Söylemleri gerçekleştirmemizin zamanı geldi

Stklar
Abdullah Güner’in röportajı 1970’li yıllarda ülkemizde tezgâhlanan “kardeş kavgası” ile ülke gençliği sağ ve sol olarak ikiye ayrılmış, her iki fraksiyondaki gençler birb...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in röportajı

1970’li yıllarda ülkemizde tezgâhlanan “kardeş kavgası” ile ülke gençliği sağ ve sol olarak ikiye ayrılmış, her iki fraksiyondaki gençler birbirleriyle kıyasıya ve acımasızca mücadeleye girişmişlerdi. Solcuların "Ülkeye faşizm geliyor", sağcıların ise "Komünizm geliyor" endişesi ve kaygısı eylemlerin dozajını her geçen gün arttırmış ülkeye kaos hakim olmuştu. O yıllarda bir tarafta "İslamcılar" diye tarif edilen mukaddesatçı gençlikte büyük bir potansiyele sahipti. İçinde taşıdıkları vatan ve millet aşkı ve İslam dinine olan imanları ile ülkenin büyük bir felakete sürüklendiğini görüyorlardı.

Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in "Mukaddesatçı gençlik" diye isimlendirdiği bu gençlik, "Bir aksiyon adamı" olarak kendilerini ifade edebilecekleri zemin ararken Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi‘nde okuyan bir grup genç tarihten de esinlenerek "Akıncılar" ismi ile kendilerini ortaya koyuyorlar. 1975 yılında Mustafa Aydıner ve arkadaşları; gençliğin kültürel ve sportif çalışmalarla ülkesine ve milletine daha faydalı olabilecekleri düşüncesiyle İstanbul Kasımpaşa’da Akıncılar Kültür Spor Derneği adında bir dernek kurmuşlar ve bu çalışmaları İstanbul ve ardından Türkiye genelinde teşkilatlandırmışlardır.

70’li yıllarda Türkiye’de Müslümanca duruşun sembolü olan Akıncılar, geçmişte yaptıkları hizmetlerin birikimiyle yeni nesilleri bu dava etrafında yeniden bir araya getirmek için bir adım attı. 30 yıl sonra Akıncı kimliği ile tekrar bir araya gelen Fatih Akıncıları, Müslüman kimliğin muhafazası, İslami bilinç seviyesinin yükseltilmesi amacıyla 2009 yılında yeniden kuruldu.

Bizde Fatih Akıncıları’nın çalışmalarını ve Türkiye’de gençliği Fatih Akıncıları Gençlik Komisyonu Başkanı Bekir Şahin Bey’le konuştuk.

FATİH AKINCILARI

"BİZİM İÇİN GENÇ HAKKI HAKİM KILMAK İÇİN MÜCADELE EDENDİR"

Öncelikle bize Fatih Akıncıları’nı anlatır mısınız? Hangi amaçla, ne zaman kuruldunuz? Kimsiniz, neler yapıyorsunuz?

Akıncılar Hareketi olarak Müslüman kimliğin muhafazası, İslami bilinç seviyesinin yükseltilmesi, bu doğrultuda sosyal, bilimsel, kültürel, sanatsal projeler yapma; kendi arkadaşlarımız, ailelerimiz başta olmak üzere, birlikte yaşadığımız coğrafya da ve tüm dünyadaki Müslümanlarla dayanışma içinde olarak zamanımızın teknolojik imkanlarını da kullanmak suretiyle ortak akıl, düşünce, proje ve eylem geliştirmek için zemin oluşturmak.

Yaşadığımız coğrafyada toplumsal ve İslami dönüşüme katkıda bulunacak projeler geliştirip hayata geçirmek… Emperyalizmin Müslümanlara dayattığı sulandırılmış Müslüman tipi, İslami görünüme büründürülmüş kapitalist yaşam tarzını yıkacak girişimlerde bulunmak… Emperyalizmin emrinde sahte gündemler oluşturma görevini üstlenen içi boşaltılmış sözde entelektüelizmi, gençlerimizi ve aile yapımızı hedef alan alkol, kumar, uyuşturucu ve fuhuş tuzaklarına karşı Müslümanları ve toplumun genelini bilinçlendirecek projeler geliştirmektir.

