PKK’nın ölümle tehdit ettiği “Kürt” Aydınlar

Olaylar
Aslan Değirmenci’nin haberi Şivan Perwer, Orhan Miroğlu, İbrahim Güçlü, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya, Rojin, Kemal Burkay gibi Kürt sanatçı ve aydınları ‘ihanet’le suçlayarak ölü...
EMOJİLE

Aslan Değirmenci’nin haberi

Şivan Perwer, Orhan Miroğlu, İbrahim Güçlü, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya, Rojin, Kemal Burkay gibi Kürt sanatçı ve aydınları ‘ihanet’le suçlayarak ölüm ile tehdit eden PKK’nın son hedefi sanatçı Nizamettin Ariç oldu.

Asıl hain kim?

Farklı sesleri susturmak için hakaret, iftira, karalama yapan ve tehditler savuran PKK’ya Kürt sanatçı ve aydınların cevabı, “Asıl hain olan kendi halkını hedef alandır!” oldu.

PKK son olarak, bir grup sanatçıyla birlikte Vanlı depremzedelerle dayanışma konserleri düzenleyen Kürt sanatçı Nizamettin Ariç’i ‘hain’ ilan etti.

Ariç ise örgüte; “Dünyanın neresinde Kürt müziğini tanıtabildiniz? Ama bunu yapan kapasiteye sahip olanların neredeyse tümüne saldırdınız. 30 yıldır ne kazandırdınız Kürt müziğine?” diye cevap verdi.

Tehdit edilenler neler söylemişti?

Şivan Perwer: “Eğer bir ihanetten söz edilecekse, asıl hain sizlersiniz.”

Orhan Miroğlu: “Şiddete karşı tavrımı sürdüreceğim.”

İbrahim Güçlü: “PKK’nın, özgürlük isteyenleri korkutamayacağını bilmesi gerekir.”

Metin Metiner: “Onursuz, korkak bir hayat sürmektense ölmek evladır.”

Muhsin Kızılkaya: “Elinde silah olmayan insanlara tehditler savurmak ne derece ahlaki?”

Rojin: “Sanki birini vurduk, birini mi öldürdük, ne yaptık?”

Kemal Burkay: “Benim elimde silah yok. Çok şükür elim temizdir.”

PKK, Kürt meselesinde silahsız çözümden yana olan Kürt sanatçıları ve aydınları tehdit etmeye devam ediyor. Şivan Perwer, Orhan Miroğlu, İbrahim Güçlü, Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya, Rojin, Kemal Burkay gibi Kürt sanatçı ve aydınları ‘ihanet’ ile suçlayarak ölüm ile tehdit eden PKK’nın son hedefi Nizamettin Ariç oldu.

30 yıldır ne kazandırdınız Kürt müziğine?

Bir grup sanatçı ile Van halkı ile dayanışma konserleri düzenleyen Ariç’i örgüt ‘hain’ ilan etti. Farklı sesleri susturmak için hakaret, iftira, karalama yapan ve tehditler savuran PKK’ya Kürt sanatçıların ve aydınların cevabı ise her defasında, “Asıl hain olan kendi halkını hedef alandır” yönünde oldu. Ariç da kendisini tehdit eden ve hainlikle itham eden örgüt ve örgüt yandaşlarına karşı ders niteliğinde cevap verdi:

“Sanatçılar arasında olması gereken sanatsal alışveriş, sivil iletişimler, saygı, sevgi ve dayanışma ruhudur. Dünyanın neresinde Kürt müziğini tanıtabildiniz? Ama bunu yapabilecek ve yapan kapasiteye sahip olanların da neredeyse tümüne benzer fırsatlar kollayarak saldırdınız, beceriksizliğinizin üstünü de siyasetin şemsiyesi altına saklanarak örtmeye çalışıyorsunuz. 30 yıldır ne kazandırdınız Kürt müziğine?”

Şivan Perwer: Asıl siz hainsiniz

Ariç’ın örgüte verdiği cevap ise Kürt sanatçı ve aydınların kendilerini tehdit eden ve hainlikle itham eden PKK’ya karşı kullandıkları cesur ifadeleri akıllara getirdi. Şivan Perwer’i hedef alan PKK’lılar tehditlerin yanı sıra Kürt sanatçının Hollanda konserini basmak istedi. Perwer, kendisini hainlikle suçlayan, tehdit eden ve saldıran PKK’ya “Eğer bir ihanetten söz edilecekse, asıl hain sizlersiniz” diyerek cevap vermişti. Kendisi hakkında ‘hain, ajan ve işbirlikçi’ söylemlerine sert çıkan Perwer, “Sesimizi çıkartmadıkça saldırılan artıyor. Onları uyarıyorum: Yaptıklarınız ayıptır. Kimseyi hain ilan etmeye hakkınız yok” dedi. Youtube’da yayınlanan ‘İftiracılara cevabımdır’ başlıklı videoda Kürtçe konuşan Perwer, “Bu zihniyet yıllarca yurtsever Kürt şahsiyetleri ve hareketlerine karşı sayısız suç işlemesine karşın bir tek gün halkımızdan özür dilemedi” hatırlatması yapmıştı.

