İşte Gerçek ‘Dedemin İnsanları’

Olaylar
Beykoz’un Mahmut Şevket Paşa köyünde yaşayan 91 yaşındaki Hüsniye Saka, çocukluğunun geçtiği evi anlatıyor içli içli: "3 odalı kocamandı evimiz ama pencereleri şimdiki gibi değil, daha küçü...
EMOJİLE

Beykoz’un Mahmut Şevket Paşa köyünde yaşayan 91 yaşındaki Hüsniye Saka, çocukluğunun geçtiği evi anlatıyor içli içli: "3 odalı kocamandı evimiz ama pencereleri şimdiki gibi değil, daha küçüktü. Taa komşuya kadar da büyük bir avlumuz vardı." diyor.

Avludaki çınar ağacına annesinin kurduğu salıncağı hatırlıyor hayal meyal ve gözleri doluyor ‘bizim oralar’ derken. Aradan uzun yıllar geçse de 4 yaşındayken ayrıldığı Yunanistan’ın Drama şehrine bağlı Koitza köyünü unutmuyor. Hüsniye ninenin yaşadıklarına benzer on binlerce hikâye bulunuyor Türkiye’de. Yönetmen Çağan Irmak, ‘Dedemin İnsanları’ filminde küçük yaşlarda Girit’ten mübadeleyle gelen dede Mehmet ile torunu Ozan’ın yaşadıklarına çevirdi kameralarını son olarak. Mübadeleyle Balkanlar’dan Türkiye’ye göç edenlerin Trakya ve Ege’de yaşadığı düşünülse de, İstanbul’un da mübadil köyleri var.
 
Mübadele adı verilen göçle kurulan köylerden biri de Beykoz’a bağlı Mahmut Şevket Paşa. 1924’teki nüfus değişimi ile gelen Drama Türkleri, tarıma elverişli olduğu için seçer burayı. Köy daha öncesinde Rumların yaşadığı yerdir ve mübadiller eski Rum evlerine yerleştirilir. Zamanla eski evler yıkılarak yerine yenileri yapılmış ve şimdi ise o evlerden birkaçı ayakta. Köy muhtarı Yakup Kaya, "Çocukluğumdan hatırlıyorum, kilisemiz bile vardı yıkıldı. Farkına varamamışlar o zaman. Şimdiki halk olsaydı yıktırmazdık." diye konuşuyor. Köyün yaşlılarından 74 yaşındaki Sabri Küçük ise babasının uzun yıllar geri dönmek düşüncesinde olduğunu anlatıyor.
 
Rumcayı unutmadılar

İstanbul’un mübadil köylerinden Çatalca’ya bağlı Elbasan köyünün halkı Balkanlar’ın Türkleşmesi için Ana-dolu’dan gönderilen öncü kuvvet Patriyot’lardan. Bir ay Kavala’da bekletilen göçmenler Sakarya Vapuru’yla İstanbul’a gelir. Kozani şehrine bağlı köylerden gelen halka Boğaz kenarında yerler önerilse de onlar geldikleri yere benzediği gerekçesiyle Elbasan’a yerleşir. Rumcayı unutmayan köyün muhtarı Eyüp Özen, "Benim çocukluğumda kahveye gidildiğinde Türkçe konuşan yoktu, biz de o ortamlarda kalarak öğrendik Rumcayı." diyor. Köy halkından Yunanistan’a gidenler olduğu gibi, Rumlar da sık sık bölgeyi ziyaret ediyor. Özen, çocukluğundan bir anıyı şöyle anlatıyor: "Bizim evin sahibi geldi 80’li yıllarda. Misafir ettik onları ve çocuklarına, ‘Türkiye’den dönmeden ölürsem beni Yunanistan’a götürmeyin, buraya Elbasan’a gömün’ dedi."
 

Zaman