Yarın 27 Nisan e-muhtırasının yıldönümü

Olaylar
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan… Bitmiyor ki… Yarın da başka bir darbe girişiminin yıldönümü… 27 Mayıs’tan bu yana Türkiye bir çok darbe ve muhtıra yaşadı. Körp...
EMOJİLE

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan… Bitmiyor ki… Yarın da başka bir darbe girişiminin yıldönümü…

27 Mayıs’tan bu yana Türkiye bir çok darbe ve muhtıra yaşadı. Körpe demokrasimiz defalarca kesintiye uğradı. Adeta yaşananlar demokrasi arası darbe değil de darbeler arası demokrasiye döndü.

Öyle ki 28 Şubat’ın soruşturması sürerken yarın yine bir muhtıranın yıldönümü. 27 Nisan E-muhtırası…

27 Nisan Gültekin Avcı’nın da dediği güç ve iktidar mücadelesinde açıktan savaşın son perdesiydi.

Bugünkü yazısında Ergenekon’un 2005’te başlayan koas planlarını tek tek sıralayan Gültekin Avcı, adım adım 27 Nisan’a giden süreci özetledi.

Ve bir soru? 27 Nisan süreci (iyi ki başarılı olamadı) neden darbeye dönüşmedi?

İşte Gültekin Avcı’nın 27 Nisan analizi;

28 Şubat polemikleri bitmeden başka bir muhtıranın yıldönümüne geldik. Neylersiniz ülkenizde vesayet ve darbe aktörleri birbiriyle yarışırcasına performans sergiliyorlarsa, darbe yıldönümlerini birbirine eklersiniz.

27 NİSAN AÇIK SAVAŞIN SON PERDESİYDİ

27 Nisan, güç ve iktidar mücadelesinin son açık perdesiydi.
28 Şubat aktörlerinin 10 sene sonra yaptığı güç denemesiydi.
Amaç, 28 Şubat’ın 1000 yıl sürmesini garanti altına almaktı.

Vesayet aktörleri ve Ergenekon, 27 Nisan muhtırasıyla umduğu sonuca ulaşamadı. Bu hayal kırıklığında hükümetin tavrı, alternatif medyanın gücü ve toplumdaki demokratik algının yükselişi önemli bir yer tutuyor.

ADIM ADIM E-MUHTIRYA’YA GİDEN SÜREÇ

Süreç, Ergenekon tarafından 2005 yılında başlatılmıştı.

Sokaklar birden hareketlendi, Şemdinli olayı yaşandı ve 2006 yılında Rahip Santoro öldürüldü.

Ardından kanlı Danıştay saldırısı geldi ve Cumhuriyet gazetesi bombalandı.

E-muhtıra yılının başında Hrant Dink vuruldu ve cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Malatya’da Zirve katliamı gerçekleştirildi.

Yaşananlar, Türkiye açısından darbeye giden bir zemin inşası sürecinin klasik kilometre taşlarıydı.

2007 DARBE YILI ÇÜNKÜ?

2007 yılı, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin yapılacak olması sebebiyle darbe yılı olarak seçilmişti.

DARBEYİ AÇIK AÇIK İTİRAF ETMİŞLERDİ

2006 yılı sonunda ABD’de Zeyno Baran’ın "2007’de Türkiye’de darbe olma ihtimali yüzde 50" yorumu önemliydi.

Zeyno Baran’ın bu iddiasının, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı ve şimdinin Balyoz sanığı Org. Ergin Saygun’a dayandığı söylendi.

İngiliz Observer gazetesinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce "AK Parti favori gösteriliyor ama seçimi kazanmaları halinde 5. darbe olabilir" yorumu Zeyno Baran’ı destekliyordu.

İngiltere’den ve ABD’den yükselen bu sesler hep aynı noktayı gösteriyordu.
Zira her iki odak da aynı askeri kaynaklardan beslenmişti.

Ergenekon sanıklarından ADD Genel Başkanı Şener Eruygur, Jandarma Genel Komutanı’yken organize ettiği illegal Cumhuriyet Çalışma Grubu’nu devreye soktu ve 29 STK’nın katılımıyla Cumhuriyet mitinglerini başlattı.

BBC bile bu mitinglerin hedefinin AK Parti iktidarı olduğunu duyurdu.

Genelkurmay’ın web sitesine e-muhtıra konulduğunda, 28 Şubat süreci ve AK Parti iktidarı arasındaki kartlar yeniden karıldı.

Ve 28 Şubat sürecinin bittiği, cumhuriyet tarihinde bir ilkle açıklandı.

MUHTIRA AYNEN İADE EDİLDİ

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in daha önceki hükümetlerin aksine, ilk kez muhtıraya karşı sert bir açıklama yaparak, "Genelkurmay Başkanı’nın Başbakan’a bağlı olduğunu" belirtmesi, muhtıranın aynen iadesiydi.

Hükümetin bu beklenmeyen tarihi tavrı, Mehmet Ağar, Erkan Mumcu ve CHP’yi de hayal kırıklığına uğrattı.
 
28 Şubat medyası yine sahnedeydi
 
Aslında 28 Şubat medyası ve siyaseti 27 Nisan sürecinde de üstüne düşeni yapmıştı.

ERTUĞRUL ÖZKÖK

Ertuğrul Özkök, 28 Şubat’tan 10 sene sonra yine şaşırtmadı:
"Demokrasi kaygısıyla, sadece askeri eleştirmek ne adil ne yararlı ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır" diyerek muhtıranın yanında yer aldı.

YILMAZ ÖZDİL

"Bundan sonraki adım, tank olur. Gücüm var diye dayatırsan, gücü olan sana dayatır" diyen Yılmaz Özdil…

CHP’Lİ MUSTAFA ÖZYÜREK

"Tabii bu bir muhtıradır. Hükümetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir" diyen CHP sözcüsü Mustafa Özyürek…

DENİZ BAYKAL

"Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz" diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal…

CHP’Lİ ONUR ÖYMEN

Ve "Genelkurmay’ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız" diyen CHP Genel Başkan Yrd. Onur Öymen…

Görüldüğü gibi 28 Şubat’ı destekleyen sosyal ve siyasal çevreler, 27 Nisan’ı da desteklemişti.

2007’DE DARBE NEDEN GERÇEKLEŞMEDİ

Peki, 2007’de darbe neden gerçekleşmedi?
E-muhtıra, planlanan darbenin ilk adımıydı.

27 Nisan muhtırasına verilen hükümet tepkisi ve akabinde halkın AK Parti’ye olan yoğun teveccühü, darbecileri hayal kırıklığına uğrattı.

Darbenin halktan göreceği tepkiyi, muhtıra sonrası seçim sonuçlarıyla ölçmüş oldular.

Ve darbeyi 2 yıl sonraya ertelediler.

Ergenekon’un yönlendirdiği bu darbe süreci, 27 Nisan muhtırasına ulaşıyor ve devam ediyor.

Yani 27 Nisan muhtırası, Ergenekon sürecinin içindedir.

Bu itibarla 27 Nisan soruşturması başladığında, savcının iz sürdüğü mecra yine Ergenekon havzası olacaktır.

Bugün