Türkiye’ye Ezan Sesiyle Aşık Oldu

Olaylar
Rus çevirmen Apollinaria Avrutina, çocukluk yıllarında radyo frekanslarına karışan ezan seslerinin kendisini çok etkilediğini ve bu sayede Türkiye sevdasının başladığını söyledi. Perihan Mağden, Sabah...
EMOJİLE

Rus çevirmen Apollinaria Avrutina, çocukluk yıllarında radyo frekanslarına karışan ezan seslerinin kendisini çok etkilediğini ve bu sayede Türkiye sevdasının başladığını söyledi.

Perihan Mağden, Sabahattin Ali, Bilge Karasu ve Nobel Ödüllü Orhan Pamuk gibi bir çok ünlü yazarın kitaplarını Rusçaya çeviren Apollinaria Avrutina ile Rusya ve Türkiye’yi konuştu. Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” (1922) romanıyla başlayan Türkiye ilgisi, günümüzde St. Petersburg Devlet Üniversitesinde Türkoloji öğretmenliğine kadar varan bir hikayenin de başlangıcı olmuş.

– Türkiye’ye olan ilginiz nereden kaynaklanıyor?

Bu gerçekten ilginç bir hikaye. Çocukken yazlığımız şimdi Ukrayna’ya bağlı olan Kırım’daydı. Denizin öte yanında ise Türkiye yer alıyordu. O zamanlar Türkiye, NATO ülkesi olduğu için bizim için çok farklı anlamlara gelen ülkeydi. Bir de, bazen denizin öbür yanından yani Türkiye’den ezan ve Türkçe şarkılar radyomuza karışıyordu. Çocukluk günlerimde duyduğum o sesler beni gerçekten çok etkilemişti. Sanki orada ufkun ötesinde bir masal ülkesi varmış gibi, ya da bin bir gece masallarından çıkmış bir ülke. Gerçekten o ülkeyi çok merak ediyor ve görmek istiyordum. Türkiye’ye ilgim ortaokulda Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanıyla başladı. Ardından filmini izledim. Gerçekten beni çok etkilemişti. Benim için çok önemli bir romandı. Ezan sesleri, Çalıkuşu ve İstanbul; İşte Türkiye sevdam ve Türkoloji’yi seçmemin nedenleri.

– Rus ve Türk kültüründe benzerlikler var mı?

Perestroykadan önce Türkiye, Rusya için kapalı hem de hiç bilinmeyen bir ülkeydi. Sadece tarih derslerinde okuduğumuz Osmanlı-Rus savaşlarından dolayı az bilgimiz vardı. Bazen kendime soruyorum. Bu kadar kısa bir süre içinde nasıl bu kadar büyük bir dostluk oluştu? Sadece tek bir cevap geliyor aklıma. Düşünce yapımızın aynı olması. İki ülkenin doğu ile batı arasında kalmış. Ne doğu ne de batı. Biz birbirimize çok benziyoruz.

Çalıkuşu’nu tekrar çevirecek misiniz?

Çocukken öğretmenimizin “En büyük hayaliniz nedir?” sorusuna, Çalıkuşu romanını ben tekrar çevirmek istiyorum demiştim. Yıllar sonra bir gün Çalıkuşunu bana çevirmem için teklif geldi. Önce çevireceğim dedim. En büyük hayalim gerçekleşmek üzereydi. Ancak yapmadım. Çünkü Çalıkuşu’nun halihazırdaki çevirisi çok iyiydi ve ondan daha iyi çeviri yapmak mümkün değildi.

Time Türk