İtiraflar Gündeme Bomba Gibi Düştü

Olaylar
Yasaların ve yönetmeliklerin dışında hareket ettiklerini ifade ederek, "Böyle devam edecek sandık. Hakkımız olmayan imkânları kullandık. Halen de var. Onlar da karşımıza çıkacak." diyo...
EMOJİLE

Yasaların ve yönetmeliklerin dışında hareket ettiklerini ifade ederek, "Böyle devam edecek sandık. Hakkımız olmayan imkânları kullandık. Halen de var. Onlar da karşımıza çıkacak." diyor. Balyoz darbe planını doğruluyor. O dönemde imha edildikleri için plana ait belgelerin kendi ellerinde bile olmadığını ancak her şeyin 1’inci Ordu’dan dışarı sızdığını belirtiyor. Bu duruma tepkisini ise, "Seminerle ilgili neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız. Esas rezalet bu!" sözleriyle dile getiriyor.

Ses kaydında "Namerde malzeme verdik." diye feveran eden eski Genelkurmay Başkanı’nın darbelere dayanak gösterilen Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesiyle ilgili sözleri de dikkat çekici. Bu maddenin kaldırılmasının önemli olmadığını vurgulayarak, "Üzerimize düşeni yaparız, bu bizim doğal görevimiz." mesajını veriyor. Koşaner ayrıca, ombudsmanın devreye girmesinin kendilerini sıkıntıya sokacağının altını çiziyor. Sayıştay’ın değişmesiyle para işlerinin ciddiye bindiğini belirtiyor. OYAK’ın kamu kurumu kabul edilmesi durumunda ise emekli olduktan sonra alacakları paranın yüzde 15 düşebileceğini belirtiyor: "Bunun için mücadele ediyoruz."

Eski Genelkurmay Başkanı Koşaner’e ait olduğu ileri sürülen yeni ses kaydı ‘Varan-2’ adıyla dailymotion.com’da yayınlandı. Koşaner, kayıtta Balyoz belgelerini doğruluyor. 35. maddenin kalkmasının kendileri için önemli olmadığını, TSK’nın her zaman görevini yapacağını (!) anlatıyor. İşte o konuşmanın bazı bölümleri:

"Bir de bizi en çok sıkıntıya sokan olaylardan bir tanesi bize doğru bilgi verilmemesi. Birliklerimizde her türlü olay olabilir. Ama biz doğruyu bilemezsek, iş işten geçiyor. Ondan sonra da arkadaşımız diyor ki ‘benimle niye ilgilenmiyorsunuz’. Ya ilgileneceğiz de sen bana baştan doğruyu söylemedin. Herkes üst makamına verirse doğru bilgiyi o bize gelir, biz de hazırlıklı oluruz."

BALYOZ BELGELERİNİN SIZMASI REZALET

"Balyoz hakkında bir şey söylemek istiyorum. Bu olayla ilgili seminerle ilgili evrakların hepsi imha edilmiş olduğu için olay ortaya çıkınca bir şey bulamadık. Araştırdık Genelkurmay’ı, Kara Kuvvetleri’ni, 1. Ordu’yu filan. Hiçbir evrak bulamadık. Bir gazeteci gitti, bir çuval evrak verdi falan CD’ler midiler. O CD’leri de ele geçiremedik. Ne zaman ki iş iddianame hazırlandı vs. bu CD’ler elimize geçtiği zaman olayın ne boyutta olduğunu açık açık anladık. Şimdi bizi üzen taraf 1. Ordu’da her şeyimizi çaldırmışız. Seminerle ilgili neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız. Esas rezalet bu. Nasıl bu olur yav! Ne konuşuyorsak var adamların elinde. Bu rezilliği yapmışız. Balyoz’un hikayesi bu. Suç olan kısmı da işin içerisinde olabilir, onu burada kayd-ı ihtiyatla sayıyorum. Maalesef namerdin eline malzeme verdik. Tüm planlar tüm teferruatıyla milletin elinde şimdi. Ordu karargâhından bu bilgiler nasıl çıkar."

Hep böyle kalacak zannettik!

