Türkiye gazetesinin haberi…
1- Sedat Peker’in kimseler tarafından görülmeyen bir özelliği var mı? Varsa nedir?
Bu sorunuzun cevabının bazı okuyucular tarafından abartılı bulunabileceğini düşündüğüm için sadece şahsımda kalmasını tercih ederim.
2- Sedat Peker’i en çok kızdıran şey nedir? İnsanoğlu bazen öfke kontrolü yapmakta güçlük çeker. Sizi de bu noktaya getirebilecek en büyük hassasiyetiniz nedir?
Beni bu Dünya’da öfkelendiren maalesef ki birçok şey var. Bunların başında güçsüzlere, çocuklara kötü davranmak, yalan söylemek, adaletsiz olmak ve ihanet etmek gibi şeytani nitelik taşıyan, kalitesiz davranışlar beni çok kızdırır. Bu tip davranışların hangisi gözümün önünde cereyan ederse öfke kontrolü yapma konusunda başarılı olacağım söylenemez.
3- Ulaşılması çok zor biriyle (vefat etmiş bir kişi de dahil) tanışıp, sohbet etme olanağınız olsaydı, bu kişi kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdiniz?
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’le (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sohbet etmek, o şerefe nail olmak isterdim. Hiçbir askeri eğitime sahip olmamasına rağmen o orduları nasıl kurduğunu, savaşları nasıl yönettiğini öğrenmek isterdim. Hiçbir diplomasi eğitimi olmadığı halde tüm çevre kabilelerle daha sonra da ülkelerle o usta diplomasiyi nasıl yönetebildiğini öğrenebilmek isterdim ve bunun gibi daha birçok şeyi sorabilmek isterdim.Bence okuma-yazma bilmeden ordular kurabilmesi diplomasi yürüterek, tüm Ortadoğu’yu çok kısa sürede kontrol altına alabilmesi bence kesinlikle öğrenmeye değer şeylerdir.
4- Çocukluğunuzdan beri seçmek istediğiniz bir meslek var mıydı? Yoksa tam olarak olmak istediğiniz yerde misiniz?
Bizim yaş grubumuzdaki milliyetçi duygusu olan çocuklar Sadettin Tantan’dan etkilendikleri için polis olmak isterdi. Elinde thompson silahıyla kadın, uyuşturucu satılan,kumar oynanan yerleri basması bize cazip gelirdi. Ancak Aydın Doğan tarafından canlı yayında televizyonda fırçalandıktan sonra içimde çocukluk hayalimde ölmüştü. Dediğim gibi sadece bu sebeple polis olmak hayalim vardı.
5- Gittiğiniz her yerde yoğun bir ilgi görüyorsunuz. Bu ilgi sizi yormuyor mu?
Gittiğim her yerde yoğun bir şekilde ilgi görmemi ben ilahi adalet olarak değerlendiriyorum. 25 sene boyunca gücü elinde tutan aileler ve güç yapıları benimle ilgili yaptırmadıkları kötü haber, söylemedikleri kötü söz kalmadı. Ancak neticeye baktığınız zaman başarıya ulaşamadıklarını görüyoruz. İşte bu sebeple gördüğüm ilgi bırakın beni yormayı daha dinç ve daha enerjik olmamı sağlıyor.
6- Bu kadar büyük bir hayran kitleniz varken, sizi tanıdığım kadarıyla siyasete girmek istemiyorsunuz. Bunun en önemli nedeni nedir? Siyaset olmadığına göre geleceğe yönelik bir planınız var mı?
Dünyanın en lüks milli parkının içinede koysanız, kafesini , altın parmaklıklardan da yapsanız özgür olmayan bir Bozkurt’un mutlu olabilmesi asla mümkün değildir. Eğer siyasete girersem, hayallerimin normalleşeceğine inanıyorum. Bu da beni mutsuz edecektir. Geleceğe yönelik planım TÜRK- İSLAM davasına dünya coğrafyasının her karışında hizmet etmektir.
7- Uzun bir aradan sonra cezaevinden çıktıktan sonra gündemden uzak kalmış gibi hissettiniz mi? Yeniden uyum sağlamakta zorluk çektiniz mi?
