Deniz Feneri e.V uluslararası operasyondur

Stklar
Abdullah Güner’in röportajı Deniz Feneri Derneği, 1996 yılında bir televizyon programıyla doğdu. Ramazan ayında yayınlanan "Şehir ve Ramazan" isimli programla başlayan iyilik hareketi ...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in röportajı

Deniz Feneri Derneği, 1996 yılında bir televizyon programıyla doğdu. Ramazan ayında yayınlanan "Şehir ve Ramazan" isimli programla başlayan iyilik hareketi hem yardım etmek hem de yardım almak isteyenleri bir programda buluşturdu. Sonrasında ise “Deniz Feneri” hem bir dernek hem de bu TV programının adı olmuş oldu.

Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçirdiği gıda, eğitim, sağlık, barınma alanlarındaki projeleriyle; kurduğu misafirhaneler, aşevleri, giyim mağazaları, yürüttüğü meslek edindirme programları ile ihtiyaç sahiplerine hizmet sunan Deniz Feneri Derneği, 600 bin aileye yardım ulaştırmakta, 54 farklı ülkeye yardım götürmektedir.

Deniz Feneri Derneği en son, Almanya’da faaliyet gösteren "Deniz Feneri e.V" derneği’nin topladığı 41 milyon avroluk paranın bir kısmını amaç dışında kullanmasıyla ilgili davayla gündeme geldi. Dernek yetkilileri Almanya Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen davada hapis cezası aldı ve derneğin mal varlığı kamuya devredildi.

Almanya Deniz Feneri e.V isimli kuruluş hakkında Almanya’da 2007 yılında başlayan hukuki süreçle bağlantılı olarak, 2008 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “DENİZ FENERİ” adıyla başlatılan soruşturma 09.04.2012 tarihi itibariyle, Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin tüm yetkilileri hakkında verilen takipsizlik kararı ile sonuçlandı. Ve böylelikle Türkiye’deki Deniz Feneri davası da sona ermiş oldu.

Deniz Feneri Derneği’nin yapmış olduğu çalışmaları ve Deniz Feneri e.V davasını Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Av. Mehmet Cengiz Bey’le konuştuk.

DENİZ FENERİ DERNEĞİ

"TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA 600 BİN AİLEYE YARDIM ULAŞTIRIYOR"

Hangi amaçla ne zaman kuruldunuz? Bugüne kadar yapmış olduğunuz çalışmalar hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

1996 yılının Ramazan ayında "Şehir ve Ramazan" isimli bir televizyon programıyla başlayan iyilik hareketi, yardım etmek ve yardım almak isteyenlerin kuvvetli talebiyle " Deniz Feneri " kimliğine bürünerek önce haftalık yayınlanan bir programa dönüşmüş, sonrasında ise aynı isimdeki dernek çatısı altında 2002’de ISO 9001 Kalite Belgesi‘ni almıştır.

İlk günden bu yana onu yalnız bırakmayan on binlerce bağışçı ve gönüllüsüyle, Türkiye’de ve dünyada 600.000 aileye gıda, barınma, sağlık ve para yardımı ulaştırmış ve gün geçtikçe artan bir sayıyla ulaştırmaya devam etmektedir.

Kurulduğu 1998 yılından bu yana şubeleri, temsilcilikleri, gönüllüleri ve bağışçılarıyla birlikte Türkiye’de ve dünyada, yardım isteyen milyonlarca sese cevap vermiştir.

2005 yılı itibariyle "Sosyal Sorumlulukta Lider" bir dernek konumunda olan Deniz Feneri, hiçbir ayrım gözetmeksizin ayni ve nakdi her türlü yardımı, gerçek ihtiyaç sahiplerine en kaliteli şekilde ulaştırma anlayışı ve bağış yapıldığı andan, yardımın ulaştığı ana kadar en küçük ayrıntının dahi kayıt altında tutulduğu hiçbir şüpheye yer bırakmayan sistemiyle 2007 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülünü’nü almaya hak kazanmıştır.

Deniz Feneri Derneği Bakanlar Kurulu kararıyla, kamu yararına çalışan ve izin almadan yardım toplayabilen dernek statüsündedir.

Ne tür yardım faaliyetleriniz var? Yurtdışı yardım faaliyetleriniz var mı?

