Medet Ünlü cinayetinde Neocon ihtimali var

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Fahri Başkonsolusu Medet Ünlü, Türkiye’de Çerkesler arasında sevilen ve takdir edilen bir kişiyken, geçtiğimiz hafta uğradığı silahlı...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı

Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Fahri Başkonsolusu Medet Ünlü, Türkiye’de Çerkesler arasında sevilen ve takdir edilen bir kişiyken, geçtiğimiz hafta uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Türkiye’deki Çeçenlere ve tüm Kafkas kökenlilere uzattığı yardım eliyle tanınan Medet Ünlü’nün böyle bir cinayete kurban gitmesi onu tanıyan herkes tarafından üzüntüyle karşılandı. Bu olayın arkasındaki isim olarak öncelikle Çeçenistan hali hazırdaki lideri Ramazan Kadirov ilk olarak akıllara gelen isim olurken, Rus istihbarat teşkilatı FSB’nin de adı geçiyor. Ancak akıllara gelmeyen başka kesimler de söz konusu. Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Çetinbaş‘la Medet Ünlü cinayetinin arkasında kimler olabileceğini konuştuk.

MEDET ÜNLÜ CİNAYETİNDE KADİROV İHTİMALİ DÜŞÜK DEĞİL

Medet Ünlü’nün öldürülmesiyle ilgili bir zanlı tespit edildi. Sizin Neo-con’ların da bu işin arkasında olabileceğine dair fikirleriniz var. Kadirov dışında bu olayı kimler gerçekleştirmiş olabilir?
Kadirov’un olma ihtimali düşük değil. Kadirov yapmaz falan demiyorum kesinlikle. Kadirov zaten meşrebi belli bir adam. Ama benim söylemek istediğim şey şu, orada bir cinayet işlenmişse, ben ona belli açılardan bakıyorum. Kadirov bu cinayeti işlemekle ne kazanacak, ne kaybedecek? Bir şeyin artı ve eksilerine beraber bakmak gerekiyor. Geçmişte birtakım tezgahların içinde bulunduğunu kabul etmekle beraber Medet Ünlü cinayetinde buradan kazanacağı artıların daha az olacağı gibi bir kanaat oluşuyor ben de. O da şundan kaynaklanıyor; Kadirov son 1-1,5 yıl içerisinde Türkiye ile sıcak ilişkiler kurmaya çalışan bir politika izliyor. Türkiye’den insanların Çeçenistan’a gitmesi, orada yapılan yeni yapıları, binaları, camileri görmesi gibi hatta bazen Türk kamuoyuna da oynuyor. Buradan özel uçak kaldırıyor, ücretsiz bir şekilde çeşitli Türk aydınları ve yazar, çizeri Çeçenistan’a götürüyor. İmajını düzeltmek için elinden gelen gayretleri gösteriyor. Bunun haricinde meşhur Çeçenistan savaşı sırasında yetim kalmış, savaş travması geçirmiş çocuklardan belli bir grubu Türkiye’ye Antalya’ya gönderiyor. Her yıl 5 bin civarında çocuğu böyle kamplara gönderiyor. Benzer birçok şey yapıyor. Sonuç itibariyle bunları yaparken Medet Ünlü’yü Kadirov’un öldürmesiyle beraber ona karşı büyük bir antipati, büyük bir nefret uyanacağını zaten bilir Kadirov. Bundan dolayı kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı.

