Pelin Batu’dan hükümete övgü dolu sözler

Olaylar
Haber 7 yazarı Esra Elönü’nün Ülke TV’de hazırlayıp sunduğu Arafta Sorular’da bu hafta oyuncu, şair Pelin Batu, polemik konusu olan bazı yazıları ve sözleri üzerine konuştu. Batu, so...
EMOJİLE

Haber 7 yazarı Esra Elönü’nün Ülke TV’de hazırlayıp sunduğu Arafta Sorular’da bu hafta oyuncu, şair Pelin Batu, polemik konusu olan bazı yazıları ve sözleri üzerine konuştu.

Batu, sosyal medyada çok tartışılan ‘Kurban’ sözleri için ‘Keşke demeseydim’ diyerek pişmanlığını dile getirirken, terör sorunu konusunda cesur adımlar atan hükümet için de ‘Elini öpüp başımızın üstüne koymamız gerek’ dedi ve hükümete tam destek verdi.

İşte Batu’nun programda öne çıkan sözleri;

HİÇ BİR PARTİYE YAKIN OLMADIM

-İstanbul’da enteresan bir belediye seçimi olacak. Topbaş’ın rakipleri Sarıgül ve Sırrı Süreyya Önder oldu. İlginç bir seçim yaşayacağız.

-CHP’nin programına katıldım. Gazeteci Koray Çalışkan davet etti. Oraya gittim diye CHP’li olduğum anlamı çımasın.

-Hayatım boyunca hiçbir partiye yakın olmadım. AK Parti’den bu yönde bir davet olmadı. Olursa oraya da giderim.

SEÇİMLER KORKUNÇ GEÇİYOR

-ABD’de seçimler oldukça medeni geçiyor. Son olarak gördük. Obama ve rakibi çıktılar televizyona ülke sorunları hakkında fikirlerini ortaya koydular..

-Ülkemizde durum farklı. Keşke Erdoğan da Kılıçdaroğlu da çıkıp ekranlara bu ülkenin temel sorunları hakkında fikirlerini millete aktarsalar.

-Ama sürekli bir savaş halindeler.

-Çünkü herkes ötekileşmiş. Başörtülü, Kürt, Alevi bu ülkede periyodik olarak ötekilik yaşıyor.

-Bu konuda ötekileşenlerin hakkını savunursanız adının aykırıya çıkıyor.

-AK karayı ötekileştiriyor, kara da akı ötekileştirme peşinde. Diyalog olmadığı için bu sorun böyle devam edip gideceğe benziyor. Diyalog kurabilseler bu durum ortadan kalkacak.

KURBAN YASAKLANSIN SÖZÜNÜ KEŞKE DEMESEYDİM

-Medyada özellikle sözümün ortasını cımbızla alıp çekenler var. Önüne ve sonuna uzun cümleler yazıp bir sözümü ortasına koyarak aslında demediğim bir sözü demişim gibi gösteriyorlar.

-Bu konuda da hayvanların kesilmesine dayanamadığımı söyledim. Vejetaryenim.

-Ama dünya hali. Büyük balık küçük balığı yer misali. Sonuçta bir şeylere inanıp ibadetinin yerine getirenler var. 

-Keşke kurban kesimi yasaklansın demeseydim. Burada pişman olduğum bir söz demişliğim oldu. 

-Ama ben kesmem, Kesmeyi de düşünmüyorum. Bu kendi düşüncem. Kesene saygı gösteririm. Ama bana da saygı beklerim.

DİN KONUSUNDA İNSANLAR İKİ YÜZLÜ

Hayatımda en acıyı babamın cenazesinde yaşadım. Ateizmle ilgili sözlerim nedeniyle, ‘Ateistsen neden babanın cenaze namazı kıldırılıyor’ diye sosyal medyada korkunç şekilde üzerime geldiler.

-Din konusunda inanılmaz derecede iki yüzlüyüz. Ben eğitim hayatım boyunca kutsal kitapları okudum. Temellerinde karşı tarafa saygı yatar.

-Ama ben o insanları değiştirecek değilim.

ÖCALAN’IN MEKTUBUNA MI AĞLADI?

-Geçtiğimiz yıl Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarına gittim. Öcalan’ın mektubuna ağladığımı yazdım.

-Hayatımda ilk kez böyle bir manzara görmüştüm. Aslında Öcalan’ın mektubuna değil o görüntüye ağlamıştım.

-Ancak bana ‘katilin mektubuna ağladın’ gibi şeyler dediler. Ben orada ağlamasaydım zaten kendimi insan saymam.

-Şimdi son 1 senedir insanlar bu terör yüzünden ölmüyor. Bunda Abdullah Öcalan’ın da katkısı büyük.

-Kabul edip etmeyelim. O bölgenin insanın göre bir kahraman. Barış sürecinin en büyük aktörlerinden. Sen bu aktörü görmemezlikten gelemezsin.

HÜKÜMETİN ELİ ÖPÜLÜR

-Yazılarımda hükümeti çoğu kez eleştiririm. Adaletsizlikten, kadın haklarına kadar o kadar çok eleştirilecek konu var ki.

-Ama hakkaniyet ve adalet noktasında da bazı şeylerin hakkını vermek gerekiyor. Diyarbakır’da o alanda her ırktan insan el ele vermiş barış istiyordu.

-İktidarı bu konuda takdir ediyorum. Elini öpüp başımızın üstüne koymak gerekir. Bu sorun çözülecekse gerekirse Mars ile ittifak yapılmalı.

-Dünyada bunun örneği olan ülkeleri okuyup incelemek gerekiyor.

-Bölgemiz oldukça zor bir coğrafya. Her an infilak edecek bombaya benziyor.

-Ben Güneydoğu’da sının illerini gıdım gıdım gezdim. Oğlu dağda olan bir Kürt ailenin evine misafir olarak bir Türk olan aile misafirliğe gidiyor. Kürt baba, oğlu bu kış dağda üşüyecek mi ölecek mi korkusuyla ağlıyor. Türk baba elinin sıkıp teselli ediyor. Bu sahne karşısında çok ağladım.

-Artık barış zamanı gelmiştir ve bu adımı da cesurca adam hükümeti eleştiremem.