Gençlik reçetesi

İslam
Faruk Beşer’in Yenişafak gaztesindeki yazısı… Dedik ki, cinsellik sınavını kazanmada ilk başvurulacak çare evlenmektir. Doğal olan budur ve İslam doğallık dinidir. Ama evlenince de bu sına...
EMOJİLE

Faruk Beşer’in Yenişafak gaztesindeki yazısı…

Dedik ki, cinsellik sınavını kazanmada ilk başvurulacak çare evlenmektir. Doğal olan budur ve İslam doğallık dinidir. Ama evlenince de bu sınav kazanılmış bitmiş olmaz. Aksine, “kişi evlenince dinin yarısını koruma altına almış olur, geriye kalan yarısı konusunda da Allah’tan korksun” denmiştir. Bu söze çok değer verilmiş olacak ki, bazı yerlerde Enes bin Malik’ten gelen bir hadis diye de nakledilir, ancak muhaddisler çok zayıf olduğunu, bunun için hadis denilemeyeceğini söylerler. Belki de Enes’in kendi sözü ve kendi kanaatidir. Ama öyle de olsa bir değer ifade eder ve anlattığı şeyde gerçeklik payı vardır.

Ben öyle inanıyorum ki, kişi samimi duygularla Allah’tan sürekli korunma talep ederse Allah da onu korur. Hz. Peygamber’in sabah akşam yaptığı dualardan biri, “Ya Rab, göz açıp kapayıncaya kadar bile beni bana bırakma” duasıdır.

Bunların yanında sadece cinsel dürtülerden değil, bütün günahlardan korunmanın en etkili çaresi, devamlı ve dosdoğru namaz kılmaktır. Çünkü insan çok unutkan ve çok nankör bir varlıktır. Günde beş kez Allah’ı hatırlayarak namaz kılmazsa davranışlarında nefse ve şeytana yanıltma imkân hazırlamış olur. Şu mealdeki ayeti kerime üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gereken bir hakikattir: “Namazı dosdoğru kıl, işte bu namaz fuhşu ve diğer günahları engeller. Elbette en büyük mesele Allah’ı hatırlamaktır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir” (Ankebut/45).

Yine iddia ediyorum ki, kişinin kabiliyet ve dikkatine göre, bir aydan birkaç aya kadar dikkatle ve Allah’ı düşünerek namaz kılanlar kötülüklerden nasıl engellendiklerini göreceklerdir. Ama kıldıkları namazın kesinlikle ‘dosdoğru’ kılınmış olması gerekir. Namazın dosdoğru olması, güzel bir abdestle, Allah ile konuşur gibi, hep O’nu düşünerek ve her rüknü küçük bir duruşla diğerinden ayırarak kılınmış olmasıdır. Ne yazık ki, imamlarımızın çoğu buna imkân vermemektedirler. Efendimiz, “Kişinin namazından nasibi, düşünerek kıldığı kadardır” buyurur.

Bir başka kurtuluş yolu, hep dürüst insanlarla beraberlikler kurmaktır. Kötü arkadaşlardan ve töhmet getirecek mekânlardan uzak durmak gerekir. Hz. Ömer der ki, ‘töhmete sebep olacak yerlerde bulunmak, töhmet edilmeyi hak ettirir’. Şu mealdeki ayeti kerime meseleyi zaten bütünüyle anlatmıştır: “Ey iman edenler, Allah’a karşı saygılı olun ve dürüst insanlarla beraber bulunun” (Tevbe/119).

yazının devamını okumak için…