Bu cinayeti işleyen kişiler burada ilk akla gelecek kişinin Kadirov olacağını bilerek bir taşla birden fazla kuş vurmak isteyebilirler. Tabi ki burada hep cinayet işlendikten sonra göz ardı edilen ve hiç üzerinde durulmayan bir ihtimalden de bahsediyorum. Büyük ihtimalle ABD’de FSB içerisinde bulunan, aslında ABD’nin de Rusya’daki birtakım odaklarda Rusya’yı karıştırmak veya o bölgeyi güvensiz hale getirmek şeklindeki Kafkas baharı adı altında gelişen söylemler son zamanlarda yoğunlaştı. O bölgeye yeni bir dizayn verme çabaları zaten gözüküyor. ‘Obama bu işin içinde mi’ diye sorarsanız, hayır derim. Bırakın bunu, Obama Arap baharına bile biraz şey duruyor. Obama’ya rağmen Demokrat Parti içinde bulunan bazı Neo-con’ların burada bulunduğunu biliyoruz. Bununla beraber Gürcistan’da Saakaşvili yönetimini model olarak alıp, Azerbaycan’dan tutun Rusya Federasyonu içerisinde Kafkasya bölgesine yeni bir dizayn vermeye çalışılabilir, Ermenistan da bu işin içine dahil edilebilir. Böyle bir durum söz konusu. Kafkasya bölgesi Rusya’nın hegemonyasından kopartıldığı zaman, tabi ki o bölgenin enerji havzasında tamamıyla uluslararası şirketlerin çok rahat hareket edebileceği bir enerji koridoru oluşacak. Şu anda orada, o enerji koridorunu, şirketleri rahat bırakmayan Rusya var. Çünkü bugün boru hatlarından değişik enerji projelerine varıncaya kadar her şeyde Rusya’yı hesap ederek iş yapmak durumunda kalıyorsunuz. Bu bakımdan burada, bu bölgede en azından Rusya’yı sıkıştırmak, ona gözdağı vermek için Kafkasya bölgesinde istikrarsızlık yaratmak isteniyor. Bunu da neyle yapabilirsiniz? Kafkasya cumhuriyetlerini ve o cumhuriyetlerdeki birtakım hareketleri organize etmeniz lazım. Olayı bir tek Kafkasya bölgesindeki grupları kışkırtarak sadece Kafkasya’yı karıştırmak çok fazla mümkün gözükmüyor. Onun yerine ne yapılıyor? Türkiye, çok büyük bir Kafkas diasporası, Çerkes diasporasının yaşadığı bir yer. 5 milyon civarında Kuzey Kafkasyalı insan yaşıyor Türkiye’de. Bu insanların Rusya’ya karşı nefret duygularının, nefret hislerinin uyanması, gittikçe gelişmesi lazım.

Tıpkı Ermenilerin 24 Nisan soykırım günü gibi, 21 Mayıs 1864 Çerkes sürgününün yıl dönümüdür. Bu yıl 149. yıldönümüdür. Çerkesler anavatanlarından, yurtlarından Ruslar tarafından zorla sürüldüler, hatta büyük bir kısmı da o bölgede soykırıma uğratıldılar. Tabi Çerkesler uzun yıllar bu faaliyetlerini dünya kamuoyuna duyurmada ve bununla ilgili yaptıkları kampanyalarda çok fazla etkili olamadılar, lobiler oluşturamadılar. Son 20 yıldır Çerkesler büyük bir gayretle sürgün ve soykırımı anma toplantıları yapıyorlar. Çok iyi hatırlıyorum, çünkü 1999 yılındaki bu sürgün ve soykırımı anma toplantılarının hemen hemen ilk başlatıcılarından biriyim. Kefken’de Karaağaç diye bir köyde Karadeniz’in kıyısında Kandıra sahillerinde ilk kıyıya çıkan insanların bulunduğu mağaralarda araştırmalar yaparak ilk oluşturulan yerleşim biriminde bir anma toplantısı başlatmıştık. İlk başladığında 25-30 kişiyi bile geçememiştik. Ondan sonra ufak ufak artarak bugün onbinlere varan anma toplantıları yapılırken, geçen yıl toplantı yapacağımız yerlerde polis bizi iterken, ‘buradan gidemezsiniz, buradan yürüyemezsiniz’ derken, bu yıl birdenbire her yerde ne oluyorsa, bir anda bütün kapıların açıldığını görmeye başladım. Bırakınız bunları, TBMM’deki bütün siyasi partiler Çerkes sürgün ve soykırımını anma yarışına girdiler. Herkes bir demeç yayınlıyor. Kimi Kafkas Vakfı’na, kimi federasyona acınızı paylaşıyoruz diye mesaj yayınlıyor; bunun içerisine Başbakan da dahil. Yani 149. yılda birdenbire “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” deyimine benzer faaliyet başladı, Çerkeslerin acısını falan paylaşıyor. Daha da ileri gidiyor, ABD’de de düşük profilde bile olsa, Dışişleri Bakanlığından alt düzeyde bir yetkili NewYork’ta bulunan Çerkeslere bu olaydan duyulan üzüntülerini belirtti.

Şimdi bunların hepsini üst üste koyduğum zaman Kafkasya’da birtakım hesapların yapıldığını veya o bölge için bazı düşünceler olduğunu görüyorum. Bir de Türkiye’de belli sivil toplum kuruluşlarının çok canlı ve diri olması, bu sivil toplum kuruluşlarına da çeşitli yerlerden çok büyük desteklerin verilmesi arka arkaya geldiğinde Amerikan kaynaklı birtakım çabaların olduğunu görüyoruz.

