“Ruslar Çerkeslerin hafızasıyla alay ediyor”

Olaylar
Zuhal Erkek’in röportajı Şubat ayında başlayan kış olimpiyatlarına bu kez Rusya ev sahipliği yapıyor. Rusya’nın ‘Geleceğe Açılan Kapı’ sloganıyla sunduğu Soçi’nin seçilmesi tartışmala...
EMOJİLE

Zuhal Erkek’in röportajı

Şubat ayında başlayan kış olimpiyatlarına bu kez Rusya ev sahipliği yapıyor. Rusya’nın ‘Geleceğe Açılan Kapı’ sloganıyla sunduğu Soçi’nin seçilmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Çünkü Soçi, 1,5 miyon Çerkes’in soykırıma varan sürgününün başladığı şehir. Çerkes direnişinin son kalesi olan bu şehirdeki Olimpiyat Köyü, Kbaada adı verilen bölgede inşa edildi. Kbaada ismi Çerkeslerin sürgününün ardından Kranaya Polyana olarak değiştirilmişti. Yani Kızılçayır. Şimdi Çerkeslerin kanlarıyla sulanmış olan bu topraklarda insanlar ve ülkeler arasında barışın geliştirilmesi amacıyla icra edilen olimpiyat oyunları yapılıyor.

Bizler de Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Çetinbaş ile Soçi’yi, Soçi’nin tarihi geçmişini ve Soçi sürgününü konuştuk.

“RUSLARIN OLİMPİYATLAR İÇİN HARCADIĞI PARALAR ÇERKESLERİN SESİNİ BASTIRDI”

Soçi olimpiyatlarını Çerkeslerin bir tepkisi söz konusu. Soçi neden Çerkesler için önemli? Soçi’de olmuştu? Biraz bundan bahsedebilir misiniz?

Soçi bütün dünyada yaşayan Çerkesler için çok önemli bir yere sahiptir. Soçi Çerkesya’nın son başkentidir. 21 Mayıs 1864 Soçi’de Ruslar Çerkeslere çok büyük orantısız güç kullanmışlar ve Çerkesler vatanlarını kaybederek dünyanın dört bir tarafına sürülmüşlerdir. Soçi’de büyük dramlar yaşanmıştır. Türkiye’de Çanakkale Şehitliği’ni düşünün; orada yüzbinlerce Mehmetçik nasıl şehit olup, can verdiyse, sadece ve sadece 21 Mayıs 1864’te Soçi’de kalan son Çerkes birliği, Ruslarla savaşa giriyor ve tamamen imha ediliyor. Savaş bittiğinde 20 bin küsur olan Çerkes birliğinden 98 kişi sağ kalıyor. Bu iddiamı Rus tarihleri de yazıyor. Soçi’de gerçekten çok büyük bir dram yaşandı. 21 Mayıs 1864 günü Çerkeslerin Kbaada dedikleri Türkçe’ye çevirirseniz Kızılçayır dedikleri bir yerdi. Halbuki oranın Kızılçayır denecek hiçbir özelliği yok. Cennet harikası yemyeşil, ormanların içerisinde bir platodur. 21 Mayıs 1864 tarihinde o ova 20 bin Çerkes askerin kanlarıyla kıpkırmızı kızıl bir hale geldiği için Ruslar oraya Kızılçayır demişlerdir. Bu kadar büyük bir vahşetin yaşandığı bir yerde, bu olayın tam 150’inci yılında Ruslar Soçi Olimpiyatları’nı tertipliyorlar. Olimpiyat biliyorsunuz barışı, dostluğu, kardeşliği sembolize eden bir şeydir.

