Dünyada ‘Türk tipi yardım modeli’ oluştu

Stklar
Abdullah Güner’in röportajı Türkiye’de demokratikleşmenin önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilen sivil toplum kuruluşlarının nicelik ve niteliklerinde son yıllardaki hızlı artış,...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in röportajı

Türkiye’de demokratikleşmenin önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilen sivil toplum kuruluşlarının nicelik ve niteliklerinde son yıllardaki hızlı artış, insani yardım faaliyetleri yürüten yardım kuruluşlarının çalışmalarına da yansıyor. Birçok vakıf, dernek ve platform bugün yalnızca Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde aktif yardım faaliyetleri yürütüyor.

Osmanlı’da zirveleşen vakıf duyarlılığı ile camiler, çeşmeler, askeri kışlalar, hastaneler, bedestenler, çarşılar, hamamlar, kiliseler yapıldığını biliyoruz. Hatta yaralı kuşlara, hasta hayvanlara bile tedavi merkezleri kurulmuş; akıl hastaları için “muhterem âcizler” adıyla hastane, sadakayı verenle alanın birbirini görmemesi için “sadaka taşları”, kuşların barınmaları için zarif “kuş evleri” yapıldığını hepimiz tarih kitaplarından okuduk.

Türkiye, tarihten almış olduğu bu mirası bugün dünyanın birçok bölgesinde yeniden yaşatmaya çalışmakta, elindeki kaynakları insanlıkla paylaşmakta ve özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelerde ciddi insani yardım faaliyetleri yürütmektedir.

Bizde bu anlamda Türkiye’deki uluslararası yardım kuruluşlarıyla yapmış oldukları yardım faaliyetleri üzerine bir yazı dizisi hazırlamayı uygun gördük. Konuştuğumuz yardım kuruluşlarına; ne zaman kurulduklarını, ne tür yardımlar yaptıklarını, diğer yardım kuruluşlarından farklarını, beslenme kaynaklarını, iç denetimlerini nasıl gerçekleştirdiklerini, hangi kriterlere göre ihtiyaç sahiplerini belirlediklerini, ihtiyaç sahiplerine yardımları nasıl ulaştırdıklarını, Türkiye’deki insanların sosyal duyarlılığını nasıl bulduklarını, gelecekte ne gibi yardımlar yapmayı planladıklarını sorduk.

TÜRK KIZILAYI

Türk Kızılayı, kökleri Osmanlı’ya kadar uzanan bir yardım kuruluşu. 1800’lü yılların ortasında İstanbul merkezli bir sosyal yardım kurumu olarak kurulan Kızılay, geçmişte çeşitli adlarla anılmış en son yapılan düzenlemeyle 1947 yılında “Türkiye Kızılay Derneği” adını almıştır.

Türk Kızılayı savaşta ve barışta yurt içinde ve dışında doğal afet ve felâketlere uğrayanlara yardım etmek, sağlık ve sosyal dayanışmayı desteklemek amacıyla yardım faaliyetleri yürütüyor. Kan, afet müdahale, sağlık, sosyal yardım, gençlik ve eğitim alanlarında hizmetler sunuyor. Ayrıca hem ulusal hem de uluslararası yardımlar yapıyor, gerçekleştirilen işbirliği ile ortak yardım faaliyetleri yürütüyor.

Türk Kızılayı’nın yapmış olduğu çalışmaları Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar Bey’le konuştuk.

"TÜRK KIZILAYI; KAN, AFET MÜDAHALE, SAĞLIK, SOSYAL YARDIM, GENÇLİK VE EĞİTİM ALANLARINDA HİZMETLER SUNMAKTA"

Hangi amaçla ne zaman kuruldunuz? Bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmalar hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Türk Kızılayı, savaş alanında yaralanan askerlere hiçbir ayrım gözetmeksizin yardım etmek arzusundan doğmuştur. 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulan Dernek, 1923’te “Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti”, 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti”, 1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını almıştır.

Kızılay, 1876 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar geçen sürede, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ve hastalanan on binlerce Mehmetçik’in yardımına koşmuştur. Ayrıca I. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul’da görülen büyük kolera salgınından bu yana, yurdumuzda meydana gelen doğal afetlerde felaketzedelerin bakımını, barınma ve beslenmelerini sağlamıştır.

Toplumsal dayanışmayı sağlamak, sosyal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara barınma, beslenme ve sağlık yardımı ulaştırmak gibi önemli görevler üstlenen ve birçok konuda da öncü olan Türk Kızılayı; kan, afet müdahale, sağlık, sosyal yardım, gençlik ve eğitim alanlarında hizmetler sunmaktadır.