CIA FAKTÖRÜNÜ İHTİMAL DIŞINA ATMIYORUM

Şimdi buna Medet Ünlü’yü nasıl oturtursun dediğinizde; Medet Ünlü doğrusu bir Çeçen’dir. Medet Ünlü, Çeçen olmakla birlikte Türkiye’deki Kuzey Kafkasyalılar, Çerkes üst kimliğinde birleşiyorlar. Ama Medet, bütün Kuzey Kafkasyalılar, Çeçenler, Adigeler, Abhazlar’ın hepsiyle diyaloğu olan, sağcısı solcusu bütün Çerkes grupları tarafından sevilen, sayılan ve herkes tarafından saygı gören bir adamdı. Tabi hedef böyle bir insana yöneltilerek Kuzey Kafkasyalılar politize ediliyorlar. Tabi ki bununla beraber Rusya’ya karşı duyulan öfke daha fazla kabarıyor, daha fazla yayılıyor. Böylece Amerika eğer Rusya’da herhangi bir operasyon yapmak isterse, hem maddi hem de manevi anlamda müttefikleri daha rahat bulacak şekilde bir yapının da oluştuğunu görüyoruz. Ben bu anlamda Amerikan faktörünü, CIA faktörünü de çok fazla ihtimal dışına atmıyorum.  Tabi ki CIA bunun içerisine direkt olarak girer mi, girmez mi, taşeron mu kullanır bilmiyorum…

Dünyada birçok şeyler görülüyor, artık öyle fazla şeyler görmeye alıştık ki, sonuç itibariyle bu benim kafamda oluşan bir düşünce ama benimle beraber de konuştuğum birçok arkadaşım tarafından paylaşılan bir düşünce olduğunu gördüm. Bu da enteresan bir olay. Ama tabi ki bunun dışında Kadirov faktörü her zaman elde birdir. Onun haricinde tabi ki Kadirov derken, direkt olarak Kadirov olarak değil de, bir de Rusya’nın FSB’nin de bu işte olabileceğini gözardı etmiyorum. Bu da şuradan kaynaklanıyor, önümüzdeki yıl Soçi kış olimpiyatları var. Bu olimpiyatlar Çerkeslerin soykırıma uğratıldığı topraklar üzerinde yapıldığı için birkaç senedir zaten Çerkes dernekleri Soçi olimpiyatlarına karşın yoğun bir kampanya yürütüyorlardı. Aama nedense bu seneye kadar seslerini duyuramadılar. Şu anda bakıyoruz uluslararası camiada, Soçi olimpiyatlarına karşı Çerkeslerin seslerinin biraz daha yüksek çıkmasına ABD’deki bazı yayın organlarının bile destek vermeye başladığını görüyoruz. Tabi zaman geçtikçe bu kampanya biraz yükselecek. Tabi Soçi olimpiyatları yaklaştı da ne olacak? Çok iyi bilmiyorum ama büyük ihtimalle bu konu etrafında, bunu kaşıyan birtakım çevreler falan olacaklar. Tabi benim sıkıntım burada sonuçta diyeceksiniz ki, bunlar oradaki Kafkas halkının işine yaramayacak. Bana göre de çok fazla yaramayacak, şundan dolayı yaramayacak; çünkü Kafkasya baharı tarzında oradaki toplulukların, yapıların ayaklandırılması veya birtakım mücadeleler içine sokulması büyük bir kıyım ve kırımdan başka bir işe yaramaz. Çünkü dünyanın en büyük silahlı güçlerinden biri olan Rusya’ya karşı Kafkasya’da harekete geçirilecek olan insanların kızdırılmasından başka bir işe yaramayacaktır. Çeçenistan meselesinde gördük; Çeçenistan’da 1994-1996’da başlayan isyanda, -ki Rusya’nın en zayıf anıydı o zaman, Sovyetler Birliği dağılmıştı- o dönemde bile Ruslar tanklarla Çeçenistan üzerine yürüdüler. Kısa bir şaşkınlık döneminden sonra 1999’da tekrar saldırarak 1 milyon 200 bin civarında toplam nüfusu olan Çeçenlerden 260 bin insan öldürdüler. Onun için bu noktada Kafkasya’da meydana gelebilecek olan olaylarda çok dikkatli olunması gerektiğine inanıyorum. Çünkü Rusya sürekli olarak çok tedirgin. Daha önce mesela ABD’lilerin malum kışkırttığı Saakaşvili küçücük bir Osetya’nın üzerine yürüdüğünde Rusya nasıl bir tepki gösterdi, ne şekilde sert bir karşılıkta bulunuldu, bunu hepimiz gördük. Ama aynı denemeleri ufak ufak Neo-con’lar gene o bölgede Gürcistan’ı ve diğer güçleri de arkalarına alarak yaptıkları kanaatindeyim. Ama bu çok tehlikeli. Kafkasya’da çok kan akar, başarıya da ulaşmaz gibi geliyor.

DOKU UMAROV İHTİMALİ YÜZDE 1

Sanırım çok küçük bir ihtimal de olsa Doku Umarov’un adı da olayla ilgili olarak geçiyor?

