Faizle borç haram, borçlunun cenazesi kılınmaz!

İslam
İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, faizle kredi ve borç almak için ‘Faizli kredi kullanmak kesinlikle haramdır. Ama hayati bir ihtiyaç olmadıkça faizsiz borçlanmak da yasaktır. Borç insanları dindarl...
EMOJİLE

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, faizle kredi ve borç almak için ‘Faizli kredi kullanmak kesinlikle haramdır. Ama hayati bir ihtiyaç olmadıkça faizsiz borçlanmak da yasaktır. Borç insanları dindarlıktan uzaklaştırır, yalana sevk eder’ dedi. Demircan, Hz. Peygamber’in borcu olanın cenaze namazını kılmadığını da kaydedip bir Hadis-i Şerifi örnek gösterdi.

Ali Rıza Demircan’ın yazısı

Son günlerde bankalar halkımızı sömürmek için tüketici kredilerine yönlendirerek "Günde 5 lira faizle" gibi aldatıcı propagandalarla borçlanmaya teşvik etmektedirler. Bu sebeple uyarma görmemizi yapmak için aşağıda sunulan makaleyi yazma gereğini duyduk." İslâmî ölçülere göre insanın çevresine yük olmaksızın, şahsının ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin ihtiyaçlarım temin etmesi ana görevidir. Ancak zaman zaman çevre ile yardımlaşma zarureti duyulabilir.
Bunun içindir ki İslâm Dini yardımlaşmayı emretmiştir.

Yardımlaşmanın önemli bir şekli olan ödünç alıp – vermeyi de meşrulaştırmıştır.

Dinimiz "Bir parayı-malı ödünç vermek sadaka olarak vermekten hayırlıdır; sevablıdır." ölçüsünü koyarak ödünç vermeyi teşvik etmiştir. Ödünç almayı ise ancak hayatî zaruretler karşısında onaylamıştır.

Nafaka temini için iş kurma, mesken edinme ve tedavi gibi sebepler dışında borçlanma İslâm’ın öğretileri ile bağdaşmaz.
Çünkü bırakınız faizlisini, faizsiz gereksiz borçlanma çevreye lüzumsuz yük olmanın ötesinde ferdin dünya ve âhiret hayatım olumsuz yönde etkileyicidir.

Bu sebeple Peygamberimiz her bir mümini muhatap tutan şu emri vermişlerdir:

«Güven içinde yaşarken borçlanarak nefislerinizi tedirgin etmeyiniz.» (1)
Borçlanma, gerçekten hayatı etkileyicidir, özellikle devrimizde borçlanma pek çok sakıncayı ihtiva etmektedir.

– Borç, kafayı meşgul, kalbi tedirgin eder.

Sürekli borçlanmalar ise kişiyi yalan söylemeye, sözünden dönmeye zorlar.
Yalan ve vadinden dönme ise İslâmî şahsiyeti çiğnetir. Âhiret hayatına zarar verir.

Bunun içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

«Gereksiz olarak borca girip satın almayın… Borçlanma dindarlıktan ve şahsiyetten götürür.»

«… (Çünkü) borçlanan konuşur fakat yalan söyleyebilir. Söz verir ama cayabilir.»

«(Bunun için) borçtan sakının.

Çünkü borç gündüz ezilme, gece de derttir.» (2)

– Günümüzde ev ve giyim eşyası gibi malları borçlanarak taksitle alma ise, israfa ve lükse düşürmenin yanı sıra kişiyi faiz sisteminin de destekçisi kılmaktadır.

Taksitciliğin faiz sistemini beslediği açık bir gerçektir. Dolaylı bir şekilde de olsa haram olan bir uygulamaya yardımcı olmak ise haramdır.

– Ekonomisi faize dayalı toplumlarda enflasyon kaçınılmaz olduğundan para olarak alınan borç, tam olarak ödense de, değer kaybıyla ödendiği için alacaklının hakkı gereğince ödenmemiş olur.

Bu ise Allah için borç vererek iyilik yapanı zarara uğratmaktır.

– Borçlanmanın bir diğer önemli sonucu da ödeyememe durumudur. Zira işsizlik, hastalık ve iflas gibi sebepler borçların ödenmesini engelleyeceği gibi ansızın gelen ölüm de borçları ortada bırakabilir. Bu durum ise Ahiret felâketine sürükleyicidir.
Sürükleyicidir, çünkü Peygamberimizin açıklamalarına göre şehitlik üzere ölüm bile kul hakkı olan borcun sorumluluğunu düşürmez. Kişi cennetliklerden olsa bile borcu varisler tarafından ödeninceye kadar ruhu kabirde hapsedilir. (3)

Üzebildiği, haramlara düşürebildiği, batıllara destekçi kılabildiği ve sonuç olarak da Ahiret mutluluğuna engel olabildiği içindir ki Peygamberimiz duâlarında borçtan ve borçlanmaya mecbur bırakacak durumlara düşmekten daima Allah’a sığınmıştır.