"Bir de bu kamu denetçiliği ombudsman denen sistem yakın zamanda şeye girecek. Bu da her türlü idari şikâyette ombudsman denen adam bize de gelecek hesap soracak. Bu sıkıntılı durumlara gelmemizin sebebi arkadaşlar maalesef biziz. Yanlış şeyler yaptık. Evrakımıza bilmem nemize sahip olmadık, çaldırdık. Ortalıkta rastgele konuştuk. Dikkat etmedik. Bilgisayarlarımızda lüzumsuz bilgileri depoladık. İşte geldiler aradılar. Bir sürü şey buldular. Hesabını veremiyoruz! Yasaların dışında hareket ettik. Bunu yol yaptık hep öyle olacak zannettik. Öyle devam ettik ve hakkımız olmayan bazı imkânları kullandık. Halen de var. Onlar da karşımıza çıkacak. Çok malzeme vermişiz. Bir de maalesef içimizde helal süt emmemiş arkadaşlarımız da çıktı. Maalesef onu da bulamıyoruz."

Sözleşmeli eri biz istemedik

"Bir de sözleşmeli er diye bir şey çıktı. Bizim teklifimiz, arzumuz falan değil tabii. Biz herkese eşit süreli tek tip askerlik istiyoruz. Dediler ki hudutta Gediktepe falan olayı olduktan sonra yav hudutta er olmuyor, bu genç çocuklar olmuyor, bunları profesyonel yapalım. Ve az daha uzman erbaşa dönüyorlardı. Şimdi uzman erbaş olmasın diye biz ısrar ettik. Erden gidelim diye. Bu sefer sözleşmeli er diye bir şey çıkardılar. Bu şöyle olacak. Aynen er paralı er. Askerliğini yapmışlardan paralı er. Koğuşta kalacak. Er statüsünde. Belli bir yaştan sonra ayıracağız ve eline tazminat vereceğiz."

"Herkesin gözü üzerimizde. Kim hangi asker kanunsuz iş yapıyor, hangi subay, er kullanıyor. Hangi subay, general, amiral her neyse köpeğini itini bilmem nesini askere gezdiriyor? Evinin badanasını askere yaptırıyor. Hiçbir şey artık gizli değil. Şu er kullanma işini yavaş yavaş piyasadan kaldırmamız lazım. Yoksa kaldırtacaklar."

Askerî yargı sistemi tehlikede

"Sayıştay kanunu değişti. Çok dikkat ediniz. Para işleri bundan sonra çok ciddiye bindi. Sayıştay denetleyecek. Sıkıntı olur yönergemizde bilmem nemizde ne diyorsa onun dışına katiyen çıkmayınız. Askerî yargı sistemini değiştirmeye çalışıyorlar. Emir veremedikleri için onu nasıl ortadan kaldırırız nasıl pasifleştiririz. Onun derdindeler."

Koşaner olarak dava açabilirim

"Hiçbir basın mensubu bize düşman olmaz. Ama dost da olmaz. Basın mensubu, çok afedersiniz anasını bile satar onu oraya haber diye koyar. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmaz. En iyisi basından uzak durmak. Basına ne söylenecekse biz söylüyoruz. Basın bize hakaret de ediyor. Maalesef Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüzel kişiliği olmadığı için dava açamıyoruz. Şahıs olarak açmak lazım. Yani ben Işık Koşaner olarak dava açabilirim."

35. madde kalksa ne olur, TSK görevini yapar!

Işık Koşaner’in son ses kaydında kullandığı bazı ifadeler, TSK’da antidemokratik müdahale yanlılarının hâlâ var olduğunu ortaya koyuyor: "Şimdi kim ne derse desin arkadaşlar. Bunun bir yerde yazması da gerekmez. Hani diyorlar ya 35. maddeyi kaldır da bilmem ne maddeyi koy. İster koy ister koyma. Biz Silahlı Kuvvetler olarak bunun için varız. Bu bizim doğal tarihi görevimiz. Kimse bunun hakkında bize akıl öğretemez. O zaman varlığımızı inkâr ederiz. Bunun başka hiçbir çıkar yolu yok."

Zaman