Deniz Feneri, Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçirdiği gıda, eğitim, sağlık, barınma alanlarındaki projeleriyle; kurduğu misafirhaneler, aşevleri, giyim mağazaları, yürüttüğü meslek edindirme programları ile ihtiyaç sahiplerine kapsamlı bir hizmet sunmaktadır.

Yurtdışında da 2005 yılından itibaren acil insani yardım, gıda, sağlık, eğitim, barınma, meslek edindirme ve kalkındırma projeleri uygulamaktadır. Birçok ülkede su kuyuları, okulları, hastaneleri, sağlık ocakları ve yetim yurtları bulunmaktadır.

"DENİZ FENERİ 54 FARKLI ÜLKEDE YARDIM FAALİYETİ YÜRÜTÜYOR"

Türkiye’de birçok yardım kuruluşu olmasına rağmen siz neden kuruldunuz? Diğer yardım kuruluşlarından farklı ne tür çalışmalarınız var?

1998 yılında Deniz Feneri kurulduğunda az sayıda vakıf ve derneğin çalışmaları biliniyordu. Deniz Feneri, onlardan birisi olmak üzere kurulmadı. Deniz Feneri, ilk defa televizyon gibi çok önemli ve etkili iletişim aracı vasıtasıyla milyonlara ulaşmış ve ülkemizin bütün bölgelerini kısa sürede faaliyet sahası haline getirmiş bir yardım kuruluşudur.

Yurtdışında da 54 farklı ülkede bayrağımızı dalgalandırmış, afet sonrası yardımlar konusunda örnek çalışmalar ortaya koymuş, projeler uygulamış ve model olmuş bir dernektir.
Deniz Feneri yardım alanında bir dizi “ilk”e imza atmış bir sivil toplum kuruluşudur.

Deniz Feneri, ISO 9001 Kalite sistemine 2002 yılının ilk ayında geçmiş, ülkemizin ISO 9001 Kalite Belgesine sahip olan ilk yardım kuruluşu hüviyetini taşımaktadır.

Bardod sistemini tüm yardım kuruluşlarımızdan önce, ilk defa 2000’li yılların başında uygulamaya başlamış, böylece gelen ayni bağışların kimler tarafından yapıldığı izlenebildiği gibi, bu malzemelerin hangi ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığının takibi de mümkün hale gelmiştir.

2003 yılında ulusal çapta bir Yoksulluk Sempozyumu yapılmış. Konunun ilim adamlar ve araştırmacılar tarafından enine boyuna tartışılması sağlanmıştır. 2008 yılında ise uluslararası çapta bir Yoksulluk Sempozyumu gerçekleştirilerek, konunun küresel ölçekte tartışılmasına ev sahipliği yapılmıştır.

Yine kısa adı “DEYAM” olan Deniz Feneri Yoksulluk Araştırmaları Merkezi ile, yoksulluk hakkında akademik araştırmalar ve etkinlikler yaparak diğer derneklerden ayrılmaktadır.

Bu kapasitede kurulan ilk dernek olduğu için de kendinden sonra kurulan tüm dernek ve vakıflara model olma özelliği taşımaktadır.

"YARDIM FAALİYETLERİNİN TAMAMI BAĞIŞLAR SAYESİNDE GERÇEKLEŞTİRİLİYOR"

Yardım faaliyetlerinizi sürdürmenizi sağlayan alt yapıyı nasıl sağladınız? Beslenme kaynaklarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Kullandığımız altyapı tamamen tarafımızdan kurulmuş ve sürekli geliştirilen, yenilenen özelliklerde bir altyapı sistemidir.

Yardım faaliyetlerimizin tamamı bağışlar sayesinde gerçekleştirilmektedir.. Bağışçılarımız tamamen hayırseverlerimizden gelmektedir.

Derneğimizin kullandığı bütün kaynaklar, ülkemizin öz değerleri ve iyiliksever insanlarımızın bir araya gelmesiyle oluşturduğu birikimlerdir. Bağışçılarımızın çoğunluğu orta ve ortanın altında gelir sahibi hayırseverlerimizden oluşmaktadır.

"BAĞIŞÇILAR, YAPTIKLARI BAĞIŞLARI KONTROL EDİP, BAĞIŞLARININ NEREYE ULAŞTIĞINI TAKİP EDEBİLİRLER"

Deniz Feneri Derneği’nin iç denetimini nasıl yapıyorsunuz? Toplanan yardımlarınızın suistimale uğramaması için iç denetim mekanizmanızı nasıl oluşturuyorsunuz?

