Sadeleştirsek mi Sadeleştirmesek mi?

Dinsel Tartışmalar
Zuhal Erkek’in röportajı Nur cemaati içerisinde bugünlerde en çok tartışılan konulardan bir tanesi Risale-i Nur Külliyatı’nın sadeleştirilmesi. 1997’de ilk defa Risale-i Nu...
EMOJİLE

Zuhal Erkek’in röportajı

Nur cemaati içerisinde bugünlerde en çok tartışılan konulardan bir tanesi Risale-i Nur Külliyatı’nın sadeleştirilmesi. 1997’de ilk defa Risale-i Nur sadeleştirmesi gerektiğini söyleyenlerden biri de İsmail Mutlu. Bu sadeleştirmenin Risalelere daha vakıf olunmasını sağlayacağını dile getiren Mutlu, kendilerinin ana nüshaya bağlı kalarak bu sadeleştirmeyi yaptıklarını ifade ediyor.

 İLK SADELEŞTİRME YAPTIĞMIZDA MAHKEMELİK OLDUK

 Risale-i Nur’u ilk sadeleştirdiğinizde nasıl tepki almıştınız?
"Biz 1997’de bu sadeleştirilmiş eserleri yayınlamaya başladık. İlk defa Hanımlar Rehberi’ni, ardından Gençlik Rehberi’ni çıkardık. 14 yıl geçti aradan bütün külliyatı tamamlandı, sadeleştirilmiş olarak. Yüzde doksan müspet oldu. Çünkü insanlar yıllardır bu eserlerin sadeleştirilmemesinden rahatsızlık duyuyorlardı. Okumak istiyorlardı, okuyamıyorlardı doğal olarak. Bu insanlara oku oku anlarsın demek inandırıcı gelmiyordu. Bizim yaptığımız müspet oldu. Zaten müspet tepkiler olmasa, biz bunu 14 yıl devam ettirip, bitiremezdik. Üstad’ın yakın talebeleri bizi, bu çalışmamızdan dolayı mahkemeye verdiler. Bazı nur talebeleri bu eserlerin okunmaması konusunda ambargo uyguladılar. "

LEM’ALAR’DA ORİJİNAL METİN AÇIKLANMAMIŞ

Ufuk Yayınları sadeleştirilmiş Risale-i Nur çıkarıyor. Hiç okudunuz mu? Nasıl değerlendiyorsunuz?

Bizler orjinal metni koruyarak sadeleştirme yapıyoruz. Risale-i Nur’un orjinal metninin karşısına sadeleştirilmiş halini, aşağıya da açıklamasını koyuyoruz. Ufuk Yayınları’ndan çıkan Lemaları  kötüleme değil de tespit adına söylüyorum. Ufuk’tan çıkan eserde sadeleştirme adına sadece "Lemalar" denmiş. Böyle bir şey okuyucuyu da yanıltmaya yönelik oluyor. Orijinal metni açıklamak da gerekiyor. Onlar da bir nevi çalışma yapmışlar. Burada bir itirazımız olacaksa şuna olur; bu kitap "Türkiye’de ilk defa böyle bir çalışma yapıldı" diye sunuyorlar. Aslında bizim çalışmalarımızdan haberleri var. 14 yıl oldu. Biz şu anda Risale-i Nur Külliyatı’nı bitirdik. 14 yıl oldu, 38 cilt var bizde. Yaptıkça yayınladık. Başka ilahiyat çalışmalarım olduğu için bütün ağırlığı bu alana veremedim. Şu anda tamamlandı. "Divan-ı Harbi Örfi" gibi Said Nursi’nin diğer eserlerini de sadeleştirdik.

