PKK, Nevruz’da ateşkesi bozacak mı?

Olaylar
TBMM’deki Çözüm Komisyonu’nda AKP ile BDP arasında uzlaşma sağlanamamasının ardından gözler Kürt Sorunu çözümünde gelecek günlerde neler olacağına çevrildi. BDP ile PKK, hükümetten somut a...
EMOJİLE

TBMM’deki Çözüm Komisyonu’nda AKP ile BDP arasında uzlaşma sağlanamamasının ardından gözler Kürt Sorunu çözümünde gelecek günlerde neler olacağına çevrildi. BDP ile PKK, hükümetten somut adımlar gelmezse gelecek yıl Mart ayındaki Nevruz’da ateşkese son verilebileceğini açıkladı. Ana muhalefet partisi CHP ise, bugünkü Demokratikleşme Paketi ile de çözüme hizmet edilmediği görüşünde ve yeniden kan dökülmesinden endişeli.

Amerikanın Sesi radyosunun haberine göre, Türkiye’de çözüm sürecinde, PKK’nın kısmi geri çekilmesi ve ateşkes noktasından hangi aşamaya geçileceği son aylarda önemli tartışma konularından biri.  Son olarak BDP, gelecek hafta sonunda 13’ncü kez İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan’la görüşmek üzere Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Geçtiğimiz günlerde Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın ağabeyi ile görüşme talebi reddedilmişti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 30 Eylül’de kamuoyuna açıkladığı Demokratikleşme Paketi ise Bakanlar Kurulu imzasıyla yasa tasarısı olarak TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Ancak tasarı, Demokratikleşme Paketi kapsamındaki beklentileri karşılamadığı gibi muhalefet cephesinde çözüm süreci açısından ‘hayal kırıklığı’ olarak yorumlandı.

BDP: Tasarı umut verici değil 

Kürtler açısından son tabloyu, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada değerlendirdi. Gür, eğer AK Parti Hükümeti yerel seçimlere kadar oyalama taktiğiyle hareket ederse Mart 2014’te Nevruz’da ateşkesin sona erdirilmesini beklediklerini söyledi. BDP olarak süreçte tıkanma yaşandığını açıkça ifade ettiklerini kaydeden Gür, “Tek taraflı süreç yürütülmesinin imkanı yoktur. Müzakere yapılması gerekli. Son 1 yılda çok olumlu bir süreç yaşandı. Kürtler ve BDP olarak hep arkasında durduk ve destekledik. Ama hükümetin tek taraflı adımlarla yürütebileceğine olan inancı nedeniyle maalesef süreç tıkanma noktasına geldi” dedi.

Tasarıyı “Ürkütücü buluyoruz” diye değerlendiren BDP’li Gür, AK Parti Hükümeti’nden çözüme katkı sağlayacak güven arttırıcı önlemler beklemelerine karşın tam tersi bir adım atılmış olduğunu söyledi. Çözüm sürecinde somut adımlar atılması kapsamında KCK davalarıyla tutuklanmış çoğunluğu BDP’li 7 bin kişiye özgürlük kapısı açılması gerektiğini kaydeden Gür, son tasarıyı süreçte umut yaratacak bir gelişme olarak görmediklerini söyledi. Gür, “Maalesef  bu hükümetteki demokrasi yaklaşımını da umut verici bulmuyoruz. Gezi ruhunu oluşturan kesimlerin talepleri karşılanmıyorsa buna demokratikleşme paketi demek zor olur. Maalesef tam tersi, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller artıyor. Toplanma, gösteri ve yürüyüş hakkı önündeki kısıtlama ve cezai yaptırımlar da artıyor” diye konuştu.

CHP: Bu paket kimseyi mutlu etmez

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ise, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, çözüm sürecinde TBMM’nin devre dışı bırakılmasından duyduklarını rahatsızlığı yineledi. Oran, “CHP ve dolayısıyla TBMM’nin işin parçası haline getirilmediği bu süreçten barış da çıkmaz, silahlar da susmaz. Üzgünüm bunları söylerken, belki kulağa hoş gelmiyor ama gerçekçi olmak gerekirse AKP ve zaman zaman ona payanda olan BDP samimi değiller bu süreçte. AKP seçime kadar silahları nasıl sustururum peşinde, karşısında oturanların ise tek derdi İmralı’daki teröristi nasıl salıveririz planı yapmak” dedi.

Özellikle AK Parti Hükümeti’ni çözüm sürecinde samimiyetsiz bulduğunu belirten CHP’li Oran, ‘demokratikleşme paketi’ adıyla bugün TBMM’ye sunulan tasarıyla BDP’nin de İmralı’nın da mutlu olmayacağını söyledi.

Çözüm sürecinde, gerçekten demokratikleşme hayali kuran vatandaşların da mutsuz edildiğini kaydeden Oran, tasarıda Gezi Parkı eylemleriyle kendini gösteren toplumsal muhalefeti sindirmeye dönük yaptırımlar olduğunu da bildirdi. Oran, AKP Hükümeti’nin tasarısındaki yasa hükümlerini şöyle yorumladı:

“Gezi parkı eyleminde belediye ve hükümete direnen mühendis-mimar meslek öğrütlerini, yaralananları Hipokrat yeminine uyarak tedavi etmiş olan doktorları, ODTÜ’nün içinde geceyarısı yol kesen haydutlar gibi dozerleriyle gelerek 2 bin ağacı kesenlere karşı direnenlere de artık bu paketle ağır cezalar gelecek. Üstelik TCK’da bugün bu gibi durumlarda 1-3 yıl hapis cezası verilirken yeni “demokratikleştiren” pakette hapis cezası 3-5 yıla çıkarıldı. Bu paket geçerse ifade hakkını kullanan protesto gösterisi yapan gençler, vatandaşlarımız bir yılın üzerinde olacağı için artık ertelemesi imkansız hale gelen en az 2 yıl hapis cezası tehdidiyle karşı karşıya. Hapis cezası arttırılarak kim, nasıl demokratikleşme paketi diyebilir ki. Bu zihniyeti anlamamız mümkün değil.”

