“Türk Hükümeti kötüdür diyen yalancıdır”

Olaylar
Resmi olarak 700 binden fazla savaş mağduru Suriyeliye kucak açan Türkiye’nin, mülteciler için oluşturduğu kamplar uluslararası medyanın ilgi odağı oldu. Kilis Öncüpınar’da Suriyeli misafi...
EMOJİLE

Resmi olarak 700 binden fazla savaş mağduru Suriyeliye kucak açan Türkiye’nin, mülteciler için oluşturduğu kamplar uluslararası medyanın ilgi odağı oldu. Kilis Öncüpınar’da Suriyeli misafirlerimiz için hazırlanan kampı dolaşan The New York Times yazarı Mac Mclelland, Türkiye’ye övgüler dizip, şaşkınlığını dile getirdi. Kamptan günlük yaşamı fotoğraflarla da aktaran Mclelland, yazısını “Mükemmel kamp nasıl olur” başlığıyla yayınladı.

Yeni Şafak gazetesinde haberde; The New York Times yazarlarından Mac Mclelland, Kilis’deki Öncüpınar’da Suriyeli mültecilerin yaşadığı kampını ziyaret ederek “Mükemmel kamp nasıl olur” başlıklı bir yazı yazdı.

Kilis’te dünya ile tam tersi bir durum var

Kampların genellikle dışarıdan bakıldığında yaşamak için çok da çekici olmayan, hapishane hayatını andıran bir hayat olduğunu belirten Mclelland, Kilis’te durumun tam tersi olduğunu söylüyor. Mclelland’in izlenimleri şöyle: “Buradaki kamp zeytin ağaçları arasında bulunuyor ve insanın içini rahatlatıyor. Evet burada Türkiye-Suriye sınırı arasında yüksek duvarlar ve polisler mevcut, ancak savaştan kaçıp gelen bu insanların kendilerini güvende olduklarını hissetmelerini sağlıyor.”

Mclelland, dünyanın neresine giderseniz gidin, mülteci kamplarında yaşamanın “rezalet” olduğunu düşünürken, Kilis’teki kampı görünce görüşlerinin değiştiğini belirtiyor: “Burada son derece düzgün planlanmış konteynır evler, küçük ve samimi mahalleleri andırıyor. Düzeni bozulmuş, eski püskü çadırlar yok, bir köşeye atılmış çöp yığınları yok, kanalizasyon vb. gibi altyapı problemleri yok.”

Türk işçiler yarış halinde

29 Nisan 2011’de 24 saat içinde 263 Suriye vatandaşının sınırdan Türkiye’ye giriş yapmasıyla, Türk hükümetinin Hatay’da çadırkent planını devreye sokarak açık sınır politikası izlediğine dikkat çeken Mclelland, 3 yıl içinde bu sayının giderek arttığını ve bugün Türkiye’deki kamplarda 700 bine yakın Suriyelinin yaşadığını bilgisini veriyor. Kilis’teki konteynır kentin 2012’de açıldığını söyleyen Mclelland, burayı ziyarete geldiğinde kampın tamamen dolu olduğunu ve hatta bir grubun yerleşmek için beklediğini kaydedip, kampta çalışan Türk işçilerin titizliğine vurgu yapıyor: “Burada Türk işçileri büyük bir titizlikle çalışıyorlar, sokakları temizlemek için adeta birbirleriyle yarış halindeler. Sadece bunlarla sınırlı değil; gece yanan sokak lambaları sizde sakin ve huzurlu bir banliyöde yürüyormuşsunuz hissi uyandırıyor.”

Çocuklar için elden gelene esirgenmiyor

Kilis’te gördükleri karşısında hayrete düşen Mclelland şöyle devam ediyor; “Burada gerçekten ciddi hizmetler veriliyor. Olası arıza veya tehlikelere karşı herkes teyakkuz halinde bulunuyor. Mesela herhangi bir elektrik kesintisine karşı muhakkak bir elektrik tesisatçısı bulunuyor. Bunun yanı sıra çocuklar eğitim-öğretimden geri kalmasınlar diye konteynır evlerden geniş olanları okul olarak kullanılıyor. Kreş, ilkokul, lise şeklinde ayrılıyor. Bu okullarda psikolojik danışmanlık yapan öğretmenler de var. Savaştan gelen bu çocuklara hayata dört elle sarılmaları için ellerinden geleni esirgemiyorlar. Anaokulu ve kreş rengarenk sevimli çizgi film karakterleriyle süslenmiş ve yanlarında Türk bayrağı bulunuyor. Kenarındaki yazo dikkatimizi çekiyor; ‘Hoş Geldiniz..’ Lise binasına geçtiğimizde daha hareketli, sesli bir ortam görüyoruz. Kimisi bir şeyler mırıldanıyor, kimisi pencereyi açmış dışarı bağırıyor. Bu okulda 2225 öğrenci var. Ayrıca burada 3 tane yan yana market var. Her türlü gıda ihtiyaçlarını da buradan alabiliyorlar. (Bunun dışında zaten 3 öğün sıcak yemek temin ediliyor.)”

“Dünyanın en iyi mülteci kampı”

BM mülteciler yüksek komisyonunun buradaki şartları bilmediğini dile getiren Mclelland, onlara bundan bahsettiğinde böyle bir şey duymadıklarını belirtiyor. Otele döndüğünde Polonyalı bir diplomata buradaki şartları anlattığında diplomatın “dünyanın en iyi mülteci kampı” dediğini de aktarıyor.

Mülteci değil Türklerin misafirleri

Mclelland, Türk yetkililerin bu durumu kesinlikle Suriyelilerin başına kakmadıklarını ve onları kesinlikle mülteci olarak değil, “misafir” olarak ağırladıklarını belirtiyor. Üstelik bunun sadece sözde kalan birşey olmadığını hakikatte de bunu uyguladıklarını söylüyor.

‘Türk Hükümeti kötüdür’ diyen yalancıdır

Dünyadaki tüm mülteci kamplarının aksine BM’den destek almayan bu konteynır kentin AFAD’a bağlı olduğu bilgisini de paylaşan Mclelland, burada bazı yaşayan ailelelerle konuşup durum değerlendirmesi de yaptı: Sığınmacıların hallerinden memnun. Bu imkanları sağladığı için Türk hükümetine minnettar olduklarını ifade ediyorlar. Suriyeli mülteciler ‘Türk hükümeti kötüdür’ diyenlerin ise gerçek birer yalancı olduklarını söylüyor. Suriyeli mülteciler, kendisinden olmayan bir millete bunca olanağı sunan bir ülkenin nasıl kötü olduğunu düşünürler diye öfkeleniyorlar.”

Bu haber, 13 Şubat 2013 günü The New York Times’ta yayınlanan makalenin özgün halinden çevrilmiştir. Kaynağından okumak için tıklayınız…