Zuhal Erkek’in haberi
Türkiye 12. Cumhurbaşkanını seçti, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51,8 oy oranı ile ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Muhalefetin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38,5 oy elde ederken Selahattin Demirtaş seçmenlerin yüzde 9,8 oranındaki desteğini aldı. Henüz resmi sonuçları açıklanmayan 12. Cumhurbaşkanının seçimini On5yirmi5.com’a değerlendiren gazeteci Abdurrahman Dilipak, CHP ve MHP triosunun kaybettiğini, muhalefetin korku ve panik içinde ne yapacağını bilemeden seçmene hakaret edip, AK Parti’yi tehdit ettiğini ifade etti.
Henüz kesin olmayan sonuçlara göre Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Sonuçlarla genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçları beklendiği gibi geldi. Erdoğan ilk turda yeterli çoğunluğa ulaşabildi. Ve Erdoğan seçimle gelen ilk Cumhurbaskanı oldu.. CHP MHP Cemaat triosu kaybetti ve tabi bunlara destek veren bir düzine parti de. CHP ve MHP’nin aldıkları oy toplamı çok gerisinde.. Aslında seçimin kaybedeni sadece bunlar değil. Netenyahu, Sisi, Esed ve onlara destek verenler de; Koç ve Aydın Doğan medyası da kaybetti mesela..
Ayrıca CHP’nin oyları BDP’ye, MHP’nin oyları AK Parti’ye gitti. Bu sonuca göre BDP barajı asma çizgisine gelirken, MHP baraj altına yaklaştı..
Muhalefet partileri Erdoğan’ın aldığı yüzde 52 oy oranı nedeniyle meşruiyet tartışması oluşturmak istiyor. Bu durum ne kadar doğru?
Katılım %70’lerde ve sonuç ortada.. Meşruiyet tartışması anlamsız ve komik bir tartışma.. Kendi hallerine baksınlar.. Sonuçta yüzde 50’nin üzerinde bir katılım var ve Erdoğan’ın aldığı oy yüzde 50’nin üzerinde.
CHP sözcüsü Haluk Koç yaptığı seçim açıklamasında “Seçimin kaybedeninin Erdoğan” olduğunu söylüyor. CHP tatilcilerin oy kullanmamasından dolayı çatı adaylarının oylarının düşmesine sebep olduğunu ifade ediyor. Bu söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kimin kaybettiği ve kazandığı açık.. Koç gerçek karşısında yaşadığı şokla ne dediğini bilmiyordur. Kılıçdaroğlu dilini yuttu. Koç’un dili boşaldı.. Mazur görmeli. Kendi içlerinden yükselen sese kulak versinler.. Kimi seçmene hakaret ediyor, kimi AK Parti’yi tehdit ediyor.
Varlık ve meşruiyet sendromu yaşıyorlar.. Korku ve panik içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar.. Bakar mısınız CHP ve MHP değişime karşı direnirken, değişim isteyenlerin oyu %60’ın üstünde….
Abdullah Gül “Partime geri döneceğim” dedi. Ak Parti Genel Başkanı’nı belirleyecek kurultay Abdullah Gül’ün görev süresi bitmeden gerçekleşecek? Abdullah Gül’ün siyasete dönüşü nasıl olacak?
Abdullah Gül kongre sonrası parti üyesi olarak partide yerini alacaktır. Milletvekili olmadığı için başbakan da olamaz.. Yeni kongreye kadar beklemesi gerekecek.. Birileri Gül’ün üzerinden sürece müdahale etmek istiyor gibi sanki. Ama Gül böyle bir oyunun maşası olmayacaktır.
Peki Ak Parti’de iktidar çatışması olabilir mi?
Teorik olarak bu mümkün. Ama buna tevessül edenler dışlanır.. Paralel yapı bunu istiyor. 3 dönem konusunu sıcak tutacaklar.. Ardından yeniden aday gösterilmeyecek AK Parti içindeki AKP’liler konusu var.. Bir de tehdit ve şantajla kullanılmak istenen isimler üzerinde hesap yapan birileri var. Bu oyun bilindiği için bekledikleri kadar başarılı olamayacaklar. Bu planlar seçimlerin 2. tura kalması halinde daha kolay gerçekleştirilebilirdi. Ama artık geçmiş olsun.
Peki sizin Başbakan konusunda öngörünüz nedir? Başkanlık konusunda Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ismi çok fazla ön plana çıkıyor. Davutoğlu dış politikada çok fazla olumsuz tepkiler de aldı. Davutoğlu’nun aday olmasının ne gibi artı ve eksileri olacaktır?
Bana göre en güçlü aday Davutoğlu.. Önümüzdeki on yılda dış, mali ve kalkınma politikaların şekillenmesinde de etkili olacaktır ve bu konu kendi başına hayati öneme sahiptir. Tabi gelişmeleri görmek gerek. Kongrede kim genel başkan olacaksa büyük ihtimalle başbakan da o olacak.. Davutoğlu bugün için en şanslı aday gibi gözüküyor
Son olarak Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama’nın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bu yeni görevinde çalışmayı sabırsızlıkla beklediği belirtildi. Bizler daha önce Obama’nın Başbakan’ın telefonlarına çıkmadığını biliyoruz. ABD’nin bu adımını nasıl yorumlamalıyız?
ABD’nin tavrına gelince, kimse kaybeden ata oynamak istemez.. Yarın ne olacağı belli olmayan Kılıçdaroğlu’na mı, Bahçeli’ye mi yakın duracak!? Reel politika denen bir şey var..
On5yirmi5