Mühendis Diplomatlar Geliyor

Olaylar
Türk dış politikası son dönemde tarihinin en aktif dönemlerini yaşıyor. İlgilendiği coğrafya ve konular sürekli genişliyor.   Yurtdışındaki büyükelçiliklerin sayısı her geçen gün artıyor. 6&ndash...
EMOJİLE

Türk dış politikası son dönemde tarihinin en aktif dönemlerini yaşıyor. İlgilendiği coğrafya ve konular sürekli genişliyor.
 
Yurtdışındaki büyükelçiliklerin sayısı her geçen gün artıyor. 6–7 sene önce 160 olan temsilcilik sayısı 200’ü aşmış durumda. Peki, Dışişleri Bakanlığı, artan bu yük karşısında ne yapıyor? Personel sayısı ve imkânlar yeterli mi? Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Naci Koru, Hariciye’deki değişiklikleri Zaman’a anlattı. Öncelikle Dışişleri Bakanlığı’nın Teşkilat Kanunu değişti, 2010’da. Büyükelçi Koru, değişikliğin sebebini şöyle anlatıyor: "Teşkilat yasamızda 1995’ten beri kapsamlı bir değişiklik yapılmamıştı. Yasa, aktif dış politikamızın ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanıyordu. Ortaya çıkan personel ihtiyacını karşılamak üzere yeni memurlar almamız şart. Bakanlığa giriş sınavları ile ilgili düzenlemeler iyi yetişmiş memur alımı konusunda elimizi kolumuzu bağlıyordu." diyor.

MÜLKİYE AĞIRLIĞI KIRILDI; REKABET ARTACAK

Dışişleri’ne artan personel ihtiyacını karşılamak üzere 225 meslek; 240 da konsolosluk memuru alındı. Personelin sadece sayısı değil; eğitim kalitesi de artıyor. Büyükelçi Koru, "Kaliteden kesinlikle taviz vermiyoruz. Yeni memurlarımızı kapsamlı bir eğitim programına tabi tutuyoruz. Geçen yıl aldığımız memurlarımızın eğitim programları hâlâ devam ediyor." diyor. Önceden kanun izin vermiyordu; ancak bu seneden itibaren 25 genç diplomat yurtdışına yüksek lisans ve doktora programına gönderilecek. Türkiye’de ise bazı üniversitelerde Dışişleri için özel yüksek lisans programları düzenlenecek.

Yurtdışındaki Türk büyükelçilerin yüzde 69’u görev yaptıkları ülkenin yerel dilini bilmiyor. Bakanlık, bu meseleye artık özel ehemmiyet veriyor. "Arap ülkelerinde 15 kadar büyükelçiliğimiz var. Ama büyükelçilerimizin pek çoğu Arapça bilmiyor. Aynı şekilde Çin, Japonya ve Güney Amerika’daki büyükelçilerimiz de bu ülkelerin yerel dillerini bilmiyor. Bunu bir özeleştiri olarak kabul edebilirsiniz." diyor Naci Koru. Ancak bu eksikliğin giderilmesi için büyük bir teşvik başlamış Hariciye’de. 3 yıldan beri özel program uygulanıyor. Diplomatlar, diledikleri yabancı dil programlarına katılabiliyor; özel hoca bile tutabiliyor. Masrafları bakanlık karşılıyor. Koru, "Dış politikamız açısından önem taşıyan Rusça, Arapça, Farsça, Çince gibi dillere öncelik tanıyoruz. Yeni giren memurların yüzde 60’tan fazlası ikinci bir yabancı dil öğreniyor. Hedefimiz 10-15 sene içinde yurtdışına göndereceğimiz misyon şeflerimizin yerel dilleri konuşmaları." Son döneme kadar yurtdışı görevlendirmeleri son anda yapılmış. Artık kararnameler en az 6 ay önceden açıklanıyor. Böylece personelin görev yapacağı ülke için hazırlık yapma şansı oluyor.