Buralar tamamıyla bir SİT alanıdır. Soçi’de inşaatlar, tatil köyleri, oteller inşa edilirken şehit Çerkes askerlerinin sayılamayacak kadar çok kemikleri bulunmuştur. Onun haricinde Soçi’de sayısız toplu mezar vardır. Böyle derin hatıraları olan bir yerde olimpiyatların tertip edilmesi tabi ki olimpiyat ruhuna aykırıdır. Çerkesler bu yüzden 4-5 senedir Soçi Olimpiyatlarının düzenlenmemesi için kampanyalar yürütüyorlar. Ama maalesef dünyada ne kadar kampanya yürütürseniz yürütün, sizin etkinliğiniz ne kadarsa o kadar tesir edersiniz. Normal şartlarda Rusya’da bir olimpiyatın yapılmaması, en azından Soçi’de yapılmaması gerekir. Çünkü Ruslar, Karedeniz kıyısını, Çerkesya’yı 1864 yılında hemen hemen yüzde 1 bile Rus nüfusunun bulunmadığı o yeri öyle boşalttılar ki,  bugün o topraklarda tam tersine yüzde 1 bile Çerkes yok.  Bu bakımdan Çerkesler, Soçi Olimpiyatları’na buralar atalarımızın mezarları, “Atalarımızın mezarları üzerinde olimpiyat olmaz” sloganıyla karşı çıktılar ve bugüne kadar bu kampanyayı yürüttüler. Ama maalesef ne kadar çaba sarf ettilerse de Rusların olimpiyatlar için harcadığı para Çerkeslerin sesini bastırdı.

2007 yılında olimpiyat kararını verecek olan jüri üyelerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 5 milyar dolar civarında para dağıttı. Rusya’nın olimpiyatları parayla satın aldığı o zaman da söylenmişti. Bugün de o kadar abartılı bir noktaya getirildi ki, bu olimpiyatların yapılacağı alana 50 milyar doların üzerinde masraf yapıldı, tabiat katledildi. Acepsu deresi kazılarak, olimpiyat köyüne gitmek için elektrikli tren yapıldı, bütün her şey tahrip edildi. Ne kadar tepki koysak da olimpiyatlar başladı. Bizim Başbakanımız da açılışına katıldı. O topraklarda 100 binin üzerinde Çerkes’in kanı var. O toprakların altında yatan Çerkeslerin üzerinde insanlar orada kayıyorlar ve bunun içinde 6 tane Türk sporcusu da dahil. Türkiye de bu utanca dahil oldu.

“RUSLAR ÇERKESLERİN HAFIZASIYLA ALAY EDİYOR”

Putin Kış Olimpiyatları açıklamasında Soçi için Rus toprağı olduğunu söylemişti.  Rusya’nın Çerkes politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ruslar Çerkeslerin, hafızasıyla alay ediyor. Çok eski bir tarihten bahsetmiyoruz. Bu olayların üzerinden sadece 150 sene geçti. Bugün Türkiye’de Çerkeslerin 4’üncü, 5’inci jenerasyonu yaşıyor. Soçi’nin Çerkes toprağı olduğunu Rus kaynakları söylüyor. Her şeyi geçtim. Soçi’nin adı bile Çerkesce. Bu kadar “Kör gözüne parmağım” hesabı demeç mi verilir yani? Bunu kime anlatabilirsin, dalga mı geçiyorlar? Soçi’ye gidin, bugün hala o bölgede yer isimlerinin bir kısmı Çerkesce’dir. Çerkesce isimler halen bile o bölgede mevcut.  Karadeniz’in ta Azak’tan Sohum’a kadar bir Çerkes toprağı olduğunu 150 yıl önce o bölgede 5 milyon civarında Çerkes’in yaşadığını sağır sultan bile biliyor. Putin, gösterilen bu tepkilerden biraz çekinerek olimpiyat meşalesini Kuzey Kafkasya’daki Adige Devlet Başkanı Aslan Tkhakuşinov‘na yaktırıyor. Burası madem Çerkeslerin yurdu değildi niye yaptırıyorsun o zaman bunu? Ayrıca Putin olimpiyat açılış programlarına Çerkes ev ve Çerkes folklor ekiplerini ekleyerek bir takım tepkileri dindirmeye çalıştı. Putin ilk başta çıkıp “Tamam bu olay olmuştur, bitmiştir. Biz Çerkeslerden özür diliyoruz. Bu topraklarda böyle bir şeyler yaşandı ama buyurun; bu organizasyonun ev sahibi olarak ben bu şerefi sizlere bahşediyorum. Bu işin organizasyonunu siz üstlenin” diyebilirdi. Olimpiyat tesisleri de farklı yerlerde yapılabilirdi, bunun çok değişik alternatifleri vardı. Ama Rusya’nın ısrarla Çerkes izini, kimliğini tamamen yok edici bir yolun içerisine girmesi Çerkesleri öfkelendirdi. Çerkeslerin Soçi’yi geri almak, o topraklara yeniden sahip olmak gibi istekleri yok. Çerkeslerin istedikleri şey, geçmişte kırılan onurları, geçmişte yapılan haksızlıklarla ilgili bir özür dilemeleri. Bunun dışında da kende anayurtlarında bir takım imtiyazlar kazanmak. Çerkesya topraklarından kolaylıkla mülkiyet edinebilmeleri, pasaportsuz, vizesiz bir şekilde gidebilmeleri, oturum alabilmeleri, vatandaşlık hakkı elde edebilmeleri, buna benzer kolaylıklar elde etmek istiyorlar. Onun dışında biz tarihi geri getirelim, 150 yıl öncesine geri dönelim mantığı zaten söz konusu değil.

