Dini yeniden yazmak değil yeniden anlamak gerekir

İslam
Nihat Hatipoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı… Basit ve yüzeysel düşünenlerin en büyük hatalarından biri de, Müslümanların yaşadıkları yanlışlıkların faturasını dine ödetmeleridir. Bu kes...
EMOJİLE

Nihat Hatipoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…

Basit ve yüzeysel düşünenlerin en büyük hatalarından biri de, Müslümanların yaşadıkları yanlışlıkların faturasını dine ödetmeleridir. Bu kesim genellikle dinin nassları üzerinde kafa yormak yerine Müslümanların günlük hayatını direkt etkilemek için dinin genleriyle oynamayı tercih eder. Yani bir fıkıh yazmak, hadisleri ayıklamak gibi pratikte hiçbir faydası ve kıymet-i harbiyesi olmayan egzersizleri sürekli dillerine pelesenk ederler.

Pratikte faydası yok; çünkü yeni bir fıkhın yazılması da eski nassların yani Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerin harmanlanmasından elde edilir. Ortaya çıkacak yeni fıkıhta eski mezheplerin içtihatla vardıkları alan içinde kalacaktır. Hadislerin ayıklanması da zaten yapılmış olan bir faaliyettir. Elimde mevcut olan sahih hadis kitapları (mükerrer hadisleri çıkarırsak toplamı on bin hadisi bulmaz) zaten tedvin edilirken o hassasiyetler göz önünde tutulup kaleme alınmıştır. Ve kaleme alınıp sahih diye ifade edilmiş hadisler arasında değişik gerekçelerle İslam dışı bırakılmış yani zayıf veya sahih kabul edilmemiş hadis sayısı yüzü bulmaz.

Aslında doğru olan şu değil mi? Kur’an-ı Kerim’i yeniden sahih hadisler, doğru haberler doğrultusunda okuyup İslam’ın teshil ettiği, kolaylaştırdığı, tolore ettiği, akla vicdana uygun hale getirdiği, uygulanabilir olarak sunduğu esasları bozan anlayışı hayattan, bellekten uzaklaştırmak… Yalnızlaştırmak…

Hz. Aişe’nin çok iyi bir şekilde özetlediği bakışı kazandırmak. “Hz. Peygamber (sav) iki şeyden birini seçmekte özgür bırakıldığında, zıddına bir emir olmadıkça kolay ve uygulanır olanı tercih ederdi.”

EFENDİMİZ KOLAYI TERCİH EDERDİ

Dinin peygamberi kolay, vicdani, uygulanabilir, konuşulabilir, dinlenebilir, geniş ve anlaşılır bir yelpaze çiziyor. Kendisine müracaat edip “ben, Sen (sav) ve Muaz (ra) gibi dilimi oynatıp güzel dualar edemiyorum” diyen gence, “oku bakayım” dedikten ve gencin eksik eğri-büğrü okuyuşunu dinleyip “Zaten benim de Muaz’ın da okuduğu işte o çerçevede” diyen peygamberin fısıldadığı anlayış kurtarıcı metot değil mi?

Hz. Bilal’in ezanını yetersiz gören ve “Bilal ‘hayye’ diyemiyor ‘heyye’ diyor” şeklinde tenkit yöneltenlere verdiği cevap problemin çözümünü söylemiyor mu? “Bırakın Bilal’i! İstediği gibi okusun. Bilal’in heyyesi sizin hayyenizden daha hayırlıdır.”

Kurtarıcı, sarmalayan, rahatlatan, sokağa ve hayata hakim olan temeller mevcuttu. Önemli olan ehl-i sünnet ulemasının asırlar öncesinden ilkelerini koydukları esasları medreseden okula, camiden kitlelere düzgün ve değişebilir ve değişmez kurallarıyla ulaştırmaktır. Elbette fıkıh kitaplarında yer alan ve salt bir içtihat olan Kur’an’dan ve sahih hadisten hiçbir dayanağı olmayan uygulanamaz içtihatları ümmete dayatıp kabullendirme kimsenin harcı olmamalıdır.

Dini yeniden anlamak, nebevi davete dönüş yapmak…Yeniden bir tebliğ harmanı oluşturmak… Radikal, sert ve acımasız bu anafora nasıl gelindiğini konuşmak şart. Ama dini yeniden yazmaksa, elbette hayır.

BÜYÜKLERİN DUALARI
İbn-i Kayyım El-Cevziyye duası

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür. Allah’ım, sana gösterişten uzak, kendisinde feyiz ve bereket olan bir şükürle hamd ederiz.

Rabbimiz, sana senin sevdiğin ve senin razı olduğun,senin zatına ve yüceliğine lâyık olan gökleri, yeri ve bunların arasını dolduranların sayısınca hamd ederiz.
Rabbimiz, sana senin dilediğin şeylerin sayısınca hamd ederiz.

Rabbimiz, sana senin bilinen ve bilinmeyen nimetlerin sayısınca hamd ederiz.
Rabbimiz, sana ilminin kuşattıklarının sayısınca hamd ederiz.

BİR SEVAP
Allah için mescit yaptırmak veya yapımına katkıda bulunmak…

“Allah rızası için kuş yuvası kadar da olsa bir mescit yaptıran kişiye Allah da cennette bir ev yapar.”

BİR AYET
Allah’a ve Resulü’ne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Aksi halde başarısızlığa uğrarsınız ve kuvvetiniz yok olur gider. Sabredin, şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.(Enfal, 46)

BİR HADİS
Sizden biri sakın Müslüman kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın ve nişanlısına talip olmasın. (Buhari, Nikah 5)

yazının devamını okumak için…