Misyonumuz, meselelere Kur’an ve Tevhid eksenli bakabilecek bireyler yetiştirmek için kurumsal alt yapılar oluşturmak ve bunun için çalışmak.

Akıncıları hareketini neden yeniden başlattınız?

70’li yıllarda Türkiye Müslümanlarının yüz akı, onurlu bir duruşun sembolü olan Akıncılar olarak geçmişte yaptığımız hizmetlerden elde ettiğimiz birikimleri yeni nesillere aktarmak, istikbalde bu misyonun devamına vesile olmak, davamızın yeni nesil gençlerin eliyle sürmesine katkı sağlamak adına yeniden bir araya gelerek Akıncılar hareketini yeniden başlattık.

Fatih Akıncıları olarak “gençlik” kavramını nasıl tarif ediyorsunuz?

Bizim için genç, Kur’an’ı Kerimin rehberliğinde ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinin ışığında Hakkı hakim kılmak için mücadele edendir.

 

"GENÇLERİN DÜZELMESİNİ İSTİYORSAK SÖYLEMLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRELİM"

İnsan gençken daha savruk, daha gözü kara, daha hesapsız oluyor… Bu anlamda gençlerin doğru yönlendirilmesi zorunlu oluyor. Gençlere kılavuzluk yaparken, örnek olurken hareket ettiğiniz temel dinamikleriniz (değerleriniz) nelerdir?

Kur’an’ı Kerim ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetidir.

Türkiye’de yıllarca gençliğin önüne birtakım idealler servis edildiğini ama yapılanların genellikle bunların anlatılmasından ibaret kaldığını görüyoruz. Bu anlamda geleceğin inşası için gençlere ne yapmak gerekiyor?

Peygamberimizin tebliğ metodunda söylemlerini fiile de aktardığını görüyoruz. Ama önümüzde böyle bir örnek varken sadece söylemlere dayanan idealler ortaya atılıyor. Senelerce de gençlerin durumunun kötüye gitmesinin sebebi de budur. Gençlerimizin düzelmesini istiyorsak söylemlerimizi fiile aktarmamızın vakti gelmiştir.



"TÜRKİYE’DEKİ ÖZGÜRLÜKLERİN İÇİ BOŞALTILMIŞ DURUMDA"

Gençlerle ilgili çalışmalarınızı yürütürken gelenekten nasıl besleniyor, geleceğe nasıl bakıyorsunuz?

Gençlerin çalışmalarımızdan daha çok faydalanmaları için hatalarımızı minimum seviyede tutmamız gerekiyor. Bunu da gelenekten gelen tecrübelere sağlıyoruz. Geleneğin tecrübeleriyle geleceğe dair yeni fikirlerimizi sentez yaparak geleceğe daha parlak bir şekilde bakıyoruz.

Türkiye’de özgürlüklerle ilgili neler düşünüyorsunuz?

Türkiye’deki özgürlüklerin içi boşaltılmış durumdadır. Bu anlamda Türkiye’de özgürlüklerin içinin dolu olduğunu düşünmüyorum. Sadece kağıt üzerinde olan ama uygulamaya geçirilmeyen özgürlükler…

Yapılacak yeni anayasadan beklentileriniz nelerdir?

Yeni anayasadan çok bir beklentim yok.



"GENÇLERİN MÜSEBBİBİ BİZLERİZ"

Türkiye’deki gençlerin en büyük sorunu sizce nedir? Buna karşın gençlerin en güzel davranışları ya da özellikleri nedir?

