Kılıçdaroğlu “Türkiye kazanmıştır”

Olaylar
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Her yurttaşa saygımız var. Başbakan muhalefeti dizayn etmek istiyor. Senin gücün yetmez buna. Demokrasi muhalefete tahammül etme rejimidir. Her...
EMOJİLE

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Her yurttaşa saygımız var.

Başbakan muhalefeti dizayn etmek istiyor. Senin gücün yetmez buna.

Demokrasi muhalefete tahammül etme rejimidir.

Her yurttaşın oyuna saygımız var.

Balkon konuşmasının bir başka özelliği daha vardı. Sıra sıra dizilmişler, İstanbul’daki parayı sıfırlayanlar. Ama Ankara’da öyle bir para yok tabii. Varsa da biz bilmiyoruz. Adı yolsuzluğa çıkmış insanlarla siz zaten ülkeye umut veren bir konuşma yapamazsınız.

Sadece kirlenen insanlar mı, hayır. Kur’an-ı Kerim’e açıkça hakaret eden insanlar da oradaydı. Acaba böyle bir balkon konuşmasını kaç kişi değerlendirebilecek?

Türkiye kazanmıştır

Televizyon ekranlarında izledim. Pek çok yorumcu katılmıştı. Yorumcuların tamamına saygım var ama tek isteğim var. Büyükşehir belediye sistemi değiştikten sonra, değerlendirmenin daha farklı yapılması lazım.

Balkon konuşmasının bir özelliği daha var. Balkon konuşmasında açıkça demokrasiye meydan okundu. Demokrasi benim kafamdaki gibi şekillenir dedi. Balkon konuşmasında helale de meydan okundu.

Dünyanın hiçbir ülkesinde diktatörler kazanamamıştır. Kazanamazlar zaten, onlar kazandıklarını düşünürler. Türkiye kazanmıştır.

Daha fazla baskı kurulacak

Önümüzdeki süreçte daha fazla baskı kurulacaktır. Ona şunu söylemek isterim: Bu daha başlangıç. Eğer önünde boyun eğecek adam arıyorsan, balkon konuşmasında yanında olan adamlara bak. Biz kimseye boyun eğmeyiz.

Bu arada kendi yandaşları benim istifa edeceğimi söylüyorlar. Ülkeyi sorana istifa edeceği sorulmuyor da, halkın çıkarlarını soran insanlara, ‘istifa edecek’ deniyor. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hiç kimse unutmasın, bu daha başlangıç. Güçlenerek geliyoruz. Tamam, beklediğimiz oranda oy almadık ama yukarıya doğru bir çizgimiz var. Ağır ağır, sindire sindire halka daha fazla gideceğiz, onlarla daha fazla birlikte olacağız.

31 Mart’ta Türkiye’de baskının arttığını göreceksiniz. Biz yine demokrasinin, özgürlüklerin yanında olacağız. Biz demokrasiyi savunacağız.

Ankara’daki seçim sonucu

Sadece Ankara’da değil, çok yerde itirazlar var. Ekimiz şuanda çalışıyor. Ankara dahil birçok yerde itirazlarımızı yapacağız.

100’ü aşkın yerde miting yaptım. Elimden geleni yaptım, görevimi yaptım. Bu benim övüneceğim bir şey değil, bu benim görevim. Eksik olabilir ama elimden geleni yaptığımı düşünüyorum.

Milletin vicdanına hep sesleneceğim. Onlara ısrarla şunu söyleyeceğim: Senin inandığın kitaba hakaret eden birisi orada oturuyor. Hala oyunu oraya verecek misin? Yine sesleneceğim. Kul hakkı yiyen birisi hala orada oturuyor. Ne demektir o balkon konuşması? Ben devlete meydan okuyorum diyor. Ben istediğim yolsuzluğu yaparım diyor.

Cemaatle işbirliği tamamen AKP’nin uydurması bir şey. Nerede işbirliği yaptık? Ellerinde bir belge varsa açıklasınlar. Ben hiçbir zaman, “Siz ne isterseniz verdim” diye bir cümle kurmadım.

AKP’nin taktiğini herhalde gazeteci arkadaşlarım yeterince anlamadılar. AKP bir şey yapmak istediği zaman önce küçük küçük haberler çıkarır. Sonra eylemlerini bunun üzerine inşa eder. Havuz medyasına bakın. Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı yapılacak diye haberler çıktı. Haberler üzerine ben ‘Orduyu orayı sokamazsın’ dedim. Ben uyarı yapmak zorundayım. Sonra 4 kişinin yaptığı konuşmanın ses kayıtları yayınlandı. İki gazeteci arkadaşla beraberdik. Hiçbirimiz inanmadık. Bunun bir provokasyon olduğunu, AKP’nin çıkıp ertesi günü reddedeceğini ve diğer ses kayıtlarının da yalan olduğunu güçlendiren bir ses kaydı olduğunu düşündük. Arkadaşlarım uyardılar, bu ses kaydını esas alarak hiçbir açıklama yapmayalım. Sonra Dışişleri Bakanlığı çıktı, bunu kabullendi. Kabullenince, Türkiye’yi nasıl bir felakete sürüklemek istediklerini öğrendik. Devlette mahremiyet diye bir şey kalmadı. Casuslar bize savaş açtı dedi Davutoğlu. Ben dedim hangi devlet savaş açtı. Şuana kadar tık yok, kimin savaş açtığını bilmiyoruz.

İkinci kritik nokta, kendi ülkesini savaşa sokmak için, kendi ordusuna kumpas kuran bir devletle karşı karşıya kaldığımızı gördük. Bunun hesabını bunlar vermek zorundalar. Çok ağır bir tanımlamadır bu. Bunun hesabını vermiyorlar, kim sızdırdı? Sen devletsin, bul çıkar.

CHP bunu engelledi. Geri adım attılar. Bir şehit gelmiyorsa, bu CHP’nin öngörüsüyle oldu.

Anadolu Ajansı’na güven duymuyoruz

Anadolu Ajansı güven duymadığımız bir kurum. Diğer kurumlara olduğu gibi Anadolu Ajansına’da güven duymuyoruz. Havuz meydasının devlet ayağıdır Anadolu Ajansı.

Hükümet bir cadı avı başlatacağını söylüyor. Biz dikkatle izleyeceğiz. Kim olursa olsun, kim haksızlığa uğrarsa uğrasın, CHP olarak biz onların yanında yer alacağız.

En sevindiğim Hatay oldu. Hatay’a barış gelecek. En üzüldüğüm Artvin oldu.