“Tahrir Meydanı’ndaki Gençle Ben Eşitim”

Olaylar
Haber: Arzu Erdoğral Türkiye, dünyanın önemli karar merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerlerken “Değişim Liderleri Zirvesi ” 2011’de İstanbul’da gerçekleşiyor. Bugün...
EMOJİLE

Haber: Arzu Erdoğral

Türkiye, dünyanın önemli karar merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerlerken “Değişim Liderleri Zirvesi ” 2011’de İstanbul’da gerçekleşiyor. Bugün başlayan ve yarın sona erecek zirve 2 gün sürecek.

İstanbul Üniversitesi ve Türkiye Gelecek Araştırmaları Vakfı ( TÜGAV ) işbirliğiyle düzenlenen Değişim Liderleri Zirvesi İstanbul Kongre Merkezinde bugün başladı.

Farklı ülkelerde değişime önderlik etmiş liderler, devlet adamları, ekonominin küresel aktörleri, akademisyenler, bürokratlar İstanbul’da buluştu.

Kongrenin açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.. Dr. Yunus Söylet ve birçok davetli katıldı.

Değişim Liderleri Zirvesinin açılışında bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine, Japonya’da yaşanan deprem ve tsunamiye değinerek başladı. Erdoğan, “Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami faciasından dolayı dost ülke Japonya’ya bir kez daha başsağlığı ve geçiş olsun dileklerimi iletiyor.Bir an önce felaketin yaralarını sarmalarını temenni ediyorum “ dedi.

Demokrasi, insan hakları, özgürlükler belli bir kesimin, ırkın imtiyazı asla ve asla olamaz diyen Erdoğan, “Kuzeyin demokrasiyi hak ettiği güneyin demokrasiye hazır olmadığı bir bakış açısı en az ırkçılık kadar tehlikelidir. Demokrasi bazı toplumlar için haktır bazıları için erken demek önyargıların ardına sığınıp bazı toplumların demokrasiye hazır olmadığını söylemek adaletsizliktir. Üzülerek ifade etmeliyim ki Ortadoğu’da son dönemde yaşanan değişim talebi batıdan kuzeyden gerekli desteği bulamamıştır “ ifadelerini kullandı.

Ortadoğu’daki liderlere de birer mesaj gönderen Başbakan Erdoğan, “Lider aynı zamanda değişen değişime ayak uyduran kişidir Değişimin gerisinde kalan halkının gerisinde kalan öncü olmaktan çıkar ve bir zalime dönüşür. Her lider değişimin önünde durulmayacağını değişime set çekilmeyeceğini görmek durumundadır. Toplumun değişim taleplerine kulak tıkayan her lider değişim rüzgarı karşısında er ya da geç yenilgiye uğrayacaktır. Lider koltuğuna zenginlik katan kişidir koltuktan zenginlik kazanan kişi değildir. Esasen lider toplumdaki değişimi iyi okumalı ve liderliğini bu yönde göstermelidir" diye konuştu.

Erdoğan Libya’da meydana gelen olaylara da değinerek, “ Dışarıdan yapılacak müdahalelerinde doğru olmadığını söyledi.