KUZEY KAFKASYA IRKÇI MUAMELEYE MARUZ KALDIĞINDAN DOLAYI RUSYA’YA ENTEGRE OLAMIYOR
Soçi’de yaşan bu kadar kötü olaylara rağmen Rusya’nın Soçi’yi seçmesindeki sebep milli politikadır diyebilir miyiz?

Kafkasya dünyanın en güzel coğrafi bölgelerinden biri olmasına rağmen Sovyetler Birliği’nden itibaren bugün Rusya’nın en geri kalmış bölgesidir. Hatta Rusya Devlet Başkan Yardımcısı, “Kafkasya’ya hiçbir yatırım yapmayacağız.” sözünü de kullanıyor. Neden? Çünkü Kafkasya bölgesini Rusya dışı olarak algılıyorlar. Kuzey Kafkasyalılar Moskova’ya gittiklerinde dışlanıyorlar, orada dışlayıcı saldırılara maruz kalıyorlar. Moskova’da halk Kafkasyalılara “negro” diyorlar yani zenci tabirini kullanıyorlar. Bu kadar ırkçı bir muameleye maruz kaldıkları için bir türlü de Ruslarla, Kuzey Kafkasya entegre olmuyor. Ayrıca Kuzey Kafkasya halkı Müslüman, Ruslar Ortodoks Hristiyan. Bundan dolayı da bir doku uyuşmazlığı var. Ama bir federasyon çatısı altında yaşadıklarına göre, o federasyonun içinde eşit vatandaşlar olarak Çerkeslerin de yaşaması lazım. Rusya, Kafkasya’daki direnişi, Kafkasya’daki insanların orayı sahiplenme arzularını tamamen yok ederek tarihi tamamen silmek istiyor. Rusların bunu yaparken çok başarılı olduğunu da zannetmiyorum. Rusya devleti farkında olmadan uyuyan, bir türlü kendine gelemeyen, hakkını hukukunu arayamayan Çerkes diasporasını uyandırmış oldu. Halbuki bundan önce Çerkesler çok fazla hak hukuk arayan bir topluluk değildi. Kış Olimpiyatlarının Soçi’de yapılmasına karar verilmesinden itibaren Çerkesler de daha büyük bir kenetlenme meydana geldi. Dolayısıyla Putin veya Rusya kendi kazdıkları kuyuya düştü.

Çerkesler Osmanlı’nın doğal müttefikidir. Osmanlı zamanında çok fazla Çerkeslerin Müslümanlaştığını biliyoruz. Çerkeslerin bu kadar hedef alınmasının sebebi Müslüman olmaları mı?

