapabiliyorsa, bu onun, insanlar tarafından kınanmaktan çe­kindiği halde Allah’ın buyruğunu ihlâl etmekten çekinmediğini gösterir. Ayrıca kötülüğü “yapmayın” veya “işlemeyin” yerine “yaklaşmayın” buyurulması, insa­nı kaçınılmaz olarak kötülük işlemeye sevk edebilecek ortam ve şartlardan uzak durmayı öngörmektedir (Kur’ân Yolu; Tefhimü’l-Kur’ân).

İki tefsir kitabından özetle aktardığımız 9 ana esasın kalan 5 maddesine, inşallah haftaya yer verelim.

İnsanları İslâm’ın hayat ilkelerine davet görevimize sürekli ve kesintisizdevametme duası ve niyazı ile.