 Ergenekon kapsamında gazetecilerin gözaltına alınması ile ilgili gündeme de değinen Başbakan Erdoğan, ülkemizde basın özgürlüğü noktasında başlatılan tartışmaların uluslararası platformlara taşınmasını ve buralarda da gerçek dışı oturumların Türkiye aleyhine bir karalama kampanyası haline geldiğini görüyoruz. Biz uluslararası basının ve uluslar arası çevrenin Türkiye’de yaşananları doğru analiz etmelerinin zor olduğunu biliyoruz. Tamamen yargının tasarrufu altında gerçekleşen birtakım operasyonların basın özgürlüğünün kısıtlanması olarak lanse edilmiştir. Bu Türkiye’ye yapılacak en büyük haksızlıktır” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından verilen kısa bir aradan sonra, “Türkiye’nin yeni rolü ve Bölgesindeki etkileri” konulu ilk oturuma geçildi. İlk oturumun moderatörlüğünü Gazeteci Yazar Oğuz Haksever yaparken konuşmacılar arasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “İki dünya arasında” kitabının yazarı Stephen Kinzer, Atlantik Koseyi Dinu Patriciu Avrasya Direktörü Ross Wilson, Suriye Devlet Başkanı Danışmanı Bauthania Shaban ve Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit F. Şahenk  yerini aldı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin değişime yaklaşımı açısından 6 temel hedefi var diyerek sözlerine başladı.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananların bir nevi “tsunami” olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Yani siyasal deprem. Aynen depremde yapılması gerekenler yapılmalı. Mümkün olan en az kayıpla geçirilmesi, doğru tanımın yapılıp hasarların onarılması, yeni bir düzenin kurulması gibi. Anlık tepkiler verirsek bir müddet sonra daha büyük deprem olur. Yapılması gereken güven veren gelecek vizyonudur” dedi. Özgüven’in çok önemli olduğuna vurgu yapan Davutoğlu, Davos’un bu özgüvenin bir neticesi olduğuna vurgu yaptı.

Davutoğlu, Türkiye’nin son sekiz yıl içinde bölge insanına güven vermesinin en önemli nedeninin kendine duyduğu özgüven olduğunun altını çizdi. Başbakan Erdoğan’ın tavrının başta eleştirildiğini, ancak sonrasında Türkiye’nin tercihlerinin doğru olduğunun görüldüğünü anlatan Davutoğlu, “Başka aktörlerin bir şey yapmasını bekleyip ona göre hareket ederseniz değişimin aktörü olamazsınız” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti:
 “Siyasetin temel hedefi ne? İnsanoğlunun iki hedefi var güvenlik ve özgürlük. İnsan her şeyi feda eder ama bu ikisini feda etmez. Özgürlüğü sınırlandığında çok farklı davranır. Örneğin ülkemizde de bu yaşandı. 12 Eylül öncesine dönmesine istemiyorsan 12 Eylül’ün getirdiği kısıtlamaları kabul et dendi. Ama AK Parti hükümeti döneminde bu düşünceyi kaldırdık. 2002’den beri söylediğimiz özgürlük ve güvenlik dengesi. Özgürlük ve güvenlikten vazgeçerseniz kaos çıkar. Tahrir’deki genç de Tunus’taki genç de diyor ki özgürlüğü tadayım ama güvenliğim zedelenmesin"

"İsrail’in politikalarına karşı çıkıyoruz. Çünkü her devletin hesap verilebilirlik unsurunda kalması gerekir. Bir devletin hesap verilebilmeden dışarıda kalmasını istemiyoruz. Değişimin yöntemi çok önemli. Barışçıl yöntemle olması gerekir. Kardeşlerimize mesajımız değişim şart ama barışçıl olmalı. Değişim yaşanırken kurumların yıpranmaması gerekir. Irak’ta bir değişim yaşandı ordunun tasfiyesi sonrasında bir soru işareti bıraktı. Türkiye bu değişim dalgasının sürükleyici lider ülkesi olmak durumunda yoksa tüm etraftaki sorunlardan en çok Türkiye etkilenir. Kimse bize niye Türkiye bu değişime karışıyor diye soramaz. Çünkü en çok Türkiye etkileniyor. Bir organizma şeklinde hareket edersek başarı sağlarız. Bu bize şunu gösteriyor birlikte çalışma ve değişimi birlikte başarabilme"

İlk konuşmaların ardından yeniden söz alan Davutoğlu;

"Tahrir’deki eylem yapan gençle ben eşitim. Bölgeyle bütünleşeceğiz. zihninde bir düzen resmi olmayanlar değişimden medet umamazlar. Kaostan medet umanlar bu değişimin dışında kalacaktır. Biz Balkanlarda Avrupa’da sınırların kalkmasını istiyoruz. Birbirimizle düşmanca değil kardeşçe yaşamak istiyoruz. İki vizyon çarpışıyor. Bizim vizyonumuz Türkiye’ye duvar örmek isteyenlere karşı Türkiye’nin zihnindeki resimle bütün coğrafyayı birleştirmek." ifadelerini kullandı.