Ülkücüler de barış sürecini destekliyor!

Olaylar
Anayasa referandumu öncesinde “Evet” çağrısı yaparak özellikle İç Anadolu’daki ülkücü seçmen üzerinde etkili olan Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu’ndan, şimdi de barış ve çözü...
EMOJİLE

Anayasa referandumu öncesinde “Evet” çağrısı yaparak özellikle İç Anadolu’daki ülkücü seçmen üzerinde etkili olan Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu’ndan, şimdi de barış ve çözüm süreciyle ilgili ezber bozan açıklamalar yapılıyor.

MHP’nin, Kürt sorununun çözümüne yönelik girişimlere karşı takındığı tutumu eleştiren platformda hükümetin başlattığı çözüm sürecine destek olunması görüşü ağırlık kazanıyor. Platformun kurucularından ve ileri gelenlerinden ülkücü hareketin tanınmış ismi Adnan Baran, önlerine koydukları hedefleri Taraf’a anlattı.

HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI

30 yıldır akan kanın Türkler ve Kürtler arasında yaşanan bir sorundan kaynaklanmadığını belirten Adnan Baran, her şeyden önce sorunun Türkiye’deki bütün farklı kimlikleri ezen egemen sistemdenden kaynaklandığının altını çiziyor. Baran şunları söylüyor: “Bu zamana kadar çözüm adına yapılanlar hiçbir problemi çözemediği gibi aksine çözümsüzlüğün kaynağı oldu. İktidar büyük bir risk alarak şimdiye kadar denenmemiş bir şeyi yapmaya çalışıyor. Hiçbir siyasi kaygı taşımadan akan kanın durması adına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.”

ÜLKE BÖLÜNMEYECEKSE RAZIYIZ

PKK ve Abdullah Öcalan Türkiye’de ülkücü hareket açısından en hassas olunan konuların başında geliyor. Dolayısıyla ülkücülerin Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeler konusunda ikna olması kolay değil. Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu da çözüme katkı sunarken bu hassasiyetin üzerinde dikkatle duruyor. Adnan Baran bu konuda şunları söylüyor: “İlkesel olarak herkes bu sorun bitsin istiyor. 30 yıldır ‘bebek katili’ denilen kişinin muhatap alınması, özellikle ülkücü tabanda çok da olumlu karşılanmıyor. Neticede ülke bölünmeyecek, akan kan duracak, birlik ve beraberlik sağlanacaksa, ‘eh buna da razıyız’ diyenlerinin oranı hiç de küçümsenecek gibi değil.”
Bağımsız Ülkücü Hareket Platformu bugüne kadar MHP’de Devlet Bahçeli yönetimine yönelik pek çok eleştiride bulundu. Bu eleştirilerin başında “statükoculuk” geliyor. Adnan Baran MHP’nin akan kanı durduracak çözüm sürecinde yine aynı tavrı sergilediğini belirterek şunları söylüyor: “Sayın Bahçeli ve ekibinin siyasi söylemi yıllardır hep terör üzerinden olmuştur. Terörün çözümü konusundaki önerilerinin ne olduğunu pek kimse bilmez. Zaten bu konuda somut tek bir önerileri de yok. Ama çözümsüzlük konusunda kimse bunlarla yarışamaz. Sorunları sümen altı etmenin çözüm olmadığını anlamış değiller. Bu ve benzeri söylemler Anadolu insanında pek de karşılık bulmuyor. Olmazını söylediğin bir şeyin olurunu söyleyemiyorsan, kimse seni ciddiye almaz. Halkını tehdit gören bu sistem korkutarak ayakta kalmış. PKK da bu düzenin ürünüdür. Barış ve kardeşlik ikliminin yeşerdiği yerde ulusalcı elitlerin de etkinlikleri sona erecektir. Ne acı ki milletin savunucusu olan MHP basiretsiz yöneticiler eliyle çözüm konusunda sorumlu değil sorunlu bir yerde duruyor.”

PKK VE BDP İÇİN SINAV

Sistemin ceberrut uygulamalarının PKK’nın yaptığı eylemleri meşru göstermeyeceğini belirten Baran PKK ve BDP için de şunları söylüyor: “Bize göre ister devlet eliyle isterse örgüt eliyle yapılsın zulüm zulümdür. Bu süreç aynı zamanda PKK ve BDP için bir samimiyet testi de olacaktır. Eğer gerçekten amaç Kürt halkının hakları ise bu süreci provoke etmemeleri gerekir. Öncelikle silahları bırakıp meşru yoldan mücadele etme konusunda samimi olduklarını görmek gerekiyor. Ondan sonra af, anadilde eğitim de dahil olmak üzere her şey medeni ölçüler içerisinde özgürce konuşulup tartışılmalı.”

Baran, anayasadaki vatandaşlık tanımıyla ilgili de, “Türklük bir ırka mensup insanların ortak tanımı. Bu tanım ülke insanının tamamı tarafından içselleştirilmediği için önemli bir problem. Mevlana’nın dediği gibi yeni şeyler söylemek lazım cancağzım” diyor.