Müsteşar Yardımcısı Koru, meselenin farklı boyutuna dikkat çekiyor: Rekabet artacak; artık her diplomat büyükelçi olamayacak. Koru, şöyle açıklıyor bunu: "Artık daha fazla eleman aldığımız için, yeni gelen memurlar arasından büyükelçi olanların oranı da azalacak tabii. Rekabet önem kazanacak. Kendini daha iyi yetiştirenler daha süratli olarak amir pozisyonuna geçecek." Hariciye’de önemli bir değişim de diplomatların mezun oldukları üniversiteler konusunda yaşanıyor. "Biz girdiğimizde 10 kişiden 8’i Mülkiyeli (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) idi. Altı-yedimiz büyükelçi olduk." diyen Koru, hemen ilave ediyor: "Eskiden Dışişleri’ne meslek memuru yetiştirebilecek üniversite çok az idi. Şimdi öyle değil. Boğaziçi’nden, Bilkent’ten, ODTÜ’den ve diğer birçok üniversiteden çok iyi yetişmiş gençleri bakanlığımıza alıyoruz. Aynı üniversiteden gelenler ister istemez aynı ekolden oluyor." Büyükelçi Koru, yorum yapmaktan kaçınsa da aslında bu, Hariciye’ye farklı ekollerin yansıması demek. Klasik Mülkiye anlayışından daha farklı eğitim almış; farklı bakış açılarına sahip öğrenciler artık Dışişleri’ni tercih ediyor. Bu, Hariciye’de çok seslilik ve farklı düşüncelerin önünü açacak.

MÜHENDİS BÜYÜKELÇİLER YOLDA

Diplomatların geldiği bölümlerde de genişleme var. Eskiden sadece belirli fakülte mezunları girebiliyordu. Tarih, sosyoloji ve felsefe gibi sosyal bilim mezunları başvuru yapamıyordu. Artık bu kırıldı. Koru, "Öğrenci Boğaziçi Üniversitesi’nde tarih okuyor; ama Dışişleri’ne başvuramıyordu. Hiçbir ülke artık üniversite ve bölüme bakmıyor. Önemli olan, dış politika perspektifi nasıl, lisanları iyi konuşuyor mu, muhakeme ve analiz gücü nasıl, bunlara bakıyorlar. Biz de artık buna bakıyoruz." diyor. Son yapılan değişiklikle mühendisler de dışişleri için uygun bir bölümde yüksek lisans veya doktora yapmaları halinde Dışişleri’ne başvurabilecek.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Koru: Her diplomat büyükelçi olamayacak.

Türk dış politikası son dönemde tarihinin en aktif dönemlerini yaşıyor. İlgilendiği coğrafya ve konular sürekli genişliyor.

Yurtdışındaki büyükelçiliklerin sayısı her geçen gün artıyor. 6–7 sene önce 160 olan temsilcilik sayısı 200’ü aşmış durumda. Peki, Dışişleri Bakanlığı, artan bu yük karşısında ne yapıyor? Personel sayısı ve imkânlar yeterli mi? Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Naci Koru, Hariciye’deki değişiklikleri Zaman’a anlattı. Öncelikle Dışişleri Bakanlığı’nın Teşkilat Kanunu değişti, 2010’da. Büyükelçi Koru, değişikliğin sebebini şöyle anlatıyor: "Teşkilat yasamızda 1995’ten beri kapsamlı bir değişiklik yapılmamıştı. Yasa, aktif dış politikamızın ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanıyordu. Ortaya çıkan personel ihtiyacını karşılamak üzere yeni memurlar almamız şart. Bakanlığa giriş sınavları ile ilgili düzenlemeler iyi yetişmiş memur alımı konusunda elimizi kolumuzu bağlıyordu." diyor.

MÜLKİYE AĞIRLIĞI KIRILDI; REKABET ARTACAK

Dışişleri’ne artan personel ihtiyacını karşılamak üzere 225 meslek; 240 da konsolosluk memuru alındı. Personelin sadece sayısı değil; eğitim kalitesi de artıyor. Büyükelçi Koru, "Kaliteden kesinlikle taviz vermiyoruz. Yeni memurlarımızı kapsamlı bir eğitim programına tabi tutuyoruz. Geçen yıl aldığımız memurlarımızın eğitim programları hâlâ devam ediyor." diyor. Önceden kanun izin vermiyordu; ancak bu seneden itibaren 25 genç diplomat yurtdışına yüksek lisans ve doktora programına gönderilecek. Türkiye’de ise bazı üniversitelerde Dışişleri için özel yüksek lisans programları düzenlenecek.