Doku Umarov’u sesli düşünme tarzında yüzde 1 bile olsa küçük bir ihtimal olarak ortaya koydum. Ne olursa olsun, Rahmetli Medet Ünlü ile Doku Umarov’un ikisi de Müslüman olan, dini hassasiyetleri olan insanlar. Farklı düşünceleri olabilir ama aynı kumaşın parçaları gibi değerlendirebiliriz. Çeçen mücadelesinde Abdulhalim Saydullayev’in şehadetinden sonra liderliğe geçen Umarov, belli bir dönem sonra Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni ilga edip onun yerine Kafkasya Emirliği diye bir yapı oluşturuldu.  Kafkasya’nın vilayetlere ayrılarak her birinin ayrı bir vilayet tarzında emirlik çatısı altında toplandığını, kendisinin de Kafkasya Emiri olduğunu ilan etmesinden sonra Medet Ünlü böyle bir hayali gerçekçi bulmayarak o yapıyı eleştirdi ve onlardan uzak durmaya başladı. Hatta zaman zaman sert cümlelerle de eleştirdi. Sözünü esirgemeyen bir insandı Medet, bazen sert sözlerle Emirlik’i eleştirdiği oldu. Ama Kafkasya Emirliği’nin bırakın Çeçenistan’ı başka herhangi bir yerde Müslümanlara karşı ya da başka din mensuplarına karşı böyle bir cinayetine rastlamadık. Kafkasya Emirliği bir Rus hedefine, belli yerlere saldırı yapabilir ama bu tarzda bir şeye rastlamadık. Böyle bir şey olduysa ilk defa olmuştur, olacaktır. Bu da bana çok çok zayıf bir ihtimal olarak geliyor.

Eskiden Dudayev ve Mashadov yönetimiyle beraber savaşmış çok Çeçen mücahit, bugün Doku Umarov ile beraber değil. Medet’ten çok daha ön planda, o harekete karşı çıkıp ayrılan Umar Dakayev dahil olmak üzere çok insan var mesela. Umarov tarafından bu insanlar öldürülecekse, Medet’in o listenin çok çok alt sıralarında gelmesi lazım. Çünkü daha önceden bizzat Umarov ile beraber savaşan insanlar kendisine sırtlarını döndüler. Bugün Avrupa’da ya da değişik yerlerde mülteci pozisyonundalar. O bakımdan bu ihtimali çok zayıf olarak görüyorum.

CİNAYETİ ÇOK YÖNLÜ ARAŞTIRILMASI GEREKEN BİR OLAY OLARAK GÖRÜYORUM

Siz katil zanlısının dışında, Emniyet ve İstihbarat kuruluşlarının bu olayın arkasındaki isimlere ulaşmak adına bir çaba gösterdiğini düşünüyor musunuz?

Katil olarak Murat Aluç diye bir adamdan bahsediliyor. Şimdi ne söyleyeyim? Çok enteresan şeyler çıkıyor ortaya; Murat Aluç denen bu adam, İslami camialarda dolaşan bir adam. Biraz mikrop bir adam, zamanında o çevrelerde bulunmuş, kendini mafyacılık durumlarına kaptırmış, Çeçenlerin arasında bulunarak hava basmaya çalışan, psikopat bir tip. Çeçenler, Moskova’da, şurada burada Çeçen mafyası tarzında çok anılıyor ya, o isimleri kullanarak Çeçen camiasının içinde bulunmaya çalışan bir insan Murat Aluç.  Ama son derece sefil bir adam, ayak takımı. Onun dışında mafya özentileriyle çeşitli suçlara karışıp, 2007 ya da 2008 hapse girmiş birkaç ay önce herhalde hapisten çıkmış. Böyle bir adamla Medet’in ne ilgisi olabilir? Hiçbir ilgisi olamaz ama büyük ihtimalle biri bunu kullanıyor, para verip bunu vurduruyor. Olay buradan çıkıyor. Tabi ki bununla ilgili birtakım girişimler var, ihtimaldir ki Murat Aluç yakalanacak. Benim sıkıntım, bu insan yakalandığında bu insandan basit bir ifade alıp da cinayeti bunun sırtına yıkıp da bu olayın kapatılması ihtimali. Benim üzüldüğüm nokta o. Detaylı olarak araştırılmadığı zaman Murat Aluç yakalanacak, “para vermiştim, almıştım” gibi birtakım ifadelerle verdirtecekler. Yazık, günah olur. Ama bu ifadeyi de kimse yemez. Bir insan gidecek, bir 15 gün Medet Ünlü’nün oralarda keşif yapacak, sonra da alacak verecek cinayeti işleyecek. Böyle bir adam 15 günü orada keşif yapar mı? Bu planlı ve kasten adam öldürme şeklinde bir eylem olarak görülüyor. O bakımdan cinayeti çok yönlü araştırılması gereken bir olay olarak görüyorum.

on5yirmi5.com