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği,  dört tür denetimden geçmektedir.

İç Denetim

Genel Kurul tarafından seçilen Denetleme Kurulu tarafından denetim yapılmaktadır.

Denetleme Kurulu, derneğin, tüzüğünde gösterilen amaç ve amacın gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini; defter, hesap ve kayıtların mevzuata ve dernek tüzüğüne uygun olarak tutulup tutulmadığını dernek tüzüğünde tespit edilen esas ve usullere göre altı ayda bir denetler ve denetim sonuçlarını bir rapor halinde yönetim kurulu ile genel kurula sunar.

İçişleri Bakanlığı Denetimi

"Kamu Yararına Çalışan Dernek" statüsünde olan Deniz Feneri, İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından en az iki yılda bir denetlenmektedir. Genel merkezi, şubeleri, temsilcilikleri, tüm diğer birimleri, defterleri, hesap ve işlemleri incelenir, tüzüğünde gösterilen amaç doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediği kontrol edilir.

Denetim sonucunda; denetim raporu ya da inceleme veya araştırma raporu düzenlenir. Denetim raporları, denetlenen derneğin mali durumu, defter ve kayıtlarının mevzuata ve usule uygunluğu, dernek gelir ve giderlerinin usulüne uygun olarak kaydedilip edilmediği, faaliyetlerin dernek amacına uygun olup olmadığı gibi hususları kapsar. Ayrıca tamamlanması ve düzeltilmesi gereken hususlara raporda yer verilir.

ISO Denetimi

Deniz Feneri, faaliyetlerini ISO 9001 standardına göre sürdürmek amacıyla bir yıl süren yapılanma çalışmalarında bulundu. American Ouality Assessors tarafından 27 Aralık 2001 tarihinde yapılan denetim sonucunda 22 Ocak 2002 tarihinde ISO 9001 Kalite Belgesi alındı. Özel bir şirket tarafından bir yıllık periyotlarla gözetim denetimleri yapılmaktadır.

Bağışçı ve Gönüllü Denetimi

Deniz Feneri gönüllü ve bağışçıları istedikleri noktada Deniz Feneri faaliyetlerini sorgulayıp, denetleyebilirler. Bağışçılar, yaptıkları bağışları kontrol edip bağışlarının nereye ulaştığını takip edebilirler.


"YARDIMLARIMIZDA DUL VE YETİMLERE ÖNCELİK VERİYORUZ"

Hangi kriterlere göre ihtiyaç sahiplerini belirliyorsunuz? Yaptığınız yardımlarda neleri önceliyorsunuz?

İhtiyaç sahiplerini belirlemek için yardım başvurusunda bulunan aileyi mutlaka evinde, yaşadığı ortamda ziyaret ediyor ve sosyal inceleme yapıyoruz. Yapılan tahkikat ve tespit sırasında komşularından, muhtardan, esnaftan ve ulaşılabilen resmi kurumlardan bilgiler alıyoruz.

Yardımlarımızda dul ve yetimler ile evinde çalışacak iş gücü bulunmayan ailelere öncelik veriyoruz.


"AYNİ VE NAKDİ YARDIMLAR DIŞINDA CİDDİ REHBERLİK HİZMETİ VERİYORUZ"

Yardım faaliyetlerinizi yürütürken size heyecan ve umut veren ya da sizi çok üzen ve karamsarlığa uğratan bir durumla hiç karşılaştınız mı?

Her gün sevinç ve hüznü bir arada yaşıyoruz. Problemini çözdüğümüz, sıkıntıdan kurtardığımız ailelerin sevinci ile biz de mutlu oluyoruz. Ancak bir dernek olarak bütünüyle çözemediğimiz problemlerle de karşılaşıyoruz. O zaman da üzülüyoruz. Her ailemize yapabildiğimiz ayni ve nakdi yardımlar yanında ciddi anlamda rehberlik hizmeti veriyoruz. Onlara, hangi kuruluşlar aracılığıyla sorunlarının çözümü yönünde yeni adımlar atabileceklerine dair tecrübeler aktarılıyor.

İhtiyacı olana ihtiyacını ulaştırdığımız her iyilik adımı, yardımını aldığında gülümseyen her anne, yüzünde güller açan her çocuk ve çözülen her problem bizi motive eden; bize heyecan ve umut veren durumlardır.