Bir defasında:

«Allahım! Kâfirlikten ve borçtan sana sığınırım.»
şeklinde duâ edince bu duâyı işiten bir sahâbî:

– Kâfirliği borca eşit mi kılıyorsunuz Ya Resûlellah! diyerek sormuştur.
Peygamberimiz de:

– Evet eşit kılıyorum, buyurarak hayatî bir zaruret olmadıkça borçlanılmaması lüzumunu duyurmuşlardır. (4)
Sunduğumuz dînî ölçülerden anlaşılacağı üzere nafaka, mesken ve tedavi gibi hayatî zaruretler dışında borçlanma meşru değildir.

Dinî ölçülerimize göre borçlanmanın meşru olmadığı durumlarda gereksiz yük olarak Müslümanlardan borç istemek de, meşru değildir. Çünkü Peygamberimiz « İnsanlara yük olmayınız…» buyurmuşlardır.

Ayrıca halı, avize, koltuk takımı, buzdolabı, televizyon gibi ev eşyası ve özel otomobil gibi araçların borçlanarak alınması da İslâm’ın sunduğu ölçülerle bağdaştırılamaz. Çünkü bunlar hayati bir ihtiyaç değildir.

Müslüman, açıkladığımız zaruri sebepler dışında borçlanmamalıdır.
Borçlandığı zaman ise mutlaka ödeme niyetiyle borçlanmalı, borcunu zamanında ve güzel bir şekilde ödemelidir.
Peygamberimiz bu mevzuda şöyle buyurmuşlardır:

[«Borçlusuna ödememek niyetiyle borçlanan kişi hırsızdır.»
«Borcu olup da ödemek düşüncesinde olan ve ödemek için gayret eden kişinin Allah tarafından yardımcısı vardır, Allah onun için rızık sebepleri yaratır.»

«Ödemek gücü olanın borcunu bekletmesi zulümdür.»
«… Sizin en hayırlınız borcunu en güzel şekilde ödeyeninizdir.» (5)
Ödememe niyetiyle borçlanan, borcunu ödemeyen veya zamanında teşekkür ve duâ ederek güzelce ödemeyen kişi günahkârdır. Mü’minler arasında yardımlaşma duygularının za yıflamasına sebep olan bu gibi kişiler hayrı engelleme günahını da işlemiş olmaktadırlar.

Konuyu bir hadisle bitiriyorum:

«Ancak toplum malına hıyanetten, kibirden ve bir de borçsuz olarak ölen kişi (azab görmeksizin) Cennet’e girer.» (6)
1. M. Zevaid, 4/126.
2. K. Hafa, Hn. 3000, 852, S.B.M. Tecrid Sarih Ter. 5/229.
3.T. Havalik Ş. Ala Muvatta-ı Malik 2/13; İ. Mace, Hn. 2413.
4.S. Nesâî, 8/264, M. Mesabih, Hn. 2481.
5.M. Zevaid 4/131 -134; Tirmizi, Hn. 1317.
6. İ. Mace, Hn. 2412.

Mevcut işimizi büyütmek için şirketleşmek gerekirken faizli kredi alarak borçlanmak ise katiyetle haramdır. Haramları işlemek ise cehennem azabına götürür. Borç almak darda kalanların hakkıdır. İşimizi büyütmenin yolu faizli kredi değil şirketleşmedir.

* * *

GEREKSİZ BORÇTAN SAKININ

Peygamberimiz borçluların Cenaze namazını kıldırmaz mıydı?
Allah’ın Resûlü Peygamberimiz (sa..) borçlunun cenaze namazını kıldırmazdı.
Hz. Cabir (R.) anlatıyor: "Bizlerden biri öldü. Onu yıkadık, kefenledik ve kokuladık. Sonra da onu Allah’ın Resûlü’ne getirerek:

– "Bunun cenaze namazını kılar mısınız?" ricasında bulunduk.
Allah şanını artırsın Peygamberimiz namaz kıldırmak üzere bir kaç adım attı. Fakat sonra da durup bize sordu:

– Borcu var mı?

– İki altın borcu var.

Bu durumu öğrenen Allah’ın Resûlü cenaze namazını kıldırmadı. "Mü’min kardeşinizin namazını kılınız," demekle yetindi. Cenaze ortada dururken Ebu Katade isimi arkadaşımız iki altın borcu üzerine aldı. Allah’ın Resûlü’ne geldik. Ebu Katade söz aldı.

– İki altın borcu üstlendim Ya Resûlellah!

– Borcu üzerine aldın mı?

Merhum borç yükümlülüğünden kurtuldu mu?

– Evet.

Bu cevapları alan Allah’ın Resûlü cenaze namazını kıldırdı."

Bu hadîs de bize gereksiz olarak borçlanmadan mutlaka ve mutlaka sakınmamız gerektiğini öğretmektedir.

Takvim