Takdir edersiniz ki 10 sene boyunca 10 metrekarelik bir oda da yaşamak çok zor bir durum. Ancak dünyadaki ve ülkemizde ki gündemden kopmamak için aylık 30 adete yakın dergi takip ediyordum(Spor,kültür, sanat, sağlık, kadın, gençlik, çocuk, politik, dini ve milli dergiler gibi). Ayrıca da günlük çıkan gazetelerin [En marjinallerininde dahil olduğu] tamamını okuyordum. Tv izleme imkanım da olduğu için gündemin pek gerisinde kaldığım söylenemez. Basına pek yansımayan konular ile ilgilide internetten yazılan makaleleri getittirerek okuyor, o konulara da bu şekilde hakim olabiliyordum. Bu sebeple tahliye olduktan sonra gündeme uyum sağlama konusunda sıkıntı çektiğimi söyleyemem.
8- Ailenizden ve sevdiklerinizden uzak kalmış olmanıza rağmen görüyoruz ki psikolojik ve bedensel olarak gayet sağlıklısınız. Sizi bu sürede dimdik ayakta tutan neydi?
Bir gün cezaevi savcısı ve müdürü koğuşuma ziyarete gelmişlerdi. Bana şu soruyu sordular. “Sedat Bey sizi kameralardan seyrederken biz ve arkadaşlarımız yoruluyoruz. ALLAH aşkına siz devamlı bir şeylerle uğraşıyorsunuz. Hiç yorulmuyor musunuz?” demişlerdi.
Bende kendilerine sihirli üçlümden bahsetmiştim. Yaptığım sporla bedenimi , okuduğum gazete,dergi ve kitaplarla beynimi geliştirdiğimi, ettiğim dualar ve yaptığım ibadetlerlede ruhumu zenginleştirdiğimi anlatmıştım. Bunlardan bir tanesinin eksik kalması bir insanın cezaevi sürecinde sıkıntı yaşamasını, hatta argo tabiri ile maçı kaybederek, hayattan kopmasını sebep olacağını söylemiştim. İşte bu sebeple kameralardan bakıldığında devamlı hareket halinde olduğumu gördüklerini anlatmıştım.
9- Size göre hayatınız boyunca kendinize yaptığınız en büyük yatırım nedir (Gerek maddi, gerek manevi, gerek kültür vs)?
Yaşadığım en zor anlarda çevremizdeki ortamlarda bütün herkes hayatın kötü şartlarına olumsuzluklarına teslim olmayı seçerken, ben isyan noktasına asla sapmadan ancak asla da teslim olmadan önce karnımı doyurmaktan ziyade, onurumu besledim yani direndim. Çünkü şunu biliyordum ki bu dünyada ben onu terk etmeden beni terk etmeyecek tek şey sahip olduğum onurumdu ve onurumu terk etmemek için irademi çocukluğumdan bu yana çelik gibi sertleştirdim. Galiba bu dünyada benim kendime yaptığım en büyük yatırımım budur.
10- Şöyle bir bakıldığında film gibi bir hayatınız var ve bence oldukça heyecanlı. Hiç böyle bir film teklifi aldınız mı? Veya bir yönetmen olsaydınız nasıl bir film çekmek isterdiniz?
Belki size abartı gelecektir ancak inanamayacağınız kadar çok sayıda hayatımdan esinlenerek, film yapılması yönünde teklif aldım. sinema-televizyonculuk bölümü okurken, üniversite 1’e gittiği dönemde bana mektup yazarak, hayatımı film yapmak istediğini söyleyen bir arkadaşımız vardı. Cezaevinde yattığım dönem boyuca mektup yazmayı bu kardeşimiz hiçbir zaman bırakmadı. Bende tahliye olduktan sonra yönetmenliğini yaptığı 3. filminin galasına gittim. Tabi 10 senede dünya çok değişti. Bu arkadaşımız okulunu bitirdi evlendi askerliğini yaptı çocuk sahibi oldu şu anda da başarılı bir yönetmen. Bu arkadaşa o tarihlerde sözüm olduğu için böyle bir şey düşündüğümde sadece kendisine bu imkanı tanıyacağım.