Yardımlarınızı nasıl ulaştırıyorsunuz? Kısaca yardımların sizden ihtiyaç sahiplerine ulaşana kadar nasıl bir yol izlediğinize dair bize bilgi verir misiniz?

Nakit yardımlarımız ihtiyaç sahibine banka yoluyla ulaştırılıyor.

Gıda, kırtasiye, ev eşyası vb. yardımlarımız ailelerin evlerine görevlilerimiz ve gönüllülerimiz eliyle ulaştırılıyor.

Giyim yardımlarımız ailelere, kargoyla ya da sabit yahut gezici giyim mağazalarımızda teslim ediliyor. Giyim mağazalarımızda aile yardımları kendisi seçip beğenerek teslim alıyor.



"İYİLİKLERDE BENİM DE KATKIM OLSUN DİYEN HERKES GÖNÜLLÜMÜZ OLABİLİR"

Yardım faaliyetlerine katılmak isteyen insanlarda ne gibi özellikler arıyorsunuz? Herkes yardım faaliyetlerinize katılabilir mi? Kimleri gönüllü olarak kabul ediyorsunuz?

İyiliklerde benim de katkım ve payım olsun diyen herkes gönüllümüz olabilir. İçindeki ışığı fark etmiş her vatandaşımızın birer deniz feneri olduğuna inanıyoruz.

Vaktini, tecrübesini ve gerektiğinde aracını yaptığımız yardım çalışmalarına destek için kullanmaya gönüllü herkes aramıza katılabilir.

 

"TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK GÜCÜ YARDIM KURULUŞLARIMIZDIR"

Türkiye’deki insanların sosyal duyarlılığını nasıl buluyorsunuz? Yardım kampanyalarınızda sizlere yeterli desteği veriyorlar mı?

Halkımızın yardım kuruluşlarına destek konusunda çok duyarlı ve cömert olduğunu biliyoruz. Dünyada en çok hangi ülke kriz bölgelerine koşuyor, yara sarıyor, yardım çalışmaları yapıyor diye bir araştırma yapılsa, 2005 sonrasında bu ülkenin Türkiye olduğu görülecektir.

Türkiye’den doğmuş STK’lar son yıllarda giderek gelişiyor, güç kazanıyor ve ülkemizin gücüne güç katıyor. Giderek yıldızı parlayan Türkiye’nin yumuşak gücü yardım kuruluşlarımızdır. Artık savaşlar sadece harp meydanlarında ve silahlarla yapılmıyor. Kitle iletişim araçları ve STK’lar günümüzün harp meydanları dışında devam eden savaşlarında çok önemli iki güç merkezi.

"DEVLET KURUMLARIYLA ORTAK YÜRÜTÜLEN PROJELERİMİZ VAR"

T.C. devletinin, yürütmüş olduğunuz yardım faaliyetinde size olumlu ya da olumsuz ne tür etkisi oluyor? Devletin imkânlarından yararlanabiliyor musunuz?

Büyük devletlerin güçlü STK’ları olur. Güçlü STK’lar devletin geç ulaştığı ve girmek istemediği alanlarda yaptıkları faaliyetlerle toplumun huzuruna katkı sunarlar.

Deniz Feneri bugüne kadar devletin hiçbir fonunu ya da kaynağını kullanmadı. Kullanması da gerekmez. Zira biz gönüllü bir kuruluşuz. Devlet kuruluşları kendilerine kanunla verilen görevleri yerine getirerek vatandaşımıza hizmet götürüyor. Biz ise gönüllülük esasına göre çalışarak, ulaşılamamış bir takım kör noktalara ulaşıp vatandaşımızın bin bir türlü sıkıntısının azaltılması için çaba sarf ediyoruz.

Faaliyetlerini tamamen kendi kaynaklarıyla yürütüyor. Öte yandan bazı devlet kurumlarıyla birlikte yürütülen projeler de mevcut. Örneğin Tarım Bakanlığı ile yapılan bir protokolle Ege Bölgesi’nde tarım ve hayvancılığa yönelik sosyal dönüyüm projeleri, İŞ-Kur’la meslek edindirme projeleri yapılıyor…

Diğer yardım kuruluşlarıyla beraber ortak yardım faaliyeti yürütüyor musunuz?

