PKK’nın sürece yönelik samimiyeti sorgulanabilir

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı  PKK, son kongresinde idari yapısında bir takım değişiklikler yaptı. Cemil Bayık ve Bese Hozat KCK’da eşbaşkan seçildi, Murat Karayılan da HPG’nin başına getiri...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

PKK, son kongresinde idari yapısında bir takım değişiklikler yaptı. Cemil Bayık ve Bese Hozat KCK’da eşbaşkan seçildi, Murat Karayılan da HPG’nin başına getirildi. Üstelik 10 maddelik bir yol haritası açıklandı. Bu arada Murat Karayılan da, ‘çözüm süreci’nin tıkanma aşamasında olduğunu söyledi. Bunlara ek olarak bölgeden gelen bir takım provokatif eylem haberleri de ‘çözüm sürecinde yanlış giden bir şeyler mi var’ sorusunu gündeme getirdi. Çözüm sürecinde gelinen noktayı ve son gelişmeleri ‘Akil İnsanlar’ arasında da yer alan AK Parti eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ile konuştuk. 

PKK Kongresi’nde birtakım görev değişiklikleri oldu. Cemil Bayık ve Bese Hozat KCK’da eşbaşkan seçildi, Karayılan da HPG’nin başına getirildi. Öncelikle bu değişiklikler ne ifade ediyor?

Ne anlam ifade ettiği meselesi, sürecin başından tespit edilecek bir şey değil ama iyi niyetli yorumlarsanız, Alevi kesim açısından liderlik noktasına ulaşılması açısından bir önemi var.  Cemil Bayık İran’a yakınlığıyla bilinen bir insan.  Murat Karayılan bu süreçte en olumlu görünen isim. Bütün askeri güçlerin başına geçmesi belki provokatif olayların olmaması açısından, bir kontrol sağlanması amacıyla yapılmış olabilir. Böyle bakabilirsiniz. Ama ben bunun ötesinde sahaya baktığımda bu iyi niyeti doğrulayacak adımların şu aşamada boşlukta kaldığını görebiliyorum. Sahada özellikle BDP, PKK kanadının, eğer samimiyseler, daha hassas ve daha duyarlı davranması gerekiyor.  Çünkü bu süreci destekleyen insanlar tarafından ciddi eleştiri almaya başladılar. Bu son yapılan hareketlilik ve bu tarz olaylar, bizi PKK’nin iyi niyetinin tekrar sorgulandığı bir süreci sokabilir. Onların da bu konuda hassas davranması gerektiği ortada.   

Hangi hareketlilikleri kast ediyorsunuz?

Gerek Lice’de başlayan ve gerekse şu anda bölgede adam kaçırma olaylarına kadar varan, en son Ağrı’da bir kaçırmaya kadar uzanan haraç, fidye olaylarının devamından tutun, sokak ve yol kontrollerine kadar gidiyor. Daha önceden demokratik özerklik içerisinde öz savunma gücü adı altında talep ettikleri şeyi, yani bölgede adeta kendi egemenliklerini kurarak bir güç olma hevesini hayata geçirme eğiliminde olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu anlamda baktığımız zaman çok yapıcı olmayan eleştirilerin yaratıldığı olaylar ile karşı karşıyayız açıkçası. Bu defalarca dile geldiği halde, onların da, “Evet, bu olaylar kontrol dışı güçlerin yaptığı işler” dedikleri halde devam etmesi, olayların dışı güçlerle sınırlı bir tanım içerisinde algılanamayacağına ilişkin işaretler verdi. 

PKK bunu niye yapıyor acaba?

