İdam hükümlüsü Mısır’lı: Maksat herkesi susturmak

Olaylar
Toplantıda açılış konuşmasını yapan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, Mısır’da gerçekleştirilen darbe ve sonraki sürecin ümmeti harekete geçirdiğini söyleyerek, “Rabia, yer...
EMOJİLE

Toplantıda açılış konuşmasını yapan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, Mısır’da gerçekleştirilen darbe ve sonraki sürecin ümmeti harekete geçirdiğini söyleyerek, “Rabia, yeryüzüne yayılan bir meydan oldu. Batı Mısır’da üç maymunu oynamaktadır. Biz bugün sizlerin önüne hakikati getiriyoruz. Son idam kararları ile beraber Mısır’da gerçekleştirilen hukuki sürecin net bir şekilde adaleti ayaklar altına alan hukuki katliamlar olduğunu ilan ediyoruz” dedi.

Daha sonra MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Humanity Association, Anadolu Platformu, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Hikmet Vakfı, Medeniyet Vakfı ve Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi tarafından hazırlanan ortak basın açıklaması metni Cüneyt Sarıyaşar tarafından okundu. Açıklamada “Darbecilerin talimatlarıyla çalışan mahkemeler, idam makinesine dönmüş durumdadır. Uluslararası toplumun, İslam ülkelerinin, BM ve AB gibi uluslararası kuruluşların ciddi bir tepki vermemesi darbecileri daha da azgınlaştırmaktadır. Mısır yargısı, Mısır’daki askeri rejim tarafından kullanılan ve tüm siyasi muhalifleri yok etmeye çalışan bir mekanizmaya dönüştürülmüştür. Mısır Askeri Rejimi, Hüsnü Mübarek dönemindeki gibi yargıyı baskı altına alıp ‘olağanüstü hal’ yargılaması yaparak, tüm siyasi muhalifleri sindirmenin aracı haline getirilmiştir” denildi. Metnin sonunda uluslararası topluma Mısır’a gereken baskının uygulanması, siyasi muhalifler hakkında yürüten gayri adil yargılamalara ve idam cezalarına son verilmesi, Gösterilerde sivillere rastgele veya hedef gözeterek ateş açan güvenlik güçleri ile baltacı milisleri hakkında soruşturma açılması ve cezalandırılmaları, Mursi’nin serbest bırakılması çağrılarında bulunuldu.

Daha sonra Anadolu Platformu adına Ahmet Çamurluoğlu konuştu. Mısırda bir tiyatro oynandığını ve bu tiyatroyu tüm dünyanın seyrettiğini söyleyen Çamurluoğlu “Kukla yönetimlerin devlet terörüne, halkların talebiyle başa geçenlerin suçlu ilan edilerek mahkum edilmelerine şahitlik ediyoruz. Meşru seçimler yoluyla cumhurbaşkanı seçilen Mursi devrildi, halkın talepleri hiçe sayıldı. Müslüman kardeşler terör örgütü ilan edildi. Mısır’daki idam kararlarına batıdan tepki gelmedi, gelmeyecek. Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğüne ilk kez tanık olmuyoruz. Onlar yine kendi putlarını yiyorlar. Bir ülkenin uyanışını sabote ettiler ve kukla devletler de buna destek verdiler, tıpkı Suudi Arabistan gibi. Mısır’daki darbe çok uluslu bir projedir. Şimdi yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ile göz boyama yapılacak. Batı gözlemciler gönderecek ve seçimi Sisi kazanacak. Bizim için bu şartlarda yapılacak seçimlerin hiçbir meşruiyeti yoktur. Biz orada mahkemelerin verdikleri kararları kabul etmiyoruz. Hapiste tutulanların bir an önce bırakılmasını istiyoruz. Hiçbir halk böyle bir adaletsizliği kabul etmez, böyle bir zulüm hiçbir halkın hafızasından silinmez” dedi.

Umran Hareketi adına konuşan Şemsettin Özdemir ise Arap krallarının çoğunun hiçbir hukuk tanımayarak Mısır’daki zulme destek olduğunu söyleyerek “Er geç bu despotluklar son bulacaktır. Burada oturup Mısır hakkında konuşmak zordur ama inşallah bu idamlar gerçekleşmez. Mısır Suriye olmamalı, Mısır’da halk silahlı direnişe girmemelidir. İnşallah tüm ümmet olarak bu süreci aşabiliriz” dedi.

Medeniyet Vakfı adına söz alan Mehmet Şerif Niziplioğlu da Mısırda verilen idam kararlarını telin ederek başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ey Mısır’daki yargıçlar, hakimler; Bu dava öyle bir dava ki, öyle bir güneş ki, bu güneşi ne Firavun ne Nemrut söndürebildi, sizin gücünüz de yetmeyecek. Mısır’daki kardeşlerimizin özgürlük mücadelesi zaferle sonuçlanacaktır. Allah bizimle beraberdir. Ümmetin tekrar yüzünün güleceği günler gelecektir.”

Niziplioğlu’nun ardından konuşan Hikmet Vakfı’ndan Salih Serdar ise Mısır’da yeniden bir Suriye ya da Irak olayının yaşanmaması için silahsız direnişin devam etmesini temenni ettiklerini belirtti.

Daha sonra Mısır’daki son durumla ilgili bilgi veren Human Rights Monitor sorumlusu Selma Eşref, Mısır’da yargılamalar, idam cezaları ve uluslararası anlaşmalara aykırı uygulamalardan kısaca bahsetti. Mısır’da katliamların sürdüğünü ifade eden Eşref “23.000 kişiyi gözaltına alan askeri rejimin bu süreçten sonra ihlalleri artarak devam etti. Mısır’da insanlar tarafsız mahkemelerde yargılanamamakta ve gözaltında işkenceler ve bu sebepten ölümler de devam etmektedir. Bir ay içinde 1212 kişiye idam cezası verilmiştir ve karar 10 dakikada verilmiştir. Biz Human Rights Monitor olarak yaşam hakkının temel bir hak olduğunu bir kez daha vurguluyor ve bundan hareketle Mısır’daki zulümlere son verilmesi için tüm uluslararası kuruluşları tepki vermeye çağırıyoruz” dedi.

İdam

Humanity Association (İnsanlık Derneği) adına konuşan Av. Mahmut İsmail de Mısır’daki darbenin sadece hükümete yönelik olmadığını, halkın iradesine, insan onuruna yapılmış bir darbe olduğunu vurguladı. İsmail, “Şuan tam bir karmaşa söz konusu. Karşı karşıya olduğumuz durum tam bir hukuk faciasıdır. Verilen hükümlerin ne kadar gülünç olduğunu anlamanız için size örnek vereyim; Mahkemelerde bir kişinin tespiti için nedir, kimdir, nerde oturur vs. bunları anlamak için bile her bir kişiye en az 2-3 dakika vermek lazım. Ama yüzlerce kişi hakkında toptan karar 10-20 dakikada verildi” dedi.

Son olarak konuşan Av. Ahmad Mofrah son tutuklamalarla cezaevlerinde 10.000’e yakın kişinin olduğunu, para cezası verilenlere ise çok yüksek para cezaları verildiğini belirtti. Mofrah, “Eğer çok kısa bir zamanda 1212 kişiye idam verilebiliyorsa biz bir hukuk çöplüğünün içindeyiz. Bu yapılanlar uluslararası kanunlara da aykırı. Bu yaptıklarıyla Mısır hukuku darbe almıştır” dedi.