Çerkeslerin Osmanlı zamanında Müslümanlaştığı cümlesi çok sık kullanılıyor. Halbuki Çerkesler veya Kafkasya’nın Müslümanlaşması Hz. Ömer zamanına kadar uzanır. Çerkesler çok eskiden beri Müslümanlık anlayışı olan bir millettir. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Mahidevran Sultan Çerkes’tir. Çerkes Memluklar diyoruz mesela. Çerkesler Kafkasya’dan gidip Memlük’te paralı asker olarak çalışıp, devlet kurmuşlar. Çerkeslerin Ruslarla yaptıkları mücadelede Çerkeslerin Müslüman olması tabi ki Osmanlı ile müttefik olmalarını sağlamıştır.  Osmanlı fiili olarak hiçbir zaman Kafkasya’ya hakim olmamıştır. Ama sürekli Osmanlı’yla birlikte hareket etmişlerdir. Başlarına bu büyük felaket geldiğinde sığınılacak yer olarak da Osmanlı halifesini görmüşlerdir. 21 Mayıs 1864 hatta onun öncesinde yapılan savaşlarda Kafkaslar’dan Osmanlı İmparatorluğu’na bir mülteci akını olmuştur. Bu mülteci akını Osmanlı Devleti’nin o dönemki politikasına uygun olduğu için Çerkes mültecileri tereddütsüz kabul etmiştir. Osmanlı bu mültecilerin bir kısmını Balkanlara yerleştirmiştir. Balkanlara yerleşenler ancak 10-15 sene yaşayabilmişlerdir. Fakat daha sonra 93 Harbi dediğimiz 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı ordusu yenilince, Balkanlara yerleştirilen 200 bin civarında Çerkes Paris Antlaşması ile Balkanları terk etmek zorunda kalmıştır. Bu Çerkesler daha sonra buradan nakledilerek bugün Suriye ve Ürdün’e nakledilmişlerdir. Suriye’nin Hayfa Limanı’na, Beyrut’a ya da değişik yerlere nakledilip oradan İsrail ve Ürdün’e kadar olan çizgiye gönderilmişlerdir. Dolayısıyla bugün benimde içine dahil olduğum Çerkeslerin geçmişi 21 Mayıs 1864’te kaybedilen ve bugün üzerinde olimpiyat yapılan Soçi bölgesinin akıbetine dayanıyor.

Türkiye’nin Soçi’deki  olimpiyatlara katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce katılmamalı mıydı?

Bir Çerkes olarak duygusal anlamda baktığımda tabi ki Başbakan’ın o olimpiyatlara katılmasını hiçbir zaman arzu etmem. Ama tabi ki devletlerarası politika şahısların istediği gibi olmuyor. Dolayısıyla bugün Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri Türkiye’de yaşayan Çerkesler belirlemiyor. Türkiye ile Rusya arasındaki münasebetleri düzenleyen farklı şeyler var. Neredeyse 30 milyar doları aşan Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret hacmi, onun haricinde Rusya’dan gelen petrol, gaz ve sürekli olarak oraya ihraç edilen mallar gibi birçok ekonomik ilişkinin içinde. Türkiye için Rusya ticari partnerlikte Almanya’dan sonra ikinci sırada geliyor. Başbakan neticede bir devlet politikası yürütüyor, bunu yaparken de reel politiğe bakıyor. Zaten Türkiye kış olimpiyatlarında da çok etkin bir ülke değil. Toplamda 6 tane sporcuyla katılıyoruz, katılsak ne olur, katılmasak ne olur? Sonuç itibariyle Türkiye bu olimpiyatlarda başarılı olamayacak. Seçimlerin çok yakın olması dolayısıyla Çerkeslerin en azından belli bir kısmını duygusal anlamda etkileyeceğini ve bunun da çok hafif bir şekilde oylara yansıyacağına inanıyorum.