Bunu bölgede ‘de facto’ bir kontrol öğesi olma hevesi ile yapıyor, yanlış yapıyor. Bu süreç al-ver süreci olarak başlamamıştı. Bu süreçle ilgili olarak hep hesaba katılması gereken şeyin şu olduğunu unutmamak lazım; PKK, Kürt halkının gasp edilmiş haklarını almaya ilişkin olarak, bu hakların Türkiye’deki demokratik sistemde artık yeterli oranda gelişmiş olduğuna kanaat getirdi ve Öcalan’dan gelen talep üzerine silah bırakmayla ilgili bu sürece girdi. Dolayısıyla durum böyleyken şimdi şartlı, ağır tehditler içeren, bölgede ve ülkenin batısında irrite edici şeyleri yaşatacak bir hareketlilik içerisine girmesi sıkıntı verebilir. Veriyor da açıkçası. Sürece ilişkin samimiyetlerini tekrar sorgulatır bir sürece girilebilir. Bir an önce onlar tarafından bunların düzeltilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. 

Açıklanan son eylem planında bir süre sonra Gezi Parkı eylemleri benzeri sivil eylemler yapılması kararlaştırıldığını gördük. Bu eylemlerin başlaması acaba süreci nasıl etkiler? Süreci provake eder mi?  

Bizim bölgesel tecrübelerimizden bildiğimiz bu, sürece hizmet edecek bir yaklaşım değil. “Herkes miting yapıyor, biz yapınca ne olacak” diyebilirler. Hayır,  polisle çatışacak mitingler yapmak, molotof ya da taş atmak, buna bahaneler arayarak sürece sokmak iyi niyetli karşılanmayacaktır. Bu en başından belli. Bu konuda biraz daha duyarlı ve gerçekçi davranma noktasında sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. 

Bu süreçte BDP’nin tavrı nasıl acaba? BDP yine Kandil’den gelen emirleri uygulayan bir siyasi organ konumunda mı?

Şu anda bir insiyatif aldıklarını söylemek zor. 

Peki Öcalan’ın bu çıkan kararlara tavrı nasıl olacaktır? Öcalan sürecin sağlıklı gitmesini isteyecek midir? Bu son olaylara ya da birtakım eylemlere kapı aralayacak mıdır?

Öcalan’ın bu süreçte son defa değerlendirildiğini düşünüyorum. Bu durum kendisinin sözlerine sadık kalmamış olmadığı görüntüsü yaratır. Çünkü süreçte araya girmeyi talep ederek, Diyarbakır Nevruzu’nda “Yeni bir sayfa açılmasının zamanıdır” deyip, demokratik siyaseti işaret eden bir dil kullanmıştır. Buna rağmen halen yol ve kimlik kontrolleri yaparak, hala insan kaçırarak, bölgede bir hakimiyet havası içerisinde hareket etmenin demokratik hareketle bağdaşık olmadığı ortada. Dolayısıyla böyle bir heves içerisinde bunlar devam ettirilirse, zannedersem Öcalan da son şansını kullanmış olur. 

Murat Karayılan’ın “Süreç tıkanma aşamasında” gibi bir açıklaması var. Sizce de süreç tehlikede mi acaba?

Süreci tıkanma aşamasında görme, sürece başlamanın zemininde olmayan algılarla süreci sürdürme eğiliminin, kendileri tarafından yapılan bir yansıması olur. Bu iyi olmaz. Kim kaybeder derseniz, bunun kazananı olmaz, herkes kaybeder. Ama bu şans kaçırılırsa, daha önceden, 2010 referandumuna kadar AK Parti nasıl olsa asker tarafından devrilecek diye hesap yapıp, yanlış ata oynamanın getirdiği can kayıpları, gereksiz enerji kaybı tekrar, başka bir şekilde test edilmiş olur, yazık olur. 

Hükümet cephesinde sürece yaklaşım nasıl?

Süreçte birinci aşama gerçek anlamda tamamlanmadığı için Hükümeti suçlamaya yönelik şu anda herhangi bir gerekçe göremiyorum ben. Şu anda top sahasında olan PKK ve BDP kendi üzerlerine düşeni yapmış değiller. Bunu yapmış gibi görünmeye çalışmak sürece ilişkin en büyük kaygıyı oluşturan yaklaşım sanki. 

Sanırım bölge de bundan kaygılı değil mi?

Kesinlikle. Bu süreç, ben bozmadım görüntüsü altında bozma eğilimlerine müsaade etmeyecek kadar halkın bilinçli olduğu bir süreç. Onu da bilmek lazım.

on5yirmi5.com

ononononontı