"TÜRK KIZILAYI SON 5 YILDA 43 FARKLI ÜLKEYE AYNİ VE NAKDİ İNSANİ YARDIM GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR"

Ne tür yardım faaliyetleriniz var? Yurtdışı yardım faaliyetleriniz var mı?

Afet dönemlerinde afetzedelerin barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan Türk Kızılayı, yurtiçindeki her afette görev başındadır. Son üç yılda yurtiçinde 371 afet müdahalesi gerçekleştiren Türk Kızılayı, bu müdahalelerde 761 bin afetzede vatandaşımıza hizmet vermiştir.

Türk Kızılayı, olağan dönemde de sosyal yardım çalışmalarıyla yıl boyunca ihtiyaç sahiplerinin yanındadır.

Bu kapsamda son üç yıl içerisinde Türkiye genelindeki 14 aşevinde, toplam 895.867 vatandaşımıza sıcak yemek imkânı sağlanmıştır.

4 huzurevinden toplam 411 kişi hizmet almıştır. 8 öğrenci yurdundan 1706 öğrenci yararlanmıştır. Kimsesizler Misafirhanesinde 71 ihtiyaç sahibi konaklamıştır. 3 İkinci El Giysi Yardım Merkezinden 35.379 kişiye giysi yardımı sağlanmıştır. Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezinden 580 zihinsel engelli vatandaşımız hizmet almıştır. Gıda Bankacılığı faaliyeti yürüten 4 Sosyal Market/Sevgi Çarşısından 59.193 kişi yaralanmıştır.

Aile Danışma Merkezinden 309 vatandaşımız faydalanmıştır. Kızılay Şubeleri aracılığıyla ihtiyaç sahibi oldukları tespit edilen vatandaşlarımıza gıda, muhtelif temizlik ve giyim malzemeleri, mobilya, yatak, karyola, beyaz eşya vb. malzeme yardımı ile toplamda 625.225 ihtiyaç sahibine yardım ulaştırılmıştır.

1.012 engelli ve hasta vatandaşımıza tekerlekli sandalye tahsis edilmiştir.  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde düzenlenen iftar yemeği faaliyeti kapsamında 327.728 kişiye iftar yemeği verilmiştir.
Ülkemizin yardım eli olan Türk Kızılayı’nın insani yardım çalışmaları ülke sınırlarını aşarak her dinden, dilden ve ırktan mazlumlara uzanmıştır.

Türk Kızılayı, son beş yılda 43 farklı ülkeye ayni ve nakdi insani yardım gerçekleştirmiştir.

"TÜRK KIZILAYI, ÜLKEMİZİN EN GENİŞ HİZMET AĞINA VE KAPASİTESİNE SAHİP İNSANİ YARDIM KURULUŞU"

Türkiye’de birçok yardım kuruluşu olmasına rağmen siz neden kuruldunuz? Diğer yardım kuruluşlarından farklı ne tür çalışmalarınız var?

1868 yılında kurulan Türk Kızılayı, ülkemizin en köklü sivil toplum kuruluşları arasında yar almaktadır. Dolayısıyla sorunuzun ilk kısmını Türk Kızılayı’nın ardından yakın zamanda kurulan insani yardım kuruluşlarına yöneltmek gerekir.

Türk Kızılayı, merkezi İsviçre’de bulunan Uluslararası Kızılay Kızılhaç Hareketi’ne bağlı olarak çalışmalarını yürütmektedir. Bu uluslararası hareketin ve Türkiye’nin taraf olduğu bazı uluslararası anlaşmaların neticesinde Türk Kızılayı’nın özel yetki ve sorumlulukları ortaya çıkmıştır. Bu özel yetki ve sorumluluklar doğrultusunda diğer yardım kuruluşlarından farklı pek çok insanı yardım çalışmasına imza atıyoruz.

Bir diğer farklılığımız da kapasitemiz, yaygınlığımız ve hizmet yelpazemizin genişliği noktasında ortaya çıkıyor. Ülke geneline yayılmış, 714 şubesi, afet lojistik merkezleri ve kan merkezleri ile Türk Kızılayı, ülkemizin en geniş hizmet ağına ve kapasitesine sahip insani yardım kuruluşu. Diğer sivil toplum kuruluşları bazı özel alanlarda hizmetler üretirken Türk Kızılayı çok daha çeşitli ve geniş bir perspektifte hizmet sunuyor.

Yardım faaliyetlerinizi sürdürmenizi sağlayan alt yapıyı nasıl sağladınız? Beslenme kaynaklarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Türk Kızılayı’nın hizmetlerini üretirken ana gelir kaynağı bağışlardır. Nakdi ve ayni bağışların yanında, hayırseverlerimizin gayrimenkul bağışları da değerlendirilerek insani yardım çalışmalarımız için fon sağlanır.