Elbette. Yurt içinde ve yurt dışında Deniz Feneri’nden yardım talep eden dernek ve vakıflara yardımlar yapıyoruz. Özellikle yurt dışında partner kuruluşlarımız vasıtasıyla yardım faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Birlikte iş yapma, proje uygulama yönümüz henüz yeterince gelişmiş değil. Bununla beraber, gerektiğinde hem yurt içinde hem de yurtdışında frekanslarımızın tuttuğu kuruluşlarla ortak çalışmalar yapıyoruz.


"YARDIM KURULUŞLARI ARASINDA ORTAK BİR VERİ TABANI OLUŞTURULABİLİR"

Türkiye’nin sosyal yardımlaşma konusunda eksiklerinin neler olduğunu düşünüyorsunuz? Uluslararası yardımlarda en büyük eksikliğimiz hangi alandadır?

Yardım kuruluşlarının her biri kendi oluşturduğu veri bankasını kullanıyor.  Oluşturulacak bir veri tabanına bir protokol çerçevesinde ulaşılması sağlanabilir. Örneğin Türkiye’nin yoksulluk haritası aşağı yukarı belli. Sosyal Yardımlaşma Vakfı, yerel yönetimler ve vakıflar ya da dernekler ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyor. Bu yardımların ortak bir veri tabanı üzerinde toplanması aileye yardımın daha isabetli bir şekilde ulaşmasına vesile olacaktır. Örneğin bir kuruluştan nakit yardım almışsa diğeri ona gıda verecek ve tüm ihtiyaçları dengeli bir şekilde karşılanacaktır.

Türkiye’de ve dünyada son 10 yılı değerlendirerek, gelecek 10 yılda nasıl bir sosyal yardım politikası uygulamayı hedefliyorsunuz? Gelecekte ne gibi yardımlar yapmayı planlıyorsunuz?

2005 yılı ve sonrası uluslararası arenada Türk sivil toplum kuruluşlarının kendini gösterdiği, önemli işlere imza attığı bir zaman dilimi oldu. Deniz Feneri, Türkiye’de sivil toplum anlayışının gelişmesine yaptığı katkıyı yurt dışında da yaparak, hizmet götürdüğü ülkelerdeki STK’ların gelişmesine ve tecrübe kazanmasına vesile oldu. Şu ana kadar 54 ülkede yardım çalışması yaptı. Pek çok ülkede, okul, hastane, köyler, evler yaptı, su kuyuları açtı.

Bundan sonra da, nerede afet, yoksulluk, kıtlık gibi durumlar başta olmak üzere bir ihtiyaç doğarsa, Deniz Feneri oraya yetişmeye devam edecektir.

"DENİZ FENERİ E.V OLAYI ULUSLARASI BİR OPERASYONDUR"

Deniz Feneri e.V davası hakkında bize kısaca bilgi verir misiniz? Deniz Feneri’nin bu sürece gelmesinde ne gibi hataları olmuştur?

Deniz Feneri Derneği’ne karşı yürütülen uluslararası linç operasyonu savcılığın takipsizlik kararı ile son bulmuştur.

Almanya Deniz Feneri e.V isimli kuruluş hakkında Almanya’da 2007 yılında başlayan hukuki süreçle bağlantılı olarak, 2008 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından DENİZ FENERİ adıyla başlatılan soruşturma 09.04.2012 tarihi itibariyle, Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin tüm yetkilileri hakkında verilen takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştır.

Deniz Feneri Derneği hakkında verilen takipsizlik kararı, hayırseverlerimizin emanetlerinin, kılına bile bir zarar gelmeden korunduğunu bir kez daha ortaya koymuş, ileri sürülen tüm iddiaların bir iftiradan ibaret olduğu Savcılık kararı ile tespit edilmiştir.

Deniz Feneri olayı, Almanya’da planlanıp başlatılan ve Türkiye’de bazı siyasi çevrelerin, kimi medya gruplarının ve derin yapılanmaların çok amaçlı olarak sahneye koyduğu uluslararası bir operasyondur.

Deniz Feneri üzerinden yürütülen bu linç kampanyası bazı siyasi hesaplaşmalara malzeme yapılmış, toplumda güvensizlik ortamı oluşturmak ve ülkemizde hızla gelişen sivil toplum kuruluşlarının önünü kesmek için fırsat bilinmiştir. Diğer taraftan bu konu, yurt dışında etkin rol oynayan insani yardım kuruluşlarımızın itibarsızlaştırılarak güç kaybetmeleri yönünde kullanılmıştır.

