Meğer İsmi Kendi Uydurmuş

Olaylar
Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu’nun 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki’yi hedef gösterdiği yazısındaki iddialar komplo çıktı. Uslu önceki gün köşesinde  “Türkiye’ye dönünc...
EMOJİLE

Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu’nun 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki’yi hedef gösterdiği yazısındaki iddialar komplo çıktı. Uslu önceki gün köşesinde  “Türkiye’ye dönünce tutuklanacağımı söylüyor” diyerek Beki’yi hedef göstermişti. “0 isim Akif Beki” başlıklı Yazısında, elinde belgeler bulunduğunu da iddia eden Uslu dün ise, Taraf gazetesine verdiği demeçte yeni bir senaryo anlattı.

İddianın iletildiği internet sitesiyle kendisinin yazıştığını kabul eden Uslu, “Sözkonusu internet sitesiyle yaptığım yazışmalar var. Bu yazışmalarda Akif Beki ismini açıkça geçirdim ama internet sitesinden kaynağın Beki olmadığına dair bir uyarı ya da açıklama almadım” diyerek ismi kendisinin uydurduğunu itiraf etti.

Yalanlama gelmedi o halde doğru

Önce, Akif Beki’nin yazışması olduğunu iddia eden, ardından da yazışmaların kendisiyle internet sitesi arasında gerçekleştiğini söyleyen Uslu bu yazışmaları maille Beki’ye de gönderdiğini söyleyerek kendisini savunmaya çalıştı. 24 Genel Yayın Yönetmeni Akif Beki de, iftira kampanyasına dün köşesinde cevap verdi. Uslu hakkında dava açacağını belirten Beki, “Bu zırvalıkların bir tekini ispat etmezse alçak bir müfteridir” dedi.

Uslu’nun Beki’ye yönelik suçlamaları ilk olarak 16 Nisan’da Taraf Gazetesinde “Başbakan’a açık mektup” adlı yazısında yer aldı. Uslu, köşesinden önce “Başbakan’a çok yakın bir medya organının başının ‘Emre Amerika’dan gelemiyor. Çünkü gelirse başına çok kötü bir iş geleceğini bizzat Başbakan’dan kulaklarımla duydum’ dediğini yazdı. Uslu asılsız iddiasını daha da ileri götürerek “O medya yöneticisinin bu bilgiyi bir internet sitesi yöneticisiyle de paylaştığını, internet sitesinden bu bilgiyi yazmasını istediğini de biliyorum. Bu bilginin kaynağı ben de mevcut” dedi.  18 Nisan’da “O isim Akif Beki” başlıklı yazısıyla iddialarını yeni bir boyuta  taşıyanUslu, kendisine yönelik operasyon iddiasının doğru olduğunu da “Konunun muhataplarından bir yalanlama gelmedi” sözleriyle açıkladı.

İddialarla ilgili Beki’ye e posta attığını da ileri süren Uslu, e postasına yanıt gelmediğini ve yazışmaların kayıtlı olduğunu söyledi.  19 Nisan ‘da  ise  aynı gazetede “Emre Uslu: Şantaj var ama tepki yok” başlıklı haberde, Uslu iddialarını kaleme aldığı yazılarına karşılık hükümet ve MİT’ten herhangi bir açıklama gelmemesinin iddialarının doğruluğunun kanıtı olduğunu ifade etti.

MİT: Her gün yeni bir iddia atıyor

Haberde MİT ile yapılan görüşmeye de yer verildi. MİT kaynaklarının “Her türlü iddiaya yanıt vermiyoruz. Ciddiye aldığımızı yazılı açıklamalarla yanıtlıyoruz. Emre Uslu zaten hergün köşesinde yeni bir iddiada bulunuyor. Bu konuyla ilgili açıklama yapmayacağız.” denildi.

BEKİ’DEN İFTİRAYA SERT CEVAP

Gülünç bir iftira vakası

Emre Uslu derler, polislikten mi ayrılma nedir, bir şahıs var. Hâlâ muvazzaf mı, ne ara gazeteciliğe geçti, onu da bilemem. Taraf gazetesinde çocukça hezeyanlar çiziktiriyor. Çığlık çığlığa bir şeyler söylüyor.

