Türkiye’deki burjuva sahte

Olaylar
Kaan Zenginli’nin haberi Zengin kesimin toplumda demokrasi bayrağını taşıması ve paylaşımcı olması gerektiğini belirten Alarko Holding Başkanı Alaton “Türkiye’de ise antidemokrat ve ...
EMOJİLE

Kaan Zenginli’nin haberi

Zengin kesimin toplumda demokrasi bayrağını taşıması ve paylaşımcı olması gerektiğini belirten Alarko Holding Başkanı Alaton “Türkiye’de ise antidemokrat ve sömürü üzerine kurulmuş mantığı savunan bir burjuva takımı var” dedi.

ALARKO HOLDİNG BAŞKANI ALATON’DAN ZENGİNLERE BÜYÜK ELEŞTİRİ

40 yıl boyunca Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) üyeliği yapan ancak tam iki yıl önce şok bir istifa ile TÜSİAD’dan ayrılan Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, Türkiye’de gerçek burjuva sınıfının olmadığını iddia etti. Türkiye’deki iş örgütlerinin işleyişi, Türkiye ekonomisi ve grup şirketleri hakkında sohbet ettiğimiz Alaton, zengin ve varlıklı olan kesimin toplumda demokrasi bayrağını taşıması ve paylaşımcı olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’de ise bunun tam tersi bir durum yaşandığına dikkat çeken Alaton “Karl Max’ın bir söylemi vardır: ‘Normal gelişmiş bir ülkede, toplumun özgürlük bayrağını burjuvazi taşır.’ Türkiye’de sahte bir burjuvazi yaratıldı. Anti demokrat, paylaşmayı reddeden ve sömürü üzerine kurulmuş bir mantığı savunan bir burjuva takımı oluşturuldu” dedi. Bu gibi toplumlarda zenginliğin birkaç kişi üzerine odaklanmasının çok tehlikeli olduğuna ifade eden Alaton “Er veya geç bugünkü TÜSİAD yönetimi de normal yolun demokrasiden yana olduğunun farkına varıp değişecektir diye bir umudum var” dedi.

Yamalı bohçadan kurtulduk

Türkiye ekonomisinin hızla güçlenmesini, tek parti iktidarının istikrarı ve mevcut hükümetin başarısı olarak yorumlayan Alaton, Türkiye’nin 2002’de dönüm noktası yaşadığını belirtti. Bugün gıpta edilecek ve güven veren bir ekonomik ortamın yakalandığını dile getiren Alaton “Türkiye’nin alışmadığı tek parti yönetimi, ülkemize istikrarı getirdi. 2002’ye kadar kadar, yamalı bohça misali koalisyonlarla güç bela yürütülemeyen bir hedefsiz politika ortamında hep bocalayıp durduk” dedi. 2013’ün kontrollü geçeceğini söyleyen Alaton “2012 yılında ekonomik büyümenin yavaşlamasını ben normal ve olumlu karşılıyorum. Çünkü devamlı bu hızda büyüyen bir ekonomi bir yerde insanları yorar ve hata ihtimalini de artırır. Biz hata yapamadan biraz frene basmakla iyi ettik. Bu yılın biraz daha hızı azalarak devam edeceğini düşünüyorum. Bu doğru bir şey, çünkü gelişmeyi bile kontrollü yapmamız bizim için doğru olandır” diye konuştu.

Biocity ile Tersine beyin göçü başlıyor

Alaton, Çatalca’da ‘Biocity’ adıyla bir sağlık projesine başladıklarını belirterek, 720 dönümlük alanda üretim ve Ar-Ge çalışmaları yapacaklarını söyledi. Proje ile yurt dışında çalışan Türk bilim adamlarını geri getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Alaton, şu bilgileri verdi: “Amerika ve Avrupa’da çalışan Türk bilim adamları, araştırmacıları ve doktorları bu proje ile Türkiye’ye döndüreceğiz. Proje kapsamında sağlık alanında Ar-Ge araştırmaları yapılacak. Aynı zamanda üretim de yapılacak. Projenin yatırım maliyeti çok büyük. Bölgede yalnızca bizim şirketimiz Alvımedica 150 milyon doları buldu. Bizim dışımızda Samsung, Philips Siemens gibi dünyanın en büyük isimleri burada yatırım yapacak.” 

Türkiye’nin AB üyeliği önemli olmaktan çıktı

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) girmesi artık önemli olmaktan çıktı” diyen Alaton şöyle devam etti: “Bu konu artık çok tartışılmamalı. Ancak Türkiye’nin AB’ye girecekmiş gibi hareket etmesi gerekir. Avrupa standartlarını yakalamamız önemli. Avrupa’nın zihinsel hedefleri doğrudur ancak tatbikatında ekonomik hatalar yapıldı. Onların  demokratikleşme, şeffaflık, hesap verebilirlik prensiplerini benimsemeliyiz.”

TÜSİAD demokrasiyi reddeden bir sivil toplum kuruluşudur

40 yıl destek verdiği sivil toplum kuruluşu TÜSİAD hakkında açıklamalarda bulunan Alaton, TÜSİAD’ın demokrasiyi reddeden bir sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade etti. 1997 yılından bu yana TÜSİAD ile bir çekişmeleri olduğunu belirten Alaton “1997 yılında Demokratikleşme Perspektif Raporumuzu reddettiler. Bizim yönetim kurulunu da ibra etmediler sırf raporu yaptırdı diye. Utanç verici bir gündü. Demokrasiyi reddeden bir TÜSİAD Genel Kurulu yaşadım ben. Fakat onunla da kalınmadı, 2010’da referandum öncesi bir rapor daha hazırlatıldı. O raporda demokratikleşme yolunda ve referandumda evet deme üzerine odaklanmıştı, reddedildi. Kısacası TÜSİAD demokrasiyi kabullenemeyen ve reddeden bir STK’dır” dedi.

Star