Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez‘in 15 Kasım 2010 tarihinde yayınladığı göreve başlama mesajı ve Diyanet Aylık Dergisi Aralık sayısında yayınlanan başyazıdan hareketle Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerini "aşırı bilgi kirliliği" ve "zehirli ağlar" olarak ifade ettiğine yöenelik haberle basında yer almıştı. Diyanet İşleri başkanlığı’ndan yapılan açıklamada bu ifadelerin sosyal paylaşım siteleri için kullanılmadığı, bu sitelerin adlarının ilgili yazılarda geçmediği belirtildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in 15 Kasım 2010 tarihinde yayınladığı göreve başlama mesajı ve Diyanet Aylık Dergisi Aralık sayısında yayınlanan Başyazıdan hareketle “aşırı bilgi kirliliği” ve “zehirli ağlar” ifadelerinin Facebook ve Twitter ile ilintilendirilerek haberleştirilmesi üzerine Başkanlığımızca aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.
Söz konusu mesaj ve makalede Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, haberlerde iddia edildiği gibi Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarını zehirli aygıtlar olarak nitelememiş hatta sosyal paylaşım sitelerinin adını dahi zikretmemiştir. Sadece ülkemizde değil; dünyanın dört bir yanında sosyal paylaşım ağlarının, elinde medya gücü olmayan bireyler için ne denli önemli bir misyona sahip olduğunu bilen, bu alandaki gelişmeleri yakından takip eden ve bu konuda bazı çalışmaları da bulunan Prof. Dr. Görmez böyle bir düşünceye sahip değildir.
Aynı mesaj ve makalede çağımızda sivil inisiyatifin ve bireyin özgürlük alanının olabildiğince genişlediği tespitini yapan Diyanet İşleri Başkanı, dinin asli kaynaklarından güvenilir yöntemle elde edilen bilginin, toplumun her kesimiyle paylaşılması için çalışmalar yapılacağını da ifade etmiştir.
15 Kasım tarihli mesajın bazı yakıştırmalarla haberlere konu teşkil eden kısmının aslı şu şekildedir. “Bugün her zamankinden daha fazla şefkat ve merhamete muhtaç bir dünyada yaşıyoruz. Daha çok maddi refah, daha ölümcül silahlar, daha çok gürültü, aşırı bilgi kirliliği, başta aile olmak üzere; çocuk, kadın, gençlik ve toplumun diğer kesimlerini tahrip eden zehirli aygıtlar, ahlâkî değerleri çürüten etkili ağlar ve acımasız menfaat savaşları günümüz insanını birbirine düşman ediyor, güçsüzleştiriyor ve yalnızlaştırıyor. Manevi değerlerin olabildiğince örselenip çöktüğü, dinin diriltici nefesinin hayata değmediği ve merhamet yüklü sesinin yankılanmadığı bir dünyada ne birey, ne aile, ne de toplum ayakta kalabilir. Çağın zayi ettiği bu yitik, güçsüz ve himayeye muhtaç kesimlere dinin merhametli ve diriltici soluğunu ulaştırmak dini olduğu kadar insani görevlerimizdendir."
Ntvmsnbc