Suriye’nin kültürel mirası da yok ediliyor

Olaylar
Şam, Halep ve Busra’nın eski şehir merkezleri, Kuzey Suriye’nin antik köyleri, Şövalye kalesi ve Palmyra Antik kalıntıları, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı 6 anıt eser. Bu haz...
EMOJİLE

Şam, Halep ve Busra’nın eski şehir merkezleri, Kuzey Suriye’nin antik köyleri, Şövalye kalesi ve Palmyra Antik kalıntıları, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı 6 anıt eser. Bu hazinelerle birlikte listeye aday diğer 12 tarihî anıt, bina ve sit alanı şimdi tehdit altında. Silahlı çatışmaların yanı sıra şehirlerin bombalanması, tarihî eserlerde büyük tahribata yol açıyor. Uzmanlar, çoğu tarihî mekanın yok olma riski ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Müzeler, anıtlar ve arkeolojik sit alanları yağmalanırken İnterpol, tüm dünyadaki güvenlik güçlerini Suriye’den kaçırılan tarihî eserler konusunda uyardı.

Son haftalarda yoğun bombardıman ve çatışmaların vuku bulduğu Halep, Şam ve Dera gibi şehirlerin merkezlerinde bulunan, eski evler, camiler, kiliseler ve önemli anıtlar çatışmalardan etkileniyor. Buna ek olarak sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre, müzeler, anıtlar ve arkeolojik sit alanları silahlı gruplar ve siviller tarafından da yağmalanıyor. İnterpol, yakın zaman önce yayınladığı bir raporla, tüm dünyadaki güvenlik güçlerini Suriye’den kaçırılan tarihî eserler konusunda uyardı. Selahaddin Eyyubi’nin türbesi ile Emeviye Camii’ndeki Hz. Yahya türbesi gibi çok önemli bazı tarihî mezarların da, muhalifler içinde yer alan bazı Selefi grupların her an hedefi olabileceği uyarısı da yapılıyor.

‘Dünya kültürel mirasının Kızıl Haç’ı olarak nitelendirilen ‘Blue Shiled’in son haftalarda yayınlamış olduğu raporlar, Küresel Miras Fonu (Global Heritage Fund) raporları ve uluslararası medyanın gündeme taşıdığı konuyla ilgili haberlerin de, Suriye’nin kültürel mirasında oluşan tahribatın çok az bir kısmını yansıttığından endişe ediliyor. Anıt ve müzelerin gördüğü zararın boyutları henüz uzmanlarca incelenemediği için raporlanamıyor. Ancak çatışmaların sona ermesinden sonra yapılacak uzman incelemeleriyle, bu zararın tam olarak gün yüzüne çıkabileceği belirtiliyor. Zaman’ın sorularını yanıtlayan Paris merkezli Uluslararası Anıtlar ve Sit Alanları Konseyi’nin (ICOMOS) başkan yardımcısı Samir Abdulac, stratejik olarak yüksek ve önemli yerlere yapılan tarihi kalelerin, stratejik konumları nedeniyle silahlı gruplarca bugün de askeri üs olarak tercih edildiğine dikkat çekiyor. Bu da bu çeşit anıtsal binaların zarar görmesinin en temel nedeni.

Palmyra Roma kalıntıları, Selahaddin Eyyubi’nin ve Haçlıların inşa ettirdiği Şövalye Kalesi, Dera, Humus, Lazkiye ve Halep’te yer alan irili ufaklı çok sayıda Osmanlı kalesi, kapalıçarşılar ve Türkiye sınırında yer alan antik köyler sırf jeostratejik ve askeri kullanım yüzünden ağır zarar görmüş olan ve halen yok olma riski taşıyan tarihî yerlerden sadece birkaçı.

Sivillerin ve askerlerin müzelerdeki tarihî eserleri yağmalaması da kültürel katliamın bir başka boyutunu teşkil ediyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Merkezi’nin Arap ülkeleri uzmanı Véronique Dauge, Zaman’a yaptığı açıklamada, başta BM genel sekreteri olmak üzere, Suriye hükümeti, İnterpol ve Dünya Gümrük Örgütü (WCO) gibi çeşitli yerel ve uluslararası otoriteleri Suriye’den kanun dışı yollarla çıkarılan tarihî eserlerin kaçakçılığını önlemek için uyardıklarını söyledi. Dauge sadece gönüllülerden oluşan bir grubun sınırlı sayıda anıtı gözlemleyip korumaya çalıştığını belirtti.

Irak gibi tarihî hafıza kaybı yaşanabilir

Saddam Hüseyin rejiminin uygulamasını örnek alan Suriye hükümeti de yükte hafif pahada ağır, altın ve kıymetli madenlerden yapılmış birçok tarihî eseri merkez bankasının kasasında muhafaza altına aldı. Ancak bu önlem taşınamayacak ebatta olan tarihî eserleri ve anıtları korumak için işe yaramıyor. Dr. Abdulac en önemli sorunlardan birisinin bombalanan kazı alanları olduğunu belirterek, bombalardan, henüz kazı yapılmadığı için toprak altında olan tarihî eser niteliği taşıması muhtemel materyallerin bile zarar gördüğünü belirtti. Irak müzelerinin yağmalanmasının aşırı bir örnek teşkil ettiğini beyan eden Abdulac, Suriye’nin taşıdığı riskin henüz Irak kadar olmasa bile benzeyebileceğini sözlerine ekledi.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun sessizliği ise dikkat çekiyor. Suriye’den kaçırılan çoğu tarihî eserin, insani nedenlerden ötürü açık tutulan Türk sınırından geçmiş olma ihtimalinin hayli yüksek olduğuna işaret eden uzmanlar, Türk makamlarının konuyla daha yakından ilgilenmesi gerektiği uyarısı yapıyor. Dünya kamuoyu, Irak’ta işgal nedeniyle vuku bulan kültürel miras yağmasını fark ettiğinde çok geç kalınmıştı. Yerlerinden çalınan Irak müzelerinin değerli koleksiyonları halen dünyanın çeşitli müzayedelerini dolaşmaya devam ediyor.

Zaman