Amel olmadan iman olur mu? İman ile Amel Arasındaki İlişki

İslam
İmanın geçerli olması için ne yapılmalıdır? İmanın geçerli olmasının şartları… Amel imandan ayrılır mı? Amel olmadan iman olur mu? İman ile Amel ilişkisi… İman ile amel arasında sıkı bir i...
EMOJİLE

İmanın geçerli olması için ne yapılmalıdır? İmanın geçerli olmasının şartları… Amel imandan ayrılır mı? Amel olmadan iman olur mu? İman ile Amel ilişkisi…

İman ile amel arasında sıkı bir ilişki vardır.

Kişi imanını davranışlarına yansıtmalı, sadece sözleriyle değil davranışlarıyla da bunu göstermelidir.

Zira Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette iman ve amel bir arada kullanılmaktadır.


“Asra yemin olsun ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.“

(Asr suresi, 1-3. ayetler)


Çeşitli sebeplerle ibadet ve ahlaki davranışlardan birisini yerine getirmeme ya da haram olan bir fiili yapma sebebiyle amelde kusur, mümini dinden çıkarmaz.

İman ile amel birbirlerinden farklı olmakla birlikte, adeta etle tırnak, ruh ile beden gibidir.

Kişinin imanını olgunlaştırması, üstün bir dereceye yükseltmesi ve Allah’ın (c.c) vaat ettiği nimetlere kavuşması için ibadet etmesi ve salih amel yapması gereklidir.

İman ile amel arasında iki yönlü bir ilişki vardır.

  1. İmanın amele etkisi bakımından düşünüldüğünde;

Gerçek bir imanın, kişiyi doğru amelde bulunmaya sevk etmemesi mümkün değildir.

Kalpten gizli kalmış fakat kişinin davranışları üzerinde etkisi görülmeyen, hayata yansımamış bir imanın sağlıklı bir iman olduğu şüphelidir.

2. Amelin imana bakan yönü açısından düşünüldüğünde;

İmanın kalpteki varlığını devam ettirmesi, sağlamlaşması ve çevreye yansıması için ibadet, amel ve ahlak gereklidir.

İnsan sadece kalpteki inançla yetinir, Allah’ın emirlerini yerine getirmez ve yasaklarını çiğnerse dine ve Allah’a olan bağlılığı zayıflar.

Amel imandan ayrılır mı?

Amel imanın ayrılmaz bir parçası değildir.

Ehl-i sünnet alimlerine göre amel, imanın parçası ve olmazsa olmaz rüknü değildir.

Bütün dinî esasları kalpten benimsemiş fakat çeşitli sebeplerle buyrukları yerine getirmemiş veya yasakları çiğnemiş olan kimse, işlediği günahı helal saymadığı müddetçe mümin sayılır.

İman amel ilişkisi bağlamında büyük günah

Kur’an-ı Kerim’de bazı ayetlerde büyük günahın imanla birlikte bulunabileceği ifade edilmiştir. Örneğin, “Eğer müminlerden iki grup bir birleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin …“ (Hucurât suresi, 9. ayet) ayetinde adam öldürerek büyük günah işlemiş kişilerden “müminler” diye söz edilmiştir. Eğer amel imanın parçası olsaydı bu kişiler “mümin” olarak anılmazlardı.

İmanın geçerli olması için ne yapılmalıdır?

İmanın Geçerli Olmasının Şartları

Bir kimsenin imanının geçerli olabilmesi ve ahirette ebedi kurtuluşa erdirebilmek için bazı şartları taşıması gerekir.

  1. İmanın dünyada hür iradeye dayalı bir tercih olması gerekir. Baskı ve tehdit neticesinde veya dünya hayatından ümit kesildiği bir zamanda olmaması gerekir.

“Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman ‘Allah’a inandık ve O’na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik’ derler. Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir…”

(Mümin suresi, 84-85. ayetler)


2. Mümin, iman esaslarından birini inkar anlamına gelen tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır.

“Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, ‘Peygamberlerin kimine inanırız, kimini inkâr ederiz’ diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir…”

(Nisâ suresi, 150-151. ayetler)


3. Mümin ne Allah’ın (c.c) rahmetinden ümidini kesmeli ne de ondan emin olmalıdır. Korku ile ümit arasında bulunmalıdır.

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez…”