Sürekli Türkiye deki gençlerin sorunlarını sorguluyoruz lakin kimse buzdağının görünmeyen kısmına bakmıyor. Toplumumuzun en büyük yanılgısı da meseleyi idrak etmeden “mesela” demesidir. Bizim sormamız gereken bu sorunların oluşmasına sebebiyet verenlerin kim olduğudur. Ben bu soruyu kendime sorduğumda verebileceğim tek bir cevap buluyorum: Onları doğru yola yönlendiremeyen bizleriz. Yani gençlerin tek sorunu Kur’an’ın ve Hz. Peygamber (sav)’in yolunda ilerlememeleri ve bunun müsebbibi de onların büyükleri olan bizleriz. Onların en güzel özellikleri de saf bir kalplerinin oluşudur.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’deki gençlerin büyük bir çoğunluğu imkânı olsa yurt dışına gidebileceğini ve orada yaşayabileceğini söylüyor. Sizce gençler Türkiye’den neden gitmek istiyorlar? Gençler, Türkiye’de neyden memnun değil?

Televizyon vasıtasıyla yıllarca gençlerimize kapitalizm ve Avrupai yaşam tarzı özendirildi. Bir nevi beyinleri yıkandı. Böyle bir yapıda büyüyen gençlerin yurtdışına gitme istekleri normaldir.



"DENGELİ KULLANILIRSA TEKNOLOJİ GÜZEL BİR NİMETTİR"
 
80 sonrası gençlerin hepsi televizyonla büyüdü. Şimdi buna bir de sanal dünya eklendi. Gençlerin algılamaları, hayal dünyaları, zihinlerinin çalışması, bakışları, görüşleri, kodlamaları, hepsi görsel ya da sanal dünyanın kurallarına göre şekilleniyor. Bu dünyanın nimetleri ya da kötülükleri gençleri nasıl etkiliyor? Bu anlamda gençlere ne yapmalarını tavsiye edersiniz?

Atalarımız boşa dememiş ‘azı karar, çoğu zarar’ diye. Teknoloji güzel bir nimettir ama dengeli kullanılırsa tabi. Ama şu an ki gençlere baktığımızda ben dengeli bir kullanımın olduğunu görmüyorum. Bunun da bizi büyük bir felakete doğru sürüklediğine inanıyorum.



"İNSANLARI HABERDAR ETMEK SOSYAL MEDYA SAYESİNDE DAHA DA KOLAYLAŞTI"

Sanal dünyanın nimetlerinden biri de gençlerin sosyal medyada kendilerini ifade etmelerinde aracı olması. Hatta son dönemde ‘Arap Baharı’yla sosyal medya üzerinden gerçekleşen ayaklanmaların, devrimlerin olduğu söylendi. Sosyal medyayla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Sosyal medya gerçekten kendini ifade etmek için çok iyi bir ortam. Sadece gençler için değil derneklerimizin de kendi misyonlarını tanıtma konusunda büyük bir araç oluyor. Tek bir tıkla binlerce kişiye ulaşılabiliyorsunuz. Bir eylemde bir direnişte insanları toplamak, onları haberdar etmek sosyal medya sayesinde daha da kolaylaştı.

Yeni kuşak gençlik “Y kuşağı gençlik” olarak da adlandırılıyor. Bu kavram genellikle 90’ sonrası doğumlular için kullanılan bir ifade. Y kuşağı gençler; iyi seviyede teknoloji algısı, bilgisi, kullanımı olan gençler olarak ifade ediliyor… Gençlerin teknoloji ile kurmuş olduğu irtibatı nasıl buluyorsunuz?

Gençlerin teknolojiyle irtibatını güzel nedenler için kullanıldığında iyi buluyorum.



"GENÇLERİMİZE DAHA ÇOK ŞEY AKTARMAK GEREK"

Türkiye’yi gençler üzerinden düşündüğünüzde nasıl bir gelecek tasarlıyorsunuz? Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz? Gelecek hayalinizi kısaca anlatır mısınız?

Hakkın hâkim kılınması için daha adil bir dünya için yeni bir Türkiye için gençlerimize daha çok şey aktarmak gerektiğini düşünüyorum. Ve bu yolda elimizden geldiğince ilerlemeye çalışıyoruz. Allah mücadelemizi boşa çıkarmasın inşallah…

Ayrıntılı Bilgi İçin: www.fatihakincilari.com

On5yirmi5