Bu süreçte Deniz Feneri konusu, planlı olarak defalarca medyanın ve TBMM’nin gündemine taşınmış; bilinçli bir karalama kampanyası yürütülerek, toplumların en önemli dinamiklerinden olan yardımlaşma ve dayanışma anlayışına ciddi anlamda zarar verilmiştir.

İyiliği yaşatmak isteyenlerle, iyiliği yok etmek isteyenlerin mücadelesi kıyamete kadar sürecektir. Sorumluluk sahibi kişilere düşen, özellikle dış kaynaklı bu tür iddiaların gerçek yüzünü araştırmak; doğru sonuca ulaşıncaya kadar zalimin zulmüne yardımcı olacak her türlü söz, fiil ve davranıştan kaçınmaktır.

Doğru bilgiye sahip olmadan, şahsi husumetlerinden dolayı mağduriyetimizden kendilerine çıkar elde etmek isteyenleri halkımızın vicdanına ve ilahi adalete havale ediyoruz.
İyiliğe sahip çıkanlar, en az hayra mani olanlar kadar azimli, kararlı ve sabırlı olmalılar ki, toplumda iyilikler yaşayabilsin.

Deniz Feneri, hayırseverlerimizin merhametinin eseridir. Onların destekleriyle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlar için iyilik yolculuğumuz devam edecektir.

Geçen beş yılda yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen, hayırseverlerimizin emanetlerinin iyilik köprüsü olan Deniz Feneri Derneği, yılmadan, usanmadan, sabır ve kararlılıkla Türkiye genelinde ve yurtdışında başta Somali, Pakistan ve Filistin olmak üzere gönlü kırık insanların yaralarını sarmayı sürdürüyor.

Yaşadığımız zorlu süreçte, iyiliği yaşatma mücadelemize destek veren ve bizleri yalnız bırakmayan bağışçılarımıza, gönüllülerimize, kanaat önderlerine ve sivil toplum kuruluşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Almanya Deniz Feneri e.V keşke başka bir isimle kurulsaydı. Almanya’da kuruluşun aynı ismi taşımasının hata olduğunu yaşadığımız gelişmelerden görmüş olduk.

Deniz Feneri Derneği, ülkemizin bugüne kadar gördüğü en profesyonel, kurumsal ve izlenebilir çalışan insani yardım kuruluşlarının başında gelir. Bu özellikler kurulduğundan beri hiç terkedilmedi, ihmal edilmedi.

"SAVCILIK KARARI BİZİ DOĞRULADI"

Deniz Feneri dava süreciyle beraber neler kaybetti? Yardımlarınızda ne kadar düşüş oldu? Dava süreci sonrasında insanlara neler söylemek istersiniz?

Hukuki olarak herhangi sıkıntımız ve endişemiz bulunmuyor. 2012 yılı Nisan ayında verilen “takipsizlik kararı” ve o karara gerekçe gösterilen denetim raporları da işlerimizin tamamen hukuki zeminde yürütüldüğünün belgesidir.

Beş yıl boyunca halkımıza, bağışçı ve gönüllülerimize, “Sizin başınızı öne eğdirecek bir iş yapmadık. Emanetlerinizi doğru adresler ulaştırdık, müsterih olun. Gerçekler elbet ortaya çıkacaktır” dedik. Savcılık kararı bizi doğruladı.

Hukuken problem olmamakla birlikte algı bakımından imaj kaybına uğradık. O da bağışlarda düşmeye neden oldu. Asıl zarar görenler ise ihtiyaç sahibi aileler…

Gelen yardımlarda hangi oranda düşme olduğu konusundan önce, “Kim bir canı kurtarırsa tün insanlığı kurtarmış gibidir” müjdesi üzerinde kafa yoruyoruz. Derneğimiz son yıllarda ayda 8.000 – 10.000 ihtiyaç sahibine yardım ulaştırıyoruz. Bu vesile ile bize destek veren bütün bağışçı ve gönüllülerimize teşekkür ederiz.

Faaliyetlerimizi sabırla sürdürüyoruz. Zarar gören algının zaman içinde düzeleceğine inancımız tamdır.

Ayrıntılı Bilgi İçin: www.denizfeneri.org.tr

On5yirmi5