Sanal dünyaya seçim darbesi

Olaylar
Gerçek dünya, sanal dünyayı yendi Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Toplumdaki psikolojiyi adım adım yumuşatmak, Başbakan’ın elinde. Söz bitti, gerçek konuştu. Toplumsal çoğunluğun, se...
EMOJİLE

Gerçek dünya, sanal dünyayı yendi

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Toplumdaki psikolojiyi adım adım yumuşatmak, Başbakan’ın elinde.

Söz bitti, gerçek konuştu. Toplumsal çoğunluğun, seçmenin iradesi, ilginç ve hayati bir sınavdan daha başarıyla çıktı. Siyaseti, siyaset dışı yöntemlerle dizayn etmeye kalkışanlar, bir kez daha toplumun tercihi karşısında yenildiler. 

Halbuki gerçek gün gibi ortadaydı. Kamuoyu yoklamalarında, halkın ‘operasyoncu cephe’ye itibar etmediği ve destek vermediği görülüyordu. Ama sanal dünyada yaşayanlar, “Bitiş…” “Sen kaybettin…” başlıklı yazılar yazıyorlar ve bir çevre, onları alkışlayarak, “helal olsun” nidalarıyla yanılsamayı şiddetlendiriyordu. 

Bu seçimleri referanduma dönüştüren, muhalefetin bizzat kendisidir. Kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. Başbakan Erdoğan için “30 Mart’tan önce kaçıp gidecek” değerlendirmeleri, toplumun iradesine karşı bir saygısızlığı, toplumun zekâsına karşı bir hakareti ifade ediyordu. Kimin gidip gitmeyeceğine karar verecek öznenin toplum olduğunu unuttular ve bir kez daha yanıldılar. Sanal dünya oldu yalan dünya. 

Cemaat 

Fotoğraftaki en dramatik şekilde kaybeden aktörü ve en şiddetli hayal kırıklığıyla sarsılacak olan kesimi, Cemaat oluşturuyor. Operasyonları desteklediler, kasetlerin arkasında durdular, AK Parti karşıtı cephenin militanı, yani tavşan atleti olarak öne çıktılar. Ellerindeki bütün olanakları Erdoğan’ı siyaset dışına itebilmek ve itibarsızlaştırmak, hatta sıfırlamak projesi için kullandılar. 

Ortaya çıkan oy oranlarına bakıldığına; Cemaat’in, sandıkta, AK Parti aleyhine hiçbir ağırlık oluşturamadığı, net bir şekilde görülüyor. Ya tabanları onları dinlemedi ya da düşündükleri genişlikte bir tabanları yoktu. Bundan sonra, karşılaştıkları gerçeklikle nasıl yüzleşecekler, ciddi bir merak konusu… 

CHP yenildi 

CHP açısından bakıldığında, tarihsel bir yenilgi söz konusu. Kalesi sayılabilecek birçok ili kaybetmiş gözüküyor (Ordu, Mersin, Antalya, Artvin vb.). ‘Paralel yapı’nın imal ettiği malzemelere bel bağlamaları, yürüttükleri siyasetin ciddiyetini iyice tartışılır hale getiriyor. Cemaatle kurulan ittifakın onlara yaramadığı ortaya çıktı. Halbuki çok şeyler bekliyorlardı. 

CHP’nin, ciddi bir özeleştiri yaparak, yüzünü hayatın ve dünyanın gerçeklerine dönmesi gerekiyor. Devletçi, operasyoncu, inatçı, kendi kafasında hayali bir toplum kurgulayan, geleneksel gerçeküstü CHP siyaseti; bir kez daha duvara çarptı. 

Demokratikleşme 

Seçimin kazananı, hiç şüphesiz AK Parti ve Erdoğan. Özellikle Başbakan’ın, zaman zaman tek başına yürüttüğü kampanya ile bu başarının asıl mimarı olduğu ortada. 

Tabii şurası bir gerçek ki iktidar partisi ve Başbakan, bu süreçte, yaralar da aldı. Başbakan’ın, son aylarda yaşananları sakin bir şekilde gözden geçirmesinde, yeni değerlendirmelere açık olmasında yarar var. 

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Toplumdaki psikolojiyi adım adım yumuşatmak, Başbakan’ın elinde. Gecenin kazananı olarak, Türkiye’yi yeni ufuklara taşıyarak demokrasiyi derinleştirme hedefini önüne koyabilir. Aleviler, Kürtler, laikler ve toplumun tüm renkleriyle yeni bir ilişki geliştirebilir. 

Tabii çözüm sürecinin derinleştirilmesi, Kürtlerin hakkının hukukunun korunması, Türkiye’nin geleceği açısından hayati önem taşıyor. 

Şimdi içeride ve dışarıda barış zamanı… Kazanan yeni Erdoğan barışın asıl kurucusu ve aktörü olarak öne çıkmalı.