İçtiğimiz kahve bile örgüt suçu sayılmış

Olaylar
Paralel Yapı’nın sözde Selam Tevhid örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle dinlediği isimlerden bir tanesi de İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Mensupları ve Mezunları Derneği’nin (İÜMDER) Onursal Başkan...
EMOJİLE

Paralel Yapı’nın sözde Selam Tevhid örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle dinlediği isimlerden bir tanesi de İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Mensupları ve Mezunları Derneği’nin (İÜMDER) Onursal Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Cansız. 20’si İÜMDER’den olmak üzere İstanbul Üniversitesi’nden yaklaşık 40 kişiyi dinleyen Paralel Yapı, dernek üyelerinin kahve içmesini ‘örgüt kahvesi’, misafirliğe gittikleri evi de ‘örgüt evi’ olarak saymış. Paralel Yapı’nın kendilerini İran ajanı olarak gördüklerini ifade eden Cansız, “Haksızlıklara karşı erdemlilerin dayanışması mantığı içinde harekete geçmesi bu yapıyı rahatsız etti. Bugün paralel, yarın çapraz hiçbir yapıya da pabuç bırakmaya niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.

‘DOSTLAR MECLİSİYİZ’

Derneğin kuruluş çalışmalarına, İstanbul Üniversitesi olarak 2012 yılının son aylarında başladıkarını ve 2013’te tescil edildiklerini belirten Cansız, “Derneğin amacı, daha iyi bir üniversite için izzete talip olan, hayır için anahtar şer için ise kilit olmayı ilke edinen bireylerden oluşuyor. Bütün iyileri, düzgünleri ve mazlumları kuşatan, her kim ve nerede olursa olsun mazlumdan ezilenden yana ve onların haklarını koruyan onların sesi olan bir dostlar meclisiyiz” dedi.

İstanbul Üniversitesi adı ile anılan birçok dernek bulunmasına rağmen, kendilerinin farklı bir çizgi izlediklerini belirten Cansız, farklarını şöyle anlattı:

SİYASET DEĞİL ETİK İLKELER BİZİ BİR ARAYA GETİRDİ

“İlk defa siyasi görüşlerden yola çıkan değil de ahlaki ve etik ilkelerin bir araya getirdiği bir oluşumun ihtiyacını çeken öğretim üyeleri bir araya geldik. Omuz omuza baskılara, yasaklara karşı direnirken; haksızlıklara uğrayanların yanına koşarken, başörtülü kız öğrencilerimizin sınıftan çıkartılmasına karşı isyan ederken tanıştık. Amacımız İstanbul Üniversitesi’ni özgür, katılımcı, demokratik ve bilim üreten bilimsel bilgiyi araştırma yoluyla üreten, öğreten ve yayan, proje geliştiren, patent üreten, ülkemizin sorunlarının çözümünde rehberlik eden ideal bir üniversiteye kavuşturmak ve bir medeniyet inşa etmektir.”

Casusluk şebekesi iftira attı

Yenişafak’a göre Prof. Dr. Harun Cansız, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bu çete her üniversitede bir ya da iki kişiyi dinlerken, bizim üniversitede yirmisi derneğimiz kurucusu 40 küsur kişiyi yıllarca dinlemiş, bin bir iftira ile tutuklamaya kalkmış. Bizim için İran ajanı diyorlarmış. Nereden baksan garabet. Sağcısı solcusu, Alevisi Sünnisinin birleşip haksızlıklara karşı erdemlilerin dayanışması mantığı içinde harekete geçmesi rahatsız etti.

HER YERDE TAKİP

Kahve içmişiz örgüt kahvesi olmuş. Misafirlik yapmışız örgüt evi olmuş. Lokantaya gitmişiz örgüt yemeği olmuş. Anlıyoruz ki bu paralel çete farklı görüşlerden gelen herkesi takip etmiş, fişlemiş, dinlemiş, mahremlerine tecavüz etmiş. Bugün paralel yarın çapraz hiçbir yapıya da pabuç bırakmaya niyetimiz yok. Cumhurbaşkanımız zamanında ve yerinde müdahale etmese idi, herhalde paralel çete tarafından hapse atılan ilk dernek üyeleri biz olacaktık. Ancak bir noktayı daha vurgulamak, sayın savcılarımızdan şunu da öğrenmek istiyorum. Bizi dinleyen bu paralel yapı, tapelerimizi kimlere servis etti? İstihbarattan sorumlu eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in sık sık İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü içinde kimlerle irtibatta olduğunun tespiti son derece önemlidir.

ŞİMDİ ANLIYORUZ

Paralel Yapı, üniversitede ben dahil birçok arkadaşımızı dinlemeye aldı. Şimdi savcılık ve emniyette hayretle rutin hayatın günlük meşgalesi içinde yaptığımız telefon konuşmalarından nasıl bir casusluk şebekesi iftirası inşa edildiğini ve takip edildiğimizi anlıyoruz.”