Kadınlardan dayak yiyerek para kazanıyor

Olaylar
Kemal Sunal’ın ”Şark Bülbülü” filminde canlandırdığı dayak yiyen ”Mazlum” karakterinden esinlenerek, 2 yıldır stres atmak isteyenlere para karşılığı kendini dövdüren Rıza...
EMOJİLE

Kemal Sunal’ın ”Şark Bülbülü” filminde canlandırdığı dayak yiyen ”Mazlum” karakterinden esinlenerek, 2 yıldır stres atmak isteyenlere para karşılığı kendini dövdüren Rıza Günay, müşterilerinin yüzde 70’inin kadın olduğunu bildirdi.

”Türkiye’nin ilk tescilli dayak yiyen adamı” olan Rıza Günay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kars’ta doğduğunu, bir yaşından beri İstanbul’da yaşadığını, 41 yaşında ve bekar olduğunu belirterek, 2 yıl öncesine kadar korumalık ve bodyguardlık yaptığını anlattı.

”Aklımda her zaman kendi işimi kurmak, bir iş icat etmek vardı” diyen Günay, Kemal Sunal’ın ”Şark Bülbülü” filminde canlandırdığı dayak diyen ”Mazlum” karakterinden yola çıkarak, ”stres koçu” mesleğini icat ettiğini ve tescil ettirdiğini anlattı.

Amerika’da yaşam koçları bulunduğunu ama stres koçu olmadığını, kendisinin de bu boş alanı doldurduğunu ifade eden Günay, ”Ben bu mesleği icat ederek hayalime kavuştum” dedi.

Rıza Günay, uyguladığı 4 tekniği şöyle anlattı:

”Canlı kum torbası, müzikle ritm tutarak ve sadece savunma yaparak kişinin bilinç altına inerek deşarj olmasını ve rahatlamasını sağlayan metot. Haykırma, bağırma, çağırma, bilinç altındaki olumsuz düşünceleri ve duyguları (endişe, öfke, kıskançlık, korku) stres koçuna yansıtılması esasına dayanan metot. Work up, kişiye bire bir müzikle bir çeşit sohbet şeklinde olumsuz düşünce ve duyguların özüne inilmesinin sağlanması ve olumsuzlukların belirleyip strateji geliştirerek rahatlama esasına dayanan metot. Deşarj&relax odası, pasta, yumurta, su balonu, çıta, şeker, cam gibi şeyleri bana atarak, vurarak rahatlamalarını sağlıyorum.”

”Hedef kitlem; düzgün ve elit insanlar”

Bir seansın 20 dakika sürdüğünü, bir seansta tek bir metot uygulanabileceği gibi karma da olabildiğini ifade eden Günay, ”Taban ücretim 200 lira ama çıplak el olursa 500’e kadar çıkıyor. Devamlı müşterilerime yüzde 50-60 indirim sağlıyorum” dedi.

Günay, sanat ve iş çevresinden müşterileri olduğunu belirterek, ”Evlere, iş yerlerine ve ofislere gidiyorum, bir nevi ayağa hizmet veriyorum. Hedef kitlem; düzgün, elit insanlar. Ayda 30-40 müşterim oluyor. Bunların yarısına yakını da devamlı müşterilerim. Müşterilerimin yüzde 70’i kadın” diye konuştu.

”Para kazanıyorum”

Rıza Günay, ”Para kazanıyor musunuz?” sorusuna ”Erkeğin parası sorulmaz” diyerek, yeteri kadar para kazandığını söyledi.

”Mesleği işsiz gençlere önerir misiniz?” sorusu üzerine Günay, işsiz insanlardan çalışmak için çok sayıda başvuru aldığını belirterek, şöyle konuştu:

”Başvurularda patlama var. Müşteriden daha çok işsizlerin çalışma talebi var. Şu anda yanıma kimseyi almadım, sadece özel müşterilerime gidiyorum. Ancak devamlı müşteri sayısı artıyor. Hafta sonları da her gün çalışıyorum. 24 saatin 5 saatini uyuyorum, geri kalanında çalışıyorum. Müşteriye, her gün ve saatte giderim. Bir günde ortalama 2 seansım oluyor. Bu bazen 4-5’e de çıkıyor. Sağlığım yettiği sürece mesleğimi yapmak istiyorum. ‘Stres koçu’ ismini tescil ettirdim, önümüzdeki yıllarda başvuran olursa franchising yöntemiyle bayilik vermeyi düşünüyorum.”

”Dünyada ve Türkiye’de tekim”

Rıza Günay, bu olaya ailesinin önce ”kendine zarar vereceği” düşüncesiyle sıcak bakmadığını belirterek, ”Ancak onlar da kabul ettiler. Bu işi icat ettim, ekmek yiyorum, işimi profesyonelce yapıyorum. Şimdi sempati duymaya başladılar” dedi.

Dünyada ve Türkiye’de bu işi yapan tek kişi olduğunu ifade eden Günay, ”Böyle bir sistemi hayata geçiren, canlı kum torba tabiriyle kendini dövdürten tek kişiyim, stres koçu olarak da tekim” diye konuştu.

Bugüne kadar herhangi bir zarar görmediğini, kırılan yeri olmadığını kaydeden Günay, tedbirini aldığını, vuruşlar olurken suratını kapattığını, vazelin sürdüğünü, özellikle baldırlarına vurdurduğunu anlattı.

”Favorim, Bob Marley”

Günay, ”Danışıklı dövüş yaptırıyorum. Durup dururken dayak yiyen bir insan değilim. Darbeleri sistemli bir şekilde alıyorum” dedi.

Seanslarını müzik eşliğinde yaptığını dile getiren Günay, ”Dövülürken genelde Latin ve yabancı pop müziği tercih ediyorum ama müşteri de istediği müziği koyduruyor. Türk halk müziği isteyen de oluyor. Favorim, Bob Marley” diye konuştu.

”Toplantı öncesi dayak”

Bir erkek müşterisinin, haftada bir çalışanlarıyla yaptığı toplantıya girmeden önce kendisini çağırdığını anlatan Günay, ”Müşteri, toplantı öncesinde negatif enerjisini boşaltarak, haftalık toplantısına giriyor. Böylece daha rahat bir toplantı yönettiğini söylüyor” dedi.

Genelde dövülürken spor kıyafetler tercih ettiğini anlatan Günay, ”Bir müşterim takım elbise giymemi istedi. Neden böyle istediğini üstü kapalı şekilde sordum ve beni kendisine mobbing uygulayan amiri yerine koyduğunu anladım. Daha keyifli olsun diye baskı gördüğü insanın resmini renkli fotokopi ile maske yaparak müşterinin karşısına çıkmaya başladım. Müşteri daha bir rahatlasın istedim” şeklinde konuştu.

AA