BDP: Ateşkes Nevruz’a kadar sürecek ama…

BDP’li Nazmi Gür, bu son tasarıyla süreçte umutsuzluğun hakim olabileceğine işaret ederek, “Hükümetin iyi niyeti konusunda Kürtler’in kafasında soru işaretleri var ve sorular artıyor. Ateşkes olması ve PKK’nın kısmen çekilmesi bölgede bir çatışmazlık ve barış ortamı yarattı. Ancak AKP’nin ‘Biz bu süreci ilelebet uzatırız’ yaklaşımı yanlış olur. Nevruz’a kadar PKK’nın ateşkesi sürdürmesini bekliyoruz. Bu da yerel seçimlere denk geliyor. Eğer adımlar atılmazsa ateşkesten vazgeçme kararı gelir” dedi.

İmralı’da Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) vasıtasıyla yürütülen diyaloğu mutlaka resmi çerçeveye taşımak gerektiğini kaydeden Gür, bunun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Kürtler arasında müzakereye geçilmesi ve BDP’nin müzakere masasında temsiliyle mümkün olduğunu da söyledi.

Artık acilen gerçek demokratikleşme adımları atılması gerektiğini ve bunu bugünkü tasarıda göremediklerini yineleyen Gür, “Ayrıca Öcalan’ın İmralı’daki yaşam koşulları mutlaka değişmeli, hayatını tek başına bir hücrede sürdürmeyeceği açıktır. Tutsak bir lider tutsaklık koşullarında müzakere yürütemez. KCK tutuklularıyla ilgili çözüm de bulunmalı. Anadilde eğitim talebini karşılayacak düzenlemede hayata geçirilmeli” diye konuştu.

BDP olarak seçimlere hedeflenmiş bir parti olmadıklarını vurgulayan Gür, Nevruz 2014’ün aynı zamanda Türkiye’deki yerel seçimler arifesine gelmesiyle ilgili olarak belirlenmediğini de söyledi. Gür, “Biz AKP gibi seçime hedeflenen, kitlenen bir parti değiliz. Bizim temel yaklaşımız Kürt sorununu temel olarak çözüme götürme noktasıdır. Eğer önce yerel seçimler sonra da cumhurbaşkanlığı seçimine değin süreci uzatmak amaçlanıyorsa bunun parçası olmayacağız” dedi.

CHP: Nevruz çok kritik bir tarih 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ise,  mutlaka kan dökülmesine son verilmesini istediklerini vurguladı. Ancak çözüm sürecini sadece çözüm değil Öcalan ile AKP arasındaki bir pazarlık olarak gördüklerini belirten Oran, “Başbakan Erdoğan, Yardımcısı Beşir Atalay ve güvenlikle ilgli her konuda bakanların bir adım önünde olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan dışında AKP’li milletvekillerinin dahi bilmediği pazarlık-görüşme sürecinin hiçbir yerinde bu ülkedeki diğer kesimler, siyasi partiler yok” dedi.

Son dönemdeki açıklamaları takip ettiklerinde çözüm sürecinden de endişe duyduklarını vurgulayan Oran, “AKP korkarım bu süreci eline yüzüne bulaştıracak ve olan yine acılı analara babalara olacak. 2014 Nevruz’u bu anlamda çok kritik bir tarih, tam da seçimlerden 9 gün öncesine rastlıyor. Umarım çok kötü olaylar yaşanmaz ve AKP’nin hatasını bu millet, halkımız ödemez” diye konuştu.

Gözler ayrıca Rojova’da

Türkiye’deki Kürt sorunu çözümünde gözler ayrıca Suriye’de özerkliğini ilan eden Kürt bölgesi Rojava’daki gelişmelerde. BDP – PKK cephesi, Türkiye’nin Rojova ile ilgili olarak sergilediği tutumu çözüm açısından önemli bulduklarını açıkladı.

BDP’li Gür, 2014’te Nevruz’da ateşkesle ilgili kararda, Türkiye’deki gelişmeler yanında Orta Doğu coğrafyasında yaşananların da etkili olacağını söyledi. Gür, “Çözüm açısından Rojava devrimine karşı düşmanca tutumu Türkiye’ye kaybettirir. Hükümetin Kürtler’e yaklaşımı da hem barış sürecini, hem de seçimleri etkileyecek. Kandil’in de bu konudaki hassasiyeti biliniyor” dedi.

Öcalan ile 12 turda müzakere

Çözüm sürecinde, Marmara Denizi’ndeki İmralı adasında tutuklu olan Abdullah Öcalan, Kürt Sorunu’nda kilit rolünü sürdürüyor. Kürt etnik kimliği ağırlığıyla siyaset yürüten Barış ve Demokrasi Partisi ise, çözüm sürecinde özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki halka Öcalan’ın mesajlarını iletme görevini de üstlendi. Süreçte, 3 Ocak 2013’te Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, İmralı’da Öcalan’la görüşen ilk BDP heyeti oldu. Ardından aşağıdaki tarihlerde, BDP temsilcileri, Öcalan ile bir araya geldi. Ancak İmralı ziyaretlerinde, Adalet Bakanlığı’nca BDP heyetinde kimlerin yer alacağına müdahale edildiği gözlendi ve Gezi Parkı eylemleri ardından uzun süre Sırrı Süreyya Önder ismi veto edildi. BDP heyeti, bugüne kadar 12 kez İmralı’da Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi.

Amerikanın Sesi