Orhan Miroğlu: Tavrımı sürdüreceğim

PKK sitesinde çıkan Toprak Cengiz imzalı bir haberde de, Yazar Orhan Miroğlu için, “Sözün özü böyle giderse kırmızı kalemle çekilen bir çizgi devreye girer! Miroğlu da, mortoğlu olur bu toprakların tarihinde!” deniyordu. Miroğlu, 7 Eylül 2010 tarihli köşesinde de, kendisini kimliği belirsiz bir kişinin ölümle tehdit ettiğini duyurmuştu. Uzun yıllar Diyarbakır Cezaevi’nde kalan Miroğlu, Musa Anter’in 20 Eylül 1992′de Diyarbakır’ın Seyrantepe Semti’nde uğradığı ve yaşamını yitirdiği silahlı saldırıda ağır yaralanmıştı. Miroğlu, tehdit ve saldırılara karşı şu cevabı veriyordu: “PKK kendisinin dışında, Türkiye bu tarihi dönemeçten geçmeye çalışırken Kürt sorunu ile ilgili tartışmalara çok katılmasını istemiyor. Bu konudaki fikirler başta Öcalan, PKK çevrelerini rahatsız ediyor. Şiddete karşı bir tavır olarak, şiddetin geçerli bir yol olmadığını görmek bakımından benim ortaya koyduğum tavır önemlidir ve bu tavrımı sürdüreceğim.”

İbrahim Güçlü: Dava adamlarını korkutamazlar

Diyarbakır’da düzenlenen bombalı saldırı olayı ile ilgili düşüncelerini açıklayan Kürt aydın İbrahim Güçlü de PKK tarafından ölüm ile tehdit edilmişti. PKK’nın kendisi dışındaki Kürt oluşumlarına düşmanca baktığını açıklayan Güçlü ise, “PKK’nın kendisine eleştiren yurtseverleri ve aydınları tehdit etmesi de onu bir yere vardırmayacağı gibi, onun gerçek yüzünü açığa çıkaran en önemli ölçülerden biri olmaktadır. PKK, tehditlerin, dava adamlarını, fikir kahramanlarını, demokrasi ve özgürlük aşkına sahip olanları korkutmayacağını bilmesi gerekir” demişti.

Metin Metiner: Korkak bir hayat sürmektense ölmek evladır

PKK tarafından açıkça tehdit edilen Gazeteci-Yazar ve siyasetçi Mehmet Metiner’e suikast hazırlığında olan kişilerde son anda yakalanmıştı.

Mehmet Metiner suikast hazırlığı konusunda kısa süre önce uyarıldığını belirterek şunları söylüyor: “Sadece acıdım, üzüldüm. Demokrasi isteyen bir örgütün kendi halkından birini sırf benim gibi düşünmüyor diye öldürmeyi hedeflemesi üzücü. Korkmuyorum. Ben bir yazarım, aynı zamanda bir siyasetçiyim. Kürt açılımına destek veriyorum. Bence PKK’nın Kürtlük vadisinde yeri yok, beni tehdit edenler utansın! Onursuz, korkak bir hayat sürmektense ölmek evladır.”

Muhsin Kızılkaya: Bir yere varamazlar

PKK tarafından kurulan ve Taksim’deki bombalamayla gündeme gelen TAK, tarafından ölümle tehdit edilen Kürt aydın Muhsin Kızılkaya da şunları söylüyordu: “Ben yıllardan beri bu memlekette demokrasinin gelişmesi için yazan, konuşan bir adamım. Beni kimsenin öldürebileceğini tahmin etmiyorum. Ne yazık ki bu memlekette düşünen, okuyan, yazan insanların başı bu tür tehditlerle belada… Bu tür şeylerle bir yerlere varılamaz. Elinde silah olmayan, yazdıklarından ve konuştuklarından başka savunma aracı olmayan insanlara tehditler savurmak ne derece ahlaki, insani bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

Rojin: Birini mi öldürdük?

Bir dönem TRT’nin Kürtçe kanalı TRT 6’da program yaptığı için PKK’nın hedefi olan Rojin, “Sanki birini vurduk, birini mi öldürdük, ne yaptık?” demişti. Rojin, hiçbir siyasetin dili olmadığını, sanatçının bağımsız olması gerektiğini savunarak, “Şarkılar hiçbir siyasetin dili olmamalı. Siyaset, bütün sanatçıların kendi malı olmasını istiyor. Bize göre sanatçı özgür olmalı, herkesin malı, herkesin gönlüne akabilmelidir. Herkesi sevebilmeli ve herkes de onu sevebilmelidir. Çünkü şarkılar duyguların, insanlığın dilidir. Hiçbir siyasetin dili değildir. Bir kanalda Kürtçe şarkı söylemenin bedeli hakaret oluyor. Biz Kürtçe şarkı söyledik, bir kötülük var mı bunda? Bu zamanda kendini kurtarmak iyidir. Ben hiç kendimi kurtaramadım. Çünkü kimsenin adamı olmadım.”

Kemal Burkay: Gerçekler onları korkutuyor

PKK’nın yöneticileri ve medyası aracılığıyla tehdit edilen ve hakkında karalama kampanyası başlatılan Kürt siyasetçi Kemal Burkay da, “Benim elimde silah yok. PKK gibi, devrimci ve yurtsever örgütlere, kişilere, örgüt içindeki farklı seslere, bizzat halka karşı silah kullanmadım. Çok şükür elim temizdir. Bir rubaimde şöyle diyordum: Mazlumlar sopadan ürker, zalimler söz ve düşünceden. Bu bayların en korktukları şey halkın gerçekleri öğrenmesidir. Ama dertlerine derman yok. Halk eninde sonunda gerçekleri öğrenecek. Bu süreç başlamıştır” cevabını vermişti.

 Milat Gazetesi