RİSALE, LATİN ALFABESİNE TEPKİ OLARAK ARAPÇA YAZILDI

Risale’yi yalnızca Osmanlıca’sından okuyan ve yazan anlayış ta var. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bediüzzaman hazretlerinin çok güzel bir sözü var "eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal" diye. Bediüzzaman tepki olarak Osmanlıca yazmıştır, çünkü insanlar bir gecede cahil bırakıldı. Buna bir tepki olarak Osmanlıca yazmaya devam ediyor. Latin harflerine mesafe koyuyor. Aradan yaklaşık bir 20 yıl geçtikten sonra eserlerini Latin harfleri ile yayınlıyor. O kardeşlerimiz buna uzun yıllar devam ettiler. Bu bir anlayış meselesi, buna da bir şey demiyoruz. Risale-i Nurlar ille de Osmanlıca yayınlanacak ve okunacak diye bir anlayışa karşıyız. Birileri Osmanlıca yazar, Osmanlıca okur; illa bu Osmanlıca okunacak ya da anlaşılacak denmesi yanlıştır. Nitekim bunu savunan arkadaşlarda uzun zaman sonra Latin harfleriyle meal yayınladılar. Sonra da Latin harfleri ile Risale yayınlıyorlar. Bir tarafa Osmanlıca’yı koyuyorlar, bir tarafa Latin harfler ile yazılanları koyuyorlar. "Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal" güzel tespitdir. Eskiyi geri getiremeyiz. Taviz verme anlamında demiyorum. Yeni bir hal varsa, suları tersine akıtamayız. Bu bizim yaptığımız da, bu temele dayanıyor. İnsanlar geçmişte Osmanlıca’yı biliyordu, şimdi de öğrensin, anlasın demek, eski hali talep etmek imkansızdır. Yeni bir hal yeni bir zaman, her zamanın yeni bir hükmü var. Zaten o tarihte yazılan tüm eserler sadeleştirildi.

VAHİY TERCÜME EDİLİYORSA İLHAM DA TERCÜME EDİLEBİLİR

Risale-i Nur’un sadeleştirildiğinde asıl metninden uzaklaşacağı söyleniyor. Bu doğru bir yaklaşım mı?

Kur’an vahiydir, Risale-i Nur ilhamdır, onun  için karşı çıkılır sadeleştirilmeye. Vahiy tercüme ediliyorsa, ki binlerce kez tercüme edilmiştir. En az Türkçe’de bile 100 tane tercüme var. Kur’an-ı Kerim tercüme ediliyorsa, her kitap tercüme edilebilir. Risale-i Nur’lar 70 dile tercüme edildi. Tercümelerde mana kaybına uğruyor, çok iyi muhafaza edemiyorsunuz. Çünkü her dilin kendine göre eksiklikleri var, bir dilden başka dile tercüme mana kaybına yol açıyor. Bizim yaptığımız çalışmada mana kaybı az denecek kadar azdır. Çünkü biz, orijinal metni koruyoruz. Üstad’ın üslubuna dokunmuyoruz. Yeniden cümle kurmuyoruz. Başka sadeleştirmeler gibi, üslubu aynen koruyoruz, kelimeleri değiştiryoruz. Mana kaybına uğrayacak, terim manalı kelimeleri sadeleştirmiyoruz. Dip notumuzda açıklıyoruz. Sadeleştirmeye karşı çıkanların bazıları görmeden karşı çıkıyor. Halbuki bizim yaptığımız çalışmalarda mana kayması çok azdır. Ufuk Neşriyat’a dönersek, orijinal metin yoktur. Okuyucunun test etme imkanı yoktur.

RİSALE-İ NURLARI EKSİK YAYINLANIYOR

Sadeleştirilmiş Risale-i Nur Örneği

Risale-i Nur’u yayınlayan 7-8 kitabevi var. Bunların bazıları eksik ve değiştirerek yayınlıyorlar. Bizim yaptığımız çalışmanın bir özelliği de, bütün yayın evlerinin nüshalarını karşılaştırıyor olmamız. Fark varsa, -ki oluyor- biz bu farkları dip notta teker teker açıklıyoruz. "Şu yayınevinin şurası eksik, şu kelime böyle değiştirilmiş" diye ekliyoruz. Bu yaptığımıza da tepki değil, takdir geliyor. Tam metin arayanlar bizim kitaplarımızı alıyorlar. Risale-i Nur’u ulu orta konuşuyorlar.

Bazı risaleleri yayınlamıyor gibi söylentiler var, bu yalan. Bazıları yayınlanmamış doğru. Ama bazıları var ki, kulaktan dolma bilgi. 5. şua 7. sözü, risaleleri yayınlayan yayın evleri neden yayınlamıyor? Halbuki 5. şuayı bütün yayın evleri yayınlıyor. Ama sistemi farklı; çünkü 5. şua 1,2,3 ve 4’den sonra gelmiyor. Ama vatandaş  bilmediği için yayınlanmadığını zannediyor. Bizim bu yaptığımız çalışmayla neler yayınlanmış, neler yayınlanmamış belli oluyor ve topluma bilinç veriyor. Çünkü piyasada bazı kulaktan dolma, şöyle Risale-i Nur kitabı vardı Nur talebeleri bunu yayınlamadı gibi yalan haberler var.

Bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

TIKLAYIN!
241580

on5yirmi5.com