Gazetesinden arayıp adımı bulaştırdığı bir tezviratın doğruluğunu sordular. Yanlış anlamalara mahal bırakmayacak şekilde, kasten soruyu da tekrar ederek şu meyanda bir cevap verdim:

“Doğru anlıyorum değil mi sizi? Yani Emre Uslu, benim bir internet sitesine e-posta göndererek ‘Başbakan’dan duydum, Emre Uslu Türkiye’ye dönerse MİT(!) tarafından tutuklanacak’ dediğimi, bu bilgiyi aleyhinde kullanmalarını istediğimi, çevirdiğim kumpasın eline geçen yazışmalarımla da sabit

olduğunu, yine de teyit için bana mail attığını ama benden cevap alamadığını yazıyor. Öyle mi?

Anılan siteyi tanımam, etmem. O siteyle irtibatını bildiğim hiç kimseyle ne tanışıklığım ne de yazılı veya sözlü bir temasım oldu. Emre Uslu’dan da herhangi bir e-mail almış değilim.

‘Başbakan’dan duydum, Emre Uslu Türkiye’ye dönerse MİT tarafından tutuklanacak’ gibi gülünç bir cümle de benim ağzımdan hiçbir ortamda, hiçbir surette çıkmadı.

Şimdi, Emre Uslu bu zırvalıklardan bir tekini ispat etsin, her mihnet kabulüm. Şayet ispat edemezse o zaman da komik bir müfteri olduğunu itiraf edip aynı köşede kayda geçirmesini isterim.”

Tipik bir şiracı-bozacı tezgâhı. Daha önce adını dahi duymadığım bir internet sitesiyle paslaşıp sahte e-mail, düzmece kara propaganda malzemesi üretiyor birileri.

Ya da birileri, birilerini feci halde işletiyor; cingöz görünümlü bu saf da küçük dünyasında o çamuru köpürtüp feryat figan üstüme sıçratıyor.

Hepsi ortaya çıkacak

Veya evhamlı kişilikten mustarip bir arkadaş bu, deli saçması kuruntularını gazete kâğıdına boca ediyor. Bunlar iyi niyetli olasılıklar.

Her ne ise meseleyi avukatıma havale ettim. İspat fırsatı vermek için mahkemeye davet ediyorum iki tarafı da.

Bakalım kim yalan söylüyor, kim uyduruyor bunları; o site mi, Emre Uslu mu, üçüncü bir taraf mı, hepsi birlikte mi, ortaya çıkacak.

Olmadık iftiralara adınız karıştırıldıktan sonra size cevap hakkı tanınmış, ne kıymeti var!

Tek tabanca bir eleman olsa kaale alıp üstünde kalem dahi oynatmazdım. Ancak, münferit bir saldırıdan ibaret olmadığına dair ciddi şüphe belirtileri var ortada.

Mesele ediyorum, zira medyaya musallat olmuş organize bir yapı varsa deşifre olsun istiyorum.

Zannedersiniz ki bir iftira merkezi, oturup plan, program yapıyor; maksatlı yalanlarını projelendirerek iftira kampanyaları imal ediyor.

Neye hizmet ediyorlar?

Bu iftira üssüne sayfalarınızı açtıktan sonra, bu karakter suikastçılarına tetikçilik imkânı verdikten sonra kendinizi ne kadar ayrıştırmaya çalışırsanız çalışın, boş. Mümkün mü temiz kalmak!

Kara propagandacılar, psikolojik harekâtçılar, itibarsızlaştırma ajanları kirli taktikleriyle içeride, Türkiye arınıyor sanıyorduk.

Bir kara propaganda odağı gitmiş, başka biri gelmiş sanki. Bir iftira çetesi gitmiş, başka biri gelmiş. Bir andıç sitesi gitmiş, başka biri gelmiş. Eski şeytanlardan doğan boşluğu, yeni şeytanlar doldurmuş adeta.

Şu kör talihe bakın ki gelen, gidenin bütün berbat yöntemlerini taklit ediyor.

O gidenler Ergenekoncu’ydu, cunta işbirlikçisiydi, darbeye zemin hazırlıyorlardı. Ya bunlar neci, kimin tetikçisi, hangi derin gayeye hizmet ediyorlar?

Gidenlerin karalamalarına çok maruz kaldım. Ama gelenlerin kara çaldığı kadar alçalmamıştı hiçbiri.

Kara propaganda imalatçısı, sureta kara propagandaya maruz kalmaktan şikâyet ediyor. Uyanıklığa bakın; yavuz hırsız, ev sahibini bastıracak. Vay açıkgöz vay!

Star