Atatürk tarafından kurumumuza armağan edilen Afyon Mineralli Su İşletmemizden elde edilen gelir fazlası da insani yardım çalışmalarımıza aktarılır. Şimdi Erzincan’da bir mineralli su üretim tesisi daha kuruyoruz. Buradan elde ettiğimiz gelir fazlasını da insani yardım çalışmalarımızda kullanacağız.  

"ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK EN TEMEL PRENSİPLERİMİZ ARASINDA"

Türk Kızılayı’nın iç denetimini nasıl yapıyorsunuz? Toplanan yardımlarınızın suistimale uğramaması için iç denetim mekanizmanızı nasıl oluşturuyorsunuz?

Kurum kaynaklarını ve bağışları en verimli şekilde kullanabilmek, iç ve dış denetim mekanizmalarını çalıştırabilmek için bir kurumsal kaynak planlama sitemini (ERP) devreye soktuk. Kurumsal kaynak yönetimi sistemi ile bir afetin ardından hangi bölgeden hangi acil ihtiyaç malzemelerinin afet bölgesine gönderilebileceği gibi hayati kararlar, çok kısa sürede alınabiliyor. Bağışçımız da bağışının nerede kullanıldığını sistem üzerinden görebiliyor.

Kurum içerisinde gönüllülerden oluşan Denetim Kurulumuz ve profesyonellerden oluşan Teftiş Kurulumuz var. Bu kurullara bağlı olarak görev yapan müfettişlerimiz, denetçilerimiz ve kontrolörlerimiz var. Onlar çalışmalarımızı sürekli denetliyorlar. Ayrıca zaman zaman bağımsız denetim kuruluşlarına kendimiz denetlettiriyoruz. Şeffaflık ve hesap verebilirlik bizim yönetim anlayışımızın en temel prensipleri arasında.



"TÜRKİYE’NİN EN GENİŞ İHTİYAÇ SAHİBİ VERİ TABANLARINDAN BİRİNE SAHİBİZ"

Hangi kriterlere göre ihtiyaç sahiplerini belirliyorsunuz? Yaptığınız yardımlarda neleri önceliyorsunuz?

Ülkemizin her bölgesine yayılmış 714 şubemizde ihtiyaç sahiplerine ilişkin detaylı listeler bulunuyor. Bu şekliyle Türkiye’nin en geniş ihtiyaç sahibi veri tabanlarından birine sahibiz. İhtiyaç sahiplerini belirlerken Kaymakamlıklar, Belediye Başkanlıkları, mahalle ve köy muhtarları ile görüşüyoruz. İhtiyaç sahiplerini bire bir yerlerinde gidip tespit ediyoruz.

Yardımların, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşması bizim için öncelikli. Gerçek ihtiyaç sahibine de gerçekten ihtiyaç duyduğu yardımı ulaştırmaya çabalıyoruz. Hiç kimseye ulaşamayan ve hiç kimsenin de ulaşmadığı ihtiyaç sahiplerine de yardım ulaştırabilmek de bizim öncelikli hedeflerimiz arasında.


"KIZILAYCININ SÖZLÜĞÜNDE KARAMSARLIK SÖZCÜĞÜ BULUNMAZ"

Yardım faaliyetlerinizi yürütürken size heyecan ve umut veren ya da sizi çok üzen ve karamsarlığa uğratan bir durumla hiç karşılaştınız mı?

Heyecanımızı ve umudumuzu sürekli besleyen olaylarla sık sık karşılaşıyoruz. Van Depreminin hemen ardından, biz henüz kampanya başlatmamış ve çağrıda bulunmamışken halkımız 10 milyon TL bağışı bizim hesaplarımıza yatırdı. Üstelik bunlar büyük miktarlarda birkaç bağış da değildi. Binlerce insanın küçük küçük bağışlarının toplamıydı. Bu hem halkımızın yardımseverliğine hem de Türk Kızılayı’na duydukları güvene işaret ediyor.

Bir insanının bile yardıma ihtiyaç duyması, başlı başına üzücü bir durum ama bizlerin karamsarlığa düşme gibi bir şansı yok. Bizler, karamsarlığa düşmüş insanlara umut vermeye çalışıyoruz. Bu yüzden Kızılaycının sözlüğünde karamsarlık sözcüğü bulunmaz.