Yurtdışındaki Türk büyükelçilerin yüzde 69’u görev yaptıkları ülkenin yerel dilini bilmiyor. Bakanlık, bu meseleye artık özel ehemmiyet veriyor. "Arap ülkelerinde 15 kadar büyükelçiliğimiz var. Ama büyükelçilerimizin pek çoğu Arapça bilmiyor. Aynı şekilde Çin, Japonya ve Güney Amerika’daki büyükelçilerimiz de bu ülkelerin yerel dillerini bilmiyor. Bunu bir özeleştiri olarak kabul edebilirsiniz." diyor Naci Koru. Ancak bu eksikliğin giderilmesi için büyük bir teşvik başlamış Hariciye’de. 3 yıldan beri özel program uygulanıyor. Diplomatlar, diledikleri yabancı dil programlarına katılabiliyor; özel hoca bile tutabiliyor. Masrafları bakanlık karşılıyor. Koru, "Dış politikamız açısından önem taşıyan Rusça, Arapça, Farsça, Çince gibi dillere öncelik tanıyoruz. Yeni giren memurların yüzde 60’tan fazlası ikinci bir yabancı dil öğreniyor. Hedefimiz 10-15 sene içinde yurtdışına göndereceğimiz misyon şeflerimizin yerel dilleri konuşmaları." Son döneme kadar yurtdışı görevlendirmeleri son anda yapılmış. Artık kararnameler en az 6 ay önceden açıklanıyor. Böylece personelin görev yapacağı ülke için hazırlık yapma şansı oluyor.

Müsteşar Yardımcısı Koru, meselenin farklı boyutuna dikkat çekiyor: Rekabet artacak; artık her diplomat büyükelçi olamayacak. Koru, şöyle açıklıyor bunu: "Artık daha fazla eleman aldığımız için, yeni gelen memurlar arasından büyükelçi olanların oranı da azalacak tabii. Rekabet önem kazanacak. Kendini daha iyi yetiştirenler daha süratli olarak amir pozisyonuna geçecek." Hariciye’de önemli bir değişim de diplomatların mezun oldukları üniversiteler konusunda yaşanıyor. "Biz girdiğimizde 10 kişiden 8’i Mülkiyeli (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) idi. Altı-yedimiz büyükelçi olduk." diyen Koru, hemen ilave ediyor: "Eskiden Dışişleri’ne meslek memuru yetiştirebilecek üniversite çok az idi. Şimdi öyle değil. Boğaziçi’nden, Bilkent’ten, ODTÜ’den ve diğer birçok üniversiteden çok iyi yetişmiş gençleri bakanlığımıza alıyoruz. Aynı üniversiteden gelenler ister istemez aynı ekolden oluyor." Büyükelçi Koru, yorum yapmaktan kaçınsa da aslında bu, Hariciye’ye farklı ekollerin yansıması demek. Klasik Mülkiye anlayışından daha farklı eğitim almış; farklı bakış açılarına sahip öğrenciler artık Dışişleri’ni tercih ediyor. Bu, Hariciye’de çok seslilik ve farklı düşüncelerin önünü açacak.

MÜHENDİS BÜYÜKELÇİLER YOLDA

Diplomatların geldiği bölümlerde de genişleme var. Eskiden sadece belirli fakülte mezunları girebiliyordu. Tarih, sosyoloji ve felsefe gibi sosyal bilim mezunları başvuru yapamıyordu. Artık bu kırıldı. Koru, "Öğrenci Boğaziçi Üniversitesi’nde tarih okuyor; ama Dışişleri’ne başvuramıyordu. Hiçbir ülke artık üniversite ve bölüme bakmıyor. Önemli olan, dış politika perspektifi nasıl, lisanları iyi konuşuyor mu, muhakeme ve analiz gücü nasıl, bunlara bakıyorlar. Biz de artık buna bakıyoruz." diyor. Son yapılan değişiklikle mühendisler de dışişleri için uygun bir bölümde yüksek lisans veya doktora yapmaları halinde Dışişleri’ne başvurabilecek.

Naci Koru, teknolojiye yaptığı yatırımlarla biliniyor. Bakanlığın teknolojiden maksimum faydalanması için büyük çaba sarf ediyor. Artık gizli belgeler hariç; tüm yazışmalar dijital ortamda yapılıyor. Bu, büyük bir zaman devrimi! Tüm yazışmalar, atamalar, izin, onay ve her türlü form internet üzerinde yapılabiliyor. Dışişleri’ndeki bu sistem diğer bakanlık ve kurumların da dikkatini çekmiş. Koru’dan gelip bilgi almış bazı bakanlar. Eşgüdüm sağlanması durumunda kurumlar arasındaki tüm yazışmalar dijital ortamda yapılabilecek. Zaman kaybı ortadan kalkacak. Koru, bu durumu çarpıcı bir örnekle anlatıyor: "Belgeler Washington’a 30 saniyede gidiyor; yolun karşısındaki Hazine’ye ise en erken 3 günde!"

Zaman