Okmeydanı’nda ateşi ilk onlar yakıyor

Olaylar
İllegal örgütlerin etkili olduğu Okmeydanı yine gündemde. Polise göre Okmeydanı’ndaki olayların fitilini ateşleyenler örgütün ‘Kare As’ı diye bilinen Bekir, Elif, Eyüp ve Anıl. Sabah...
EMOJİLE

İllegal örgütlerin etkili olduğu Okmeydanı yine gündemde. Polise göre Okmeydanı’ndaki olayların fitilini ateşleyenler örgütün ‘Kare As’ı diye bilinen Bekir, Elif, Eyüp ve Anıl. Sabah gazetesine konuşan Okmeydanı esnafı ve mahalleli ise bıkmış: “Her gün gaz yemekten bıktık. Taşınmak istiyoruz”

İŞTE O ROPÖRTAJ: 

BAŞLARKEN

Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu ve son olarak Uğur Kurt’un boğazına saplanan kör kurşunla vurulmasıyla gözler yine Okmeydanı’na çevrildi. Yasa dışı örgütlerin kullandığı ölümler, halk ve polisi karşı karşıya getiren gösterilere de neden oldu. İstanbul’a 1970’lerden itibaren başlayan hızlı göç, gettoların oluşmasına neden oldu. Buralar zamanla illegal örgütlerin merkezi haline geldi. Oyun çağında elinde top, bebek, misket olması gereken çocuklar örgütlerin kucağına itildi. İstanbul’da Gazi Mahallesi, Kâğıthane Nurtepe, Küçükarmutlu, Ataşehir 1 Mayıs Mahallesi, Okmeydanı örgütlerin etkili oldukları yerler. Bunların birçoğunda eskisi kadar eylem yok. Ancak örgütlerin etkinliğini kaybetmediği Okmeydanı son dönemde ön plana çıktı. İşte bu bölgede yaşanan sorunları, örgütlerin niye burayı tercih ettiğini, halkın bakış açısını, mahalleli ve esnafın neler düşündüğünü, çözüm için neler yapılması gerektiğini, Okmeydanı’nnı geleceğini araştırdık… 

Yasa dışı örgütlerin polisle çatıştığı olaylar acaba hangi noktadan başlıyor? Niye Okmeydanı sürekli karıştırılmak isteniyor? İllegal örgütler niye Okmeydanı’nda kümeleniyor? Okmeydanı’nı kimler karıştırıyor? Sorulara yanıt bulmak için kamuoyunda herkesin yakından bildiği ‘Şark Kahvesi’ denilen yere gidiyoruz. Esnaf birbirini tanıyor. Tanımadıkları kişilere sordukları ilk soru “Buyurun kardeşim ne aramıştınız?” Fotoğraf makinesini görünce ikinci soruyla muhatap oluyoruz: “Sakın izin almadan çekim yapıp, başımızı da derde sokmayın.” Yaşanan olaylarla ilgili halkın ne düşündüğünü öğrenmek için geldiğimizi söyleyince “Kimse konuşmaz burada” diye kestirip atıyorlar. Kahvehanenin önündeki oturaklarda çaylarını yudumlayan müşterilere, “Olaylar hangi noktada başlıyor?” diye soruyoruz. Yanıt: “Piyalepaşa Caddesi, trafik ışıklarının orası.” Polise göre Okmeydanı’nda olaylarınn başlamasında kıvılcımı çakan dört örgüt üyesi var. Eylemlerde sıkça görmeye alıştığımız yüzü fularlı, ellerinde molotof kokteyli bulunan bu dörtlü, ateşi yakıyor ve arkalarındaki yüzlerce gösterici başlıyor polise taş, sopa, sapanla saldırmaya. Ortalık bir anda savaş alanına dönüyor. 

KIVILCIMI ÇAKANLAR 

Toma’lar göstericilerin üstüne tazyikli su sıkıyor. Olaylarla ilgisi olmayan, esnaf ve mahalleli de gazdan, taş, sopa ve havai fişeklerden nasibini alıyor. Bazen 8-10 saat süren eylemlerin bilançosu ağır. Kırılan camlar, dükkânlara sinen gaz kokusu, yakılan banklar, sökülen taşlar ve yaralananlar. Polis kayıtlarına giren dört ele başı; Bekir T., Elif K.,Eyüp İ. ve Anıl Ş.’den oluşuyor. Son 1 Mayıs’ta da bu dörtlü, en aktif görevi üstlendi. ‘Şark Kahvesi-Kuzey Sokak’ örgüt için kurtarılmış bölge. Bir hücre evine geçen yıl düzenlenen baskında örgüt yöneticilerinden birisi yakalanırken, Mart 2013’te de illegal örgütün gençlik koluna düzenlenen baskında polis tam 11 kapıdan geçerek girilebilen ‘kozmik oda’yı deşifre etmişti. Piyalepaşa tarafında bir çok örgüt evi bulunuyor. 

VATANDAŞLAR TAŞINMAK İSTİYOR

Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu ve son olarak Uğur Kurt’un hayatını kaybetmesi. Birileri, gizli bir el… Sanki Okmeydanı üzerinde başka hesapların yapıldığını ortaya koyuyor. Acaba amaç burada yaşayanları yerlerinden yurtlarından edip İstanbul’un en değerli yerine sahip olmak mı? Bilemiyoruz ama bazı esnaf olaylar son bulmazsa buradan göç etmeyi düşünüyor. Öyle camlarda, binalarda ya da emlakçıda ‘satılık’ yazısına da pek rastlanmıyor. Esnaf dertli. Berber K.B., “Her gün gaz yemekten bıktık. Halk destek vermeyecek. Bu işi hükümet çözecek. Duvarlarımıza, kapılarımıza yazılar yazılmasından bıktık. Kimse mahallesinin yakılmasını istemez. Üç gündür gazdan içeri giremiyoruz” diyor. Nalbur C.K. da, “Buradan taşınmak istiyorum. Can güvenliğimiz yok. Kepengimizi yakmışlar. Kim yapıyor o da belli değil. Buranın halkı değil. Dışarıdan geliyorlar” diye konuşuyor. Kasap D.L.’den de aynı yanıtı alıyoruz: “Cam kırık işte görüyorsunuz. Olaylarda tanıdık birini göremedim. 75’ten beri buradayım. Artık gitmeyi düşünüyorum. Üç defa dükkân değiştirdim. 1 Mayıs’ta tabelamız yandı. Son yıllarda tanımadık, ekonomik durumu düşük olanlar geldi. Olan mahalleliye oluyor.” Okmeydanı’nda bir dolap dönüyor ama kimse bilmiyor. Sadece hayatını kaybedenlerin isimleri değişiyor. D-100 karayolunun kenarındaki yeşil alan hariç bir park da bulunmuyor. Eski adı Fatma Girik, yeni adı Sibel Yalçın Parkı örgütün eylem alanı olmuş. Girişinde ‘Umudun çocuğuna bin selam olsun. CEPHE’ yazılı ve Berkin Elvan’ın fotoğrafının olduğu bir afiş asılı.