"BİZ İHTİYAÇ SAHİBİNİN ONURUNUN KORUNMASINA ÖNCELİK VERİYORUZ"

Yardımlarınızı nasıl ulaştırıyorsunuz? Kısaca yardımların sizden ihtiyaç sahiplerine ulaşana kadar nasıl bir yol izlediğinize dair bize bilgi verir misiniz?

Ayni yardımlarımızı ihtiyaç sahiplerine doğrudan, elden ulaştırıyoruz. Daha önce bahsettiğimi gibi ülkenin en yaygın insani yardım ağına sahibiz. Her bölgede, ihtiyaç sahiplerine Şubelerimiz aracılığıyla kolayca ulaşabiliyoruz. Yurt dışında da profesyonel ekiplerimiz ihtiyaç sahibine elden yardımları teslim ediyor. Yardım çalışması yaptığımız ülkelerdeki Kızılay ya da Kızılhaçlar ile işbirliği içerisinde dağıtımlarımızı gerçekleştiriyoruz.
 
Nakdi yardımlarımızda veren el ile alan eli bankada buluşturuyoruz. Ancak kurduğumuz sistem sayesinde ihtiyaç sahibi, kendisine verilen yardımı bankadan çekerken bu paranın yardım parası olduğu asla anlaşılmıyor. Biz, ihtiyaç sahibinin onurunun korunmasına öncelik veriyoruz.

Yeni uygulamaya koyduğumuz Kızılay Kart modeli de bu anlayışımızın bir yansıması. İhtiyaç sahiplerine vereceğimiz özel banka kartları sayesinde, ihtiyaç sahipleri belli limitler içerisinde ihtiyaç duydukları malzemeleri bu kartla alabilecekler.



"KIZILAY GÖNÜLLÜSÜNÜN YEDİ TEMEL İLKESİ OLMALI!"

Yardım faaliyetlerine katılmak isteyen insanlarda ne gibi özellikler arıyorsunuz? Herkes yardım faaliyetlerinize katılabilir mi? Kimleri gönüllü olarak kabul ediyorsunuz?

Kızılaycılık değerlerini ve Kızılaycılık felsefesini benimsemiş herkes Kızılay gönüllüsü olabilir ve çalışmalarımıza destek verebilir. Gönüllülerimizin de profesyoneller gibi Türk Kızılayı’nın yedi temel ilkesi olan; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrenselliğe uygun çalışmalar gerçekleştirmesi gerekiyor.

Türk Kızılayı’na gönüllü olmak isteyenler, internet sitemiz www.kizilay.org.tr’deki gönüllü formunu doldurabilirler ya da kendilerine en yakın Kızılay şubesine başvuruda bulunabiliriler.

 

"KOMŞUSU AÇKEN TOK YATMAYAN HAYIRSEVER HALKIMIZ, ELİNDE OLANI İHTİYAÇ SAHİPLERİYLE BÖLÜŞÜYOR"

Türkiye’deki insanların sosyal duyarlılığını nasıl buluyorsunuz? Yardım kampanyalarınızda sizlere yeterli desteği veriyorlar mı?

Halkımızın sosyal duyarlılığı ve dayanışma duygusu en üst düzeyde. Biz bunun tespitini defalarca yaptık. Pakistan’da, Somali’de, Van depreminde ve son olarak da Suriye’de yaşanan olaylarda bu duyarlılığa şahit olduk.

Komşusu açken tok yatamayan hayırsever halkımız, bazen kendi şartlarını da zorlayarak elinde olanı, ihtiyaç sahibiyle bölüşüyor. Yeter ki sizin samimiyetinize ve o yardımı gerçekten ihityacı olan kişiye ulaştıracağınıza güvensin. Halkımız Türk Kızılayı’na inanıyor bağışlarını bizlere emanet ediyor, biz de bu kutsal emaneti yerine ulaştırıyoruz. Elbette, daha fazla destek daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşabilmemiz ve yaralarını sarabilmemiz demek. 

T.C. devletinin, yürütmüş olduğunuz yardım faaliyetinde size olumlu ya da olumsuz ne tür etkisi oluyor? Devletin imkanlarından yararlanabiliyor musunuz?

Güçlü Türkiye, güçlü Türk Kızılayı’nın da anahtarıdır. Türk Hükümeti, yardım faaliyetlerinde Türk Kızılayı’na büyük destek veriyor. Uluslararası arenada gerçekleştirilen başarılı insani yardım çalışmaları da Türkiye’nin saygınlığına çok olumlu katkılar sağlıyor.

