Sakarya’da 17 Ağustos 1999 depreminden kalan orta hasarlı binaların boşaltılması için 3 ay önce başlatılan su ve elektrik kesimi uygulaması yeterli olmadı.
Halen ikamet edilen hasarlı bin konuttan sadece 70’i boşaltıldı. Bunların da ancak 20’si yıkılabildi. ‘Burada oturmak tehlikeli ve yasaktır’ yazısına rağmen vatandaşlar evlerinden çıkmıyor. Su ihtiyacını taşıma su ile ya da mühürlü sayacı açarak karşılıyor. Aydınlatma ise farklı yöntemlerle yapılıyor. Valiliğin uyarı yazısı üzerine belediyeler, vatandaşlara son kez tebligat gönderdi. Önümüzdeki süreçte evler polis nezaretinde boşaltılacak. Her bina için encümen kararı çıkarılıp yıkım işlemine geçilecek.
Marmara depreminde Sakarya’da resmi kayıtlara göre 4 bin kişi hayatını kaybetti. Geçen 13 yıl süre içerisinde Adapazarı, Serdivan, Erenler gibi ilçeler başta olmak üzere diğer ilçelerde depremden kalan toplam bin 300 hasarlı konut onarılamadı. Yapılan araştırmada yasak olmasına rağmen bin konutta oturulduğu tespit edildi. 3 ay önce valilik ve büyükşehir belediyesi, ortak karar alarak can güvenliği açısından bu binalardan oturanları tahliye etmek için su, doğalgaz ve elektrik hizmetlerinin kesilmesini kararlaştırdı. Karar doğrultusunda 5 Aralık 2011’de Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) ile Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ) verilen liste doğrultusunda hasarlı konutlarda su ve elektrik kesim çalışması kısa sürede tamamlandı. Ancak aradan 3 ay geçmesine rağmen bin hasarlı konuttan ancak 70’i boşaltıldı. Sadece 20 hasarlı konutun yıkımı yapılabildi. Konut sahipleri, evlerinin giriş kapısına belediye tarafından asılan ‘Hasarlı binada oturmak tehlikeli ve yasaktır’ yazısına rağmen oturmayı tercih ediyor. Evlerin boşaltılmaması üzerine Sakarya Valiliği, belediyelere yeni bir yazı göndererek konutların boşaltılması konusunda uyarıda bulundu. Belediyeler de hasarlı konut sahiplerine son kez ‘evlerinizi boşaltın’ tebligatı gönderdi.
EVİNİ BOŞALTMAYANLAR POLİS ZORUYLA ÇIKARILACAK
Hasarlı konutlarda oturulmasının kanunen yasak olduğu belirten valilik ve belediye yetkilileri, ev sahiplerinin kendi isteği ile konutlarını boşaltmaları, aksi halde polis-zabıta gibi kolluk kuvveti yardımıyla boşaltacaklarını bildirdi. Konutlar boşaltıldıktan sonra her bina için tek tek alınacak encümen kararından sonra ise yıkım işlemine başlanacak. Elektrik ve suyunun kesilmesine rağmen hasarlı konutunda oturan A.K., "Evimin hasarlı olduğunu düşünmüyorum ama zamanında orta hasarlı raporu verilmiş. Çocuklarım okuyor. En azından okul bitene kadar bir yere gitmem. Su ihtiyacımı komşulardan karşılıyorum. Evimden çıkmayacağım. Devlet bize sahip çıksın." diye konuştu. Tek katlı evinin hasarlı olmadığını söyleyen Hanife Kınalı ise tepkisini şöyle gösterdi: "Susuz çok zorluk çekiyoruz. Ancak gidecek başka bir yerim yok. Ben yaşlı bir kadınım. Evimden nereye gidebilirim? Suyum da, elektriğim de olmasa evimden çıkmayacağım. Eğer evimden zorla çıkartacaklarsa bana oturacak bir ev vermeleri gerekir. "13 yıldır hasarlı binada oturduklarını, yetkililerin bunca yıl sonra ‘hadi çıkın’ demelerinin ne kadar doğru olduğunun sorgulanması gerektiğini vurgulayan H.Ç. de, "Bu kışta kıyamette nereye gidebiliriz? Çıkın, yıkacağız demek çok kolay. Ancak bu binalar son kez uzmanlar tarafından tekrar incelenmelidir. Onarılabilecek yapılar onarılabilmeli ve son kez yeniden onarım için süre verilmelidir."dedi.
Zaman