Van’da En Büyük Mucize

Olaylar
Mustafa Kemal Büyükkaya’nın haberi Bazen bazı şeyler yaşanır… Mantıklı açıklaması kolay kolay kolay yapılamadığı için mucize olarak anılır. Van depreminde hamile bir anne ve iki çocuğunun ...
EMOJİLE

Mustafa Kemal Büyükkaya’nın haberi

Bazen bazı şeyler yaşanır… Mantıklı açıklaması kolay kolay kolay yapılamadığı için mucize olarak anılır. Van depreminde hamile bir anne ve iki çocuğunun 35 saat sonra kurtuluşu da tam anlamıyla bir mucizeydi.

Diyarbakır’da üniversite okuyan İstanbullu Deniz Gökçenlik namaz kıldıktan sonra bir rüya gördü. Bir evi, bir göçüğü gördü. Ve göçüğün altında kalan insanları… Çok etkilendi, o rüyaya inandı ve kararını verdi, daha önce hiç gitmediği Van bölgesine gidecekti.

Uzun ve maceralı bir yolculuğun ardindan soluğu Erciş’te aldı. Sivil savunma ekiplerine katıldı. Sokak sokak aramaya başladı rüyasında gördüğü evi. Bulduğunda ise kötü bir haber aldı. "Biz buraya girdik, kimse yoktu" dedi ekipler. Yılmadı, "Allah aşkına girin, ses duydum" diye üsteledi ve yeniden arama yapıldı.O aramanın ardından ekipler de ses duydu.

Hemen çalışmalar başladı ve enkazın altından 35 saat sonra bir mucize çıktı. Hamile bir kadın ve 2 çocuğu!

"VAN’DA HİÇ TANIDIĞIM YOK, İLK DEFA GELİYORUM"

Diyarbakır Üniversitesi Kuaförlük bölümünü okuyan İstanbullu Deniz Gökçenlik, namaz kıldığı sırada gördüğü rüyada, Erciş ilçesinde bir binanın enkazını yaşayan insanların olduğunu fark etmesiyle yola koyularak hayatında hiç görmediği Erciş’e geldi. Gökçenlik, rüyasında gördüğü binayı bulduktan sonra binada çalışma yapılan iş makineleri durdurarak, binanın içerisinde hamile olan anne Derya, kızı elif ve oğlu Özer Coşkun’un canlı kurtulmasını sağladı.

Erciş’e otostop yaparak ulaşan üniversite öğrencisi Deniz Gökçenlik, "Ben Diyarbakır’da öğrenciyim. Aslen İstanbulluyum. Dün akşam Van’da çok büyük bir deprem olduğu haber aldım. Uyuyamadım, öğretmene haber verdim, ben Van’a gidiyorum diye. Van’da hiçbir tanıdığım yok, hiçbir arkadaşım yok. Van’a da ilk defa geliyorum. Hiçbir kuruluşa da üye değilim. Buraya geldim ve sivil savunma ekiplerini buldum. Ben gönüllüyüm ve tamamen sivilim dedim. İstanbullu olduğumu, Diyarbakır’da okuduğumu ve çalışmalara katılmak istediğimi söyledim. Tamam dediler. Ben de maskemi taktım. Yukarıya enkaza çıkmama izin vermediler bayanım diye. Buna rağmen yine yukarı çıktım ve ilk sesi ben duydum. Aslında ben gelmeden, Diyarbakır’da namaz kılarken gördüm buraya geldiğimi ve burada biri olduğunu. Birilerinin canlı çıktığını namaz kılarken gördüm. O yüzden geldim buraya. Enkazda bulunan bir deliğe sivil savunma ekipleri, 9 sefer gidip gelmişler ama ses alamamışlar. Biz buraya girdik ve ümidi kestik dediler ama ben ısrar ettim. Allah aşkına girin lütfen dedim çünkü ses duydum, benim yanımda birisi daha vardı. O da sesi duydu. Sesimizi duyuyor musunuz diye birkaç kez bağırdık. Sonra diğerleri de gelen sesleri duydular. Orda ses geldiğine karar verildi ve ses dinleme cihazı konuldu. Aşağıda birilerinin yaşadığına karar verildi. Bu yönden çalışmalar başladı. Daha sonra 3 kişi yaralı olarak kurtarıldı" diye konuştu. Enkazda elinde kazma ve kürekle çalışan Deniz Gökçenlik, elindeki Kuran’ı Kerim’i bir an olsun yanından ayırmadı.

BİR TEK EŞİ KALDI

Bu arada Derya Coşkun’un ağabeyi Kemal İzgi ablası ve 2 yeğenin kurtarıldığını ama eniştesi Onur Coşkun’a hala ulaşılamadığını söyledi: "Onlara deprem olduğu günden beri ulaşmaya çalışıyorduk. Bugün yapılan çalışmalar sonucu seslerinin geldiği öğrenildi. Bunun üzerine çalışmalar, sesin geldiği bölgede yoğunlaştırıldı. Yapılan kazı çalışmaları sonucu ablam ve 2 çocuğu kurtarıldı. Çok mutluyuz. İnşallah Onur da bir an önce sağ salim kurtarılır"

Sabah