Dünyada Kızılay ve Kızılhaçlar, devletlerin ve hükümetlerin tamamlayıcısı kurumlar olarak tanımlanıyor. Türk Kızılayı’nın da, Türk Devletinin, Türk Hükümetinin yanında yer alması elbette çok doğal. Bizim ve elbette bizden hizmet bekleyenlerin en büyük şansı; Başbakanımızın ve Hükümetimizin de Kızılay’ın yanında yer alması ve insani çabalara büyük destek vermesi. 

"DÜNYADA ‘TÜRK TİPİ YARDIM MODELİ’ OLUŞTUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ"

Diğer yardım kuruluşlarıyla beraber ortak yardım faaliyeti yürütüyor musunuz? 

Türk Kızılayı olarak, insan onurunu korumak ve acısını dindirmek için samimiyetle çaba harcayan her insana ve kuruma sevgiyle bakıyoruz. Bu kurumların pek çoğuyla işbirliği anlaşmaları imzalıyor ve ortak projeler üretiyoruz. Elbette ortak yardım faaliyetleri de yürütüyoruz.

Türk Kızılayı’nın operasyonel gücü ve kapasitesi cazibesini arttırıyor. Birçok modelimizin ve çalışma prensibimizin örnek alındığına şahit oluyoruz. Sivil toplum kendini sürekli yeniliyor ve geliştiriyor.  

Türk Kızılayı’nın uluslararası saygınlığı da bu kuruluşu tercih ve talep edilen bir seçenek haline dönüştürüyor. Peş peşe gerçekleştirilen başarılı insani yardım operasyonları sonucunda, dünyada bir "Türk Tipi Yardım Modeli" oluştuğunu söyleyebiliriz. Dünyadaki ihtiyaç sahibi insanlar artık, sadece kendilerine yardım edilmesini değil, Türkiye ve Türk Kızılayı gibi yardım edilmesini arzuluyor.

 

"EN BÜYÜK EKSİĞİMİZ SOSYAL YARDIMLARIN DÜZENSİZ VE KAYIT DIŞI GERÇEKLEŞTİRİLMESİ"

Türkiye’nin sosyal yardımlaşma konusunda eksiklerinin neler olduğunu düşünüyorsunuz? Uluslararası yardımlarda en büyük eksikliğimiz hangi alandadır?

Halkımızın ve devletimizin sosyal duyarlılığının yüksekliği en büyük avantajımız. En büyük eksiğimize gelince, sosyal yardımların zaman zaman düzensiz ve kayıt dışı gerçekleştirilmesi. İnsanımız yardımsever ve bağış yapıyor ancak bu bağışların bir bölümü kayıt dışı yapılıyor. Dolayısıyla gerçek ihtiyaç sahibine ulaşıp ulaşmadığı kontrol edilemiyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ile AFAD gibi kurumların sisteme dâhil olması sosyal yardımlarda eksiklerin ortadan kaldırılması ve insani yardım çalışmalarının düzene sokulması adına çok önemli adımlar. Biz de Türk Kızılayı olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmeye gayret ediyoruz.



"TÜRK KIZILAYI’NIN GÖNÜLLÜ VE ÜYE SAYISINI 10 MİLYONUN ÜZERİNE ÇIKARTACAĞIZ"

Türkiye’de ve dünyada son 10 yılı değerlendirerek, gelecek 10 yılda nasıl bir sosyal yardım politikası uygulamayı hedefliyorsunuz? Gelecekte ne gibi yardımlar yapmayı planlıyorsunuz?

Son on yılda, teknoloji ve iletişim alanında önemli gelişmelere tanık olduk. İnternet ve sosyal medya araçları sayesinde artık gelişmelerden birkaç saniye içerisinde haberdar olabiliyorsunuz. Algımız da artık ülkemizin sınırlarını aştı. Sosyal acılara daha fazla şahit olduğumuz için sosyal duyarlılığımız da arttı.

Biz de bu gelişmeye uygun olarak, dünyanın neresinde bir ihtiyaç sahibi varsa ona yardım ulaştırmak için gayret edeceğiz. Ülkemizin gelişim ivmesine paralel olarak dünyanın lider yardım kuruluşu olmayı hedefliyoruz. Kapasitemizi, teknolojik altyapımızı ve insan kaynağımızı sürekli revize ederek bu hedefimize uygun hale getireceğiz.

İnsana dokunmayan bir yardım hareketinin başarılı olacağına inanmıyoruz. Çok kısa bir gelecekte Türk Kızılayı’nın gönüllü ve üye sayısını 10 milyonun üzerine çıkartacağız. Kızılay’ın insanımızla çok daha fazla kucaklaşmasını sağlayacağız.

Ülkemizin dünya markası ve en etkin esnek gücü olmayı hedefliyoruz.


Ayrıntılı Bilgi İçin